Yunanistan'da hükümet düştü: İşçiler nasıl kazanabilir?

31.12.2014 - 17:11
Haberi paylaş

Yunanistan'da mücadele eden Sosyalist İşçi Partisi'nin (SEK) önde gelen üyelerinden Panos Garganas, hükümetin düştüğü ülkedeki siyasi durumu, yaklaşan seçimleri, Syriza'nın durumunu ve işçi sınıfının mücadelesini yazdı:

Geçtiğimiz pazartesi günü Atina’da işçiler, parlamentonun dışında kutlama yapıyordu çünkü muhafazakâr Antonis Samaras liderliğindeki koalisyon hükümeti nihayet düştü.

Maliye Bakanlığı’nda çalışan temizlik işçileri, ERT medya çalışanları ve okul işçileri hep birlikte gösteri yaptı. Bu işçiler, Samaras tarafından işten atılmışlardı ve işlerini geri almak için mücadele ediyorlardı. Atina yakınlarındaki geri dönüşüm tesisinde çalışan göçmen işçiler de onlara katıldı.  Bu işçilerin ücretleri ödenmiyordu, dolayısıyla onlar da Christmas’dan hemen önce fabrikayı kapatmış ve işgal etmişlerdi.  

Bu yeni ve devam eden mücadeleler, işçilerin ne için mücadele ettiğini çok iyi gösteriyor. İşçiler, hükümetin yeni cumhurbaşkanını seçmek ve hükümette kalmaya devam etmek için gerekli olan çoğunluğu kazanamadığını öğrendiklerinde bunu sevinçle kutladılar. İnsanlar birbirlerini kucaklıyor ve meydanın etrafında gösteriler yapıyordu. Bu ruh hâlini şu anda Yunanistan’ın her yerinde görmek mümkün.

25 Ocak’ta genel seçim yapılacak ve Syriza büyük olasılıkla bu seçimi kazanacak. Medya, Syriza’nın önderliğinin gücünü kaybettiğini çünkü insanların olacaklar konusunda endişeli olduklarını anlatıyor.

Bu, hükümet tarafından başlatılan ve medya tarafından devam ettirilen korkutma kampanyasının bir parçası. Fakat bu korkutma kampanyası, muhafazakâr milletvekillerini bile hükümete destek olmaya ikna edemedi.  

Ancak tek engel bu değil, çünkü IMF ve özel spekülatörler Yunanistan’a şantaj yapmaya çalışıyorlar. Capital Group yatırım fonu, Londra’da Syriza ile buluştu ve Yunanistan’ın en büyük dört bankasından biri olan Eurobank’dan çekilmekle tehdit etti.

Ayrıca seçime giden süreçte çok ciddi bir gelişme yaşandı. Independent Greeks (Bağımsız Yunanlılar) partisinden bir milletvekili, hükümetin lehine oy kullanması için kendisine rüşvet teklif edildiğini iddia etti. Mahkeme, milletvekilinin sunduğu kanıtı ciddiye almadı ve bu iddiayı soruşturmayı reddetti.

Tüm bunlar, solcu bir hükümetin, devletin içinde karşı karşıya kalabileceği engelleri gösteriyor.

Sola doğru bu büyük kayış şu anlama geliyor; muhtemelen yukarıda anlattıklarımdan hiçbirisi, insanların Syriza’ya oy vermelerini engellemeyecek.

Yanıt

Dolayısıyla, önümüzdeki soru seçimlerden sonra ne olacağı: Syriza hükümeti tüm bunlara nasıl yanıt verecek?

Syriza, Avrupa Birliği (EU-AB) ve Avrupa Merkez Bankası’nı (ECB-AMB) insanların demokratik iradesine saygı göstermeye çağırıyor. Aynı zamanda, ulusal borcun yeniden görüşülmesini talep etse bile, bu kurumların Yunanistan bankalarına para sağlamaya devam etmelerini istiyor. Fakat bu kuruluşlar demokrasiyi umursamadıklarını bugüne kadar defalarca kez ortaya koydu. Yunanistan’a verilen borcun büyük kısmı Avrupa Merkez Bankası tarafından sağlandı, dolayısıyla bu borcun yeniden görüşülmesini istemek, aslında bankadan bu borcun yeniden hesaplanmasını istemek anlamına geliyor. 

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi ve Avrupa Komisyonu başkanı Jean-Claude Juncker gibiler bunu hemen kabul etmeyeceklerdir. Onların karşısına çıkmak zorundayız.

İşaretler, Syriza’nın taviz verme yaklaşımını benimseyeceğini gösteriyor. Dolayısıyla anti-kapitalist sol, soldan ve aşağıdan gelen basıncı örgütlemek zorunda.

İnsanlar, Syriza hükümetinin kendilerine gerçek bir kazanım sağlamasını bekliyorlar; üstelik sadece ekonomik olarak değil.

Parlamentonun dışındaki insanlar, işlerini geri almayı bekliyor ve yeni hükümetin karşı karşıya kalacağı ilk mesele bu olacak.

Mahkeme henüz Nazi Altın Şafak (Golden Down) duruşması için bir tarih belirlemedi ve Syriza hükümeti bu konuyu da çözmek zorunda.  

Irkçılık karşıtları, Samaras’ın göçmen çocuklara yönelik saldırılarını geri püskürtmek amacıyla kampanya yapıyorlar ve Yunanistan’da okuyan herkesin vatandaşlık hakkına sahip olmasını talep ediyorlar.

Ayrıca son zamanlarda yapılan en büyük gösteriler, polis şiddeti ve baskı üzerine oldu.

Tüm bu gelişmeler, bugün Syriza’nın önde olmasını sağlıyor ve insanların seçimden sonra ondan neleri beklediğini gösteriyor.  

Anti-kapitalist sol koalisyon Antarsya şimdiden kampanya yapmaya başladı bile. 

Adaylarımız işçilere ulaşıyor ve bu sorunları onlarla tartışıyor. 

Önümüzdeki mesele şu; uğruna mücadele ettiklerimizin seçimlerden sonra gerçeğe dönüşmesini nasıl sağlayabiliriz?

(Türkçe'ye Arife Köse çevirdi)

 

Bültene kayıt ol