Teşekkür belgesi

10.02.2015 - 00:45
Eren Keskin
Haberi paylaş

Türkiye Cumhuriyeti devleti işlediği savaş suçlarında sınır tanımıyor.

Bu suçların hesabını vermek bir yana, devlet adına bu suçları işleyenleri bir de ödüllendiriyor.

İnsan Hakları Savunucuları, Bolu Dağ Komando Tugayı ismini ve bu Tugay’ın işlediği suçları çok iyi bilirler.

General Yavuz Ertürk de bu Tugay’ın başındaki isimdi.

1993 yılında, Diyarbakır Kulp’ta 11 köylünün gözaltında kayıp edilmesinin baş sorumlusuydu.

Kayıp aileleri, iç hukuktan hiçbir sonuç alamayacaklarını bildiklerinden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdular.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2001 yılında Türkiye’yi suçlu buldu ve kayıp ailelerine tazminat ödemeye mahkum etti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ardından, Diyarbakır’da 7. Ağır Ceza Mahkemesinde General Yavuz Ertürk’e karşı dava açıldı. Bu dava dosyasına gelen bir, “teşekkür belgesi” TC’nin gerçek yüzünü ortaya çıkarabilecek en kesin belge niteliğini taşıyordu.

Teşekkür belgesini veren kurum ise, akıllara durgunluk verecek bir şekilde, ‘Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı’ idi.

Şöyle yazıyordu teşekkür belgesinde; ‘Ülkemize yönelik iddialarda bölge konusunda derin bilgisini yansıtacak şekilde yanıt vermiş ve verdiği ifade ile komisyon üyelerini etkilemiştir. Tanık olarak dinlenmeyi kabul etmesi ve vermiş olduğu yapıcı ifade ve işbirliği için general Ertürk’e teşekkürlerimizin sunulmasını arz ederiz.’

Bu teşekkür belgesinin yazıldığı günlerde AK Parti iktidarda değildi.

2002 yılından bu yana AK Parti iktidarda.

Yavuz Ertürk hala işlediği suçların hesabını vermedi.

Hala ona verilen teşekkür belgesi geri alınmadı.

Yavuz Ertürk hala serbestçe dolaşıyor.

Onun ve onun gibileri devlet adına canını yaktıkları, ocaklarına ateş düşürdükleri aileler ise, acılarıyla yaşamaya devam ediyorlar.

Bunlardan biri de, Berfin ve ailesi…

Bolu Jandarma Tugayı’nın görev yaptığı bölgede yaşıyorlardı.

 Bir gece yarısı evleri basıldı.

Berfin o zaman küçücük bir çocuktu.

Özel timler evin her yanını darmadağın ettiler. Ve ardından babası Mehmet’i yanlarına alarak gittiler.

Ertesi gün aile Tugay komutanlığının önüne gittiğinde, onlara verdikleri cevap şu oldu: ‘Mehmet kayalıklardan kayıp düştü ve öldü. Cenazesini belediyeye teslim ettik.’

Aile belediye ye gitti. Mehmet’i aileye haber dahi vermeden gömmüşlerdi. Aile suç duyurusunda bulundu. Gerçek bir otopsi dahi yapılmadan savcılık takipsizlik kararı verdi.

Aile korkudan İzmit’e göç etmek zorunda kaldı.

Aradan yıllar geçti.

Bu olayın hesabını hiç kimse vermedi.

Berfin hala babasının katillerini arıyor.

General Yavuz Ertürk ise devletten aldığı teşekkür belgesinin koruması altında özgürce yaşamaya devam ediyor.

Av. Eren Keskin

(Özgür Gündem)

Bültene kayıt ol