DSİP'in Yunanistan'daki kardeş örgütü Sosyalist İşçi Partisi (SEK), Syriza'nın parlamentodan geçirdiği memoranduma karşı direnme çağrısı yaptı.
SEK'in açıklaması şöyleydi:
“Çipras hükümetinin –Ağustos tatillerinde meclisten hızla geçirmeye çalıştığı– yeni memoranduma olumlu bir karakter yükleme çabası, yalnızca daha fazla öfke yaratacak. Bu “hafif bir düzeltme anlaşması” değil, daha önce PASOK ve Yeni Demokrasi hükümetlerinin işçi sınıfına zorla kabul ettirmekte başarısız oldukları saldırıları dayatmak için yapılan yeni bir girişim.
Hükümet propagandasında şimdiki önlemlerin eski Başbakan Antonis Samaras’ın hazırladığı önlemlerle kıyaslanıyor olması, kendisini radikal sol olarak nitelendiren bir parti için utanç verici.
Yeni memorandum, ücretlerde ve emeklilik maaşlarında kesintiye gitmenin binbir yolu ile başlıyor. Bankalara, mülk ve tasarruflara el koyma konusunda yeni yetkiler vererek sermayeyi yeniden düzenliyor. Özelleştirmeleri hızlandırıp “pazarı ve iş alanlarını geliştiriyor”. Kamusal sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik sistemlerini “faiz dışı fazla” adına parçalamayı hedefliyor. Kapitalistler ve onların bankaları tarafından yaratılan ve işçilerin hiçbir sorumluluğu bulunmayan, ödenemeyecek bir borç yükünü devam ettiriyor.
Bu memorandumun sınıf doğası nedeniyle, hükümet, şimdi mecliste kendisinin müttefiki olan seleflerinin antidemokratik taktiklerini aynen uyguluyor. “Dörtlü”nün –Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa İstikrar Mekanizması– ültimatomlarını dayatabilmek için antidemokratik bir gerilemeye giriyor.
Tüm bunları tamamlayan ise polisin göstericileri bastırmakta kullandığı tanıdık uygulamaların geri dönüşü ve "Avrupa Surları" (Fortress Europe) ile karşılaşmak zorunda kalan göçmenlere kusulan ırkçı öfke oluyor. İşçi hareketinin “Avrupalı” kemer sıkma politikaları ve ırkçı baskı bileşimiyle mücadelesi yıllardır sürüyor. İşçi hareketi, bu mücadelede Samaras ve Evangelos Venizelos hükümetlerini devirdi.
Bu hareket, Syriza’ya kendisinin hazır olduğunu ve işçilerin çıkarlarını koruyabileceğini kanıtlaması için bir değil iki şans verdi; 25 Ocak seçimleri ve 5 Temmuz referandumu. Üçüncü memorandumun ve onu yöneten hükümetin, selefleriyle aynı kaderi paylaşmasını sağlayacak olan güç de bu hareket.
Meclis yeni memorandumu tartışırken, kamu çalışanları sendikaları konfederasyonu ADEDY’nin çağrısını yaptığı miting, bu yönde bir adım. Gösteriyi antikapitalist sol ANTARSYA da destekledi.
Tüm sol güçleri bu yeni saldırıya ve onu uygulayan hükümete karşı mücadeleye aktif destek vermeye çağırıyoruz. İşçi hareketinde aktif olan herkesi, yaşananlardan sonuç çıkarmaya ve işçilerin kendi üretimleri üzerinde kontrol sahibi olacakları bir toplum için kapitalizmi yıkma mücadelesinde bize katılmaya çağırıyoruz.”
(Türkçe'ye Onur Devrim Üçbaş çevirdi)