Bir buçuk yıl ne yapacaksınız?

16.06.2016 - 09:53
Yıldız Önen
Haberi paylaş

AKP’nin Binali Yıldırım’lı Bakanlar Kurulu, güvenlik konseptine özel bir önem verme ve çözüm sürecinden en az bir buçuk sene kesinlikle söz etmeme konusunda kararlıymış. AKP’ye yakın gazeteciler bu yönde vurgular yapıyorlar.

Belli ki AKP liderliği çözüm sürecinin tüm hatıralarını sırtından atması gereken bir yük olarak değerlendiriyor artık. Süreç boyunca MHP ve CHP’nin dozajı giderek yükselen eleştirilerine hak vermeye başlamış görünüyor. Bu nedenle, en az bir buçuk sene süreçten söz edilmeyecek.

Bunun anlamı, bir buçuk sene boyunca bombalara, bodrumlarda ölümlere, şehirlerin yakılıp yıkılmasına, gençlerin ölmesine, kent merkezlerinde bombalı eylemlere alışmamız gerektiği. Esasında bunu da dile getiren AKP’liler var. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, “Maalesef terörle yaşamaya alışacağız” demişti.

Bir buçuk sene boyunca savaş konseptini güncel tutacak olmanın sonucu, gerçekten de bombalarla, ölümle, tesadüfen ölmekten kurtulmakla geçen bir yaşam sürecek olmamızdır. Bu, Kürt illerinde yoğunlaştırılmış bir şiddetin bir buçuk sene daha sürmesi anlamına gelecek. AKP açısından bu Bakanlar Kurulu toplantısında konuşulup geçilecek bir konu olabilir, bizim açımızdan bu ölümle yaşam, savaşla barış arasındaki sınırı tayin ediyor.

Neden bir buçuk yıl? AKP bu bir buçuk yılda ne yapmayı planlıyor?

Erdoğan’ın, AKP liderliğinin, Genelkurmayın, CHP ve MHP’nin yerli ve milli bir şekilde odaklandıkları tek bir konu var: Suriye Kürtlerinin durumu! Evet, yanlış okumadınız, esasında Türkiye’de devletin temel meselesi Suriye’de Kürtlerin kaderinin ne olacağı, Esad, Rusya ve ABD’nin Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını nasıl değerlendirecekleridir. Bir buçuk yılın, muhtemelen devletin bu konuda netleşmenin yaşanacağını öngördüğü süre olduğunu düşünebiliriz. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakanlar Kurulu Suriye’de yaşayan, mücadele eden Kürtlerin kaderine kilitlenmiş halde. Kürtlerin kaderi Türkiye’de devletin arzu ettiği yönde şekillenmezse, bu bir buçuk yıllık süre çok kanlı bir şekilde daha da uzatılabilir üstelik.

Son bir yılda yaşadıklarımız, bir buçuk yıl, bir buçuk gün, bir buçuk saat değil, bir buçuk saniye bile neden savaşa tahammülümüzün olmadığını kanıtlayan olaylarla dolu. Biz derhal barış istiyoruz. Yeniden müzakerelere başlanması en acil talebimizdir. Beklemeye tahammülümüz yok. Savaşla geçen her saniye, savaş politikalarının, ırkçılığın, ayrımcılığın tüm ağırlığıyla toplumun üzerine çökmesine neden oluyor. Kardeşlerimizi, şehirlerimizi, sosyal bağlarımızı kopartıyor, parçalıyor. Bu yüzden, hızla, devletin Suriye politikasını değiştirmek üzere, yeni ve kitlesel bir barış hareketini örgütlemek üzere harekete geçmeliyiz. Barış en acil sorunumuz çünkü.

Yıldız Önen

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol