Mudanya’da bir barış karikatürü

01.09.2015 - 09:44
Özdeş Özbay
Haberi paylaş

Kemalist milliyetçiliğin en ilginç çelişkilerinden birini 30 Ağustos’ta yaşadık. Savaşın kazanıldığı, militarist törenlerin yapıldığı bir günde barış etkinliği yaptı Mudanya Belediyesi.

Yerel seçimlerde belediyeyi, eskiden SHP’li olan Hayri Türkyılmaz kazanmıştı. Bu seçimlerde Bursa’nın 17 ilçesi arasından sadece iki tanesini kazanabilmişti CHP. Bunlardan biri villalar, siteler, lüks bulvarlar ve sitelerle dolan Nilüfer, diğeri ise eski bir Rum köyü iken yazlıkçıların yerleşimine dönen Mudanya.

Mudanya’nın tarihinden belli ki haberi olmayan Kemalist belediye başkanı, adı eskiden Moudania olan ve 30 Ağustos’tan itibaren yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklardan koparılıp atılan Rumların yaşadığı bir yerde Türk bayrakları sallayarak, 10. yıl marşı okuyarak barış etkinliği yaptı! “Zafer”den bir yıl sonra zorunlu mübadele ile yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kaldı Moudanialılar. Selanik yakınlarında Mudanya’ya çok benzeyen bir koyda Nea (yeni) Moudania’yı kurdular. Hemen her yıl geziler düzenleyerek gelirler ailelerinin kovuldukları topraklara. Ama elbette bu saçma “barış” eylemine ne davet edildiler ne de adları geçti.

Hani Ahmet Kaya’nın bir şarkısı vardı ya “nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça”. O hesap.

Guinness rekorlar kitabına girdi Mudanya bu etkinlikle. 460 kişi denizde, barış şeklinde yerleştirilen dubalara tutunarak ayaklarını 10 dakika boyunca çırptı ve dünyanın deniz üzerinde kalan en büyük barış simgesini çizmiş oldu.

Etkinlik boyunca belediye 10. yıl marşı çaldı hoparlörlerden. Hani şu “çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan… Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri” diye söylenen, Türk’ün kazandığı savaşlarla övünen marş. Barış sembolünü bu marş ile Anadolu Rumlarının sürüldüğü gün oluşturdular!

Bir de belediye başkanının sözlerine kulak verelim: “Gerçek Atatürkçülerin ülkenin bölünmez bütünlüğünü koruması lazım… Her Kemalistin toplumsal barışı savunması lazım”. Ne anlıyor acaba Türkyılmaz barıştan? Belli ki Kürt halkına haksızlık yapıldığını, bu haksızlıklar nedeniyle dağa çıktıklarını ve çözüm sürecinde atılması gereken adımlar atılmadığı için yeniden savaşın başladığını düşünmüyor.

Ne düşündüğünü kitleler önünde şu sözleri söyleyerek haykırıyor: “Doğu ve Güneydoğu’dan hergün şehitlerimiz geliyor… Bu savaşı başlatanları, emperyalistleri, işbirlikçilerini ve uşaklarını kınıyorum, kınıyorum, kınıyorum!” Gerilla ölümlerine, Kürt halkına ve HDP’ye yönelik saldırılara hiç değinmiyor.

Etkinliği Atatürk’ün “yurtta sulh, dünyada sulh” sözünden yola çıkarak tasarlamışlar. Başkan, bu sözü M. Kemal’in bile ciddiye almadığını, kendisinin savaşan bir ordunun başkomutanı olduğunu ve bu sözü Kürtleri yok sayarak elde ettiği sınırları korumak için söylediğini sanırım bilmiyor.

Etkinlik sırasında kendinden geçen başkan, gaza gelip “Dünya barış şehri Mudanya’dan haykırıyorum: Sonsuza kadar barış… Mudanyamızı dünyada bilmeyen kalmayacak” diyor. Kürt özgürlük hareketine ve %13 oy alan bir partiye terör örgütü denirken, dünyanın Mudanya’daki kötü milliyetçi senaryoyu ciddiye almayacağı, yani Mudanya’nın adının kimse tarafından umursanmayacağı bir gerçek.

Oysa Mudanya’nın bir başka sembolik önemi var. Öcalan’a giden gemiler, Mudanya’daki limandan kalkıyor. Yani bir zamanlar Kürt hareketinin önemli isimlerini meclise taşıyan SHP’nin kısa bir dönem de olsa gerçekleştirdiği cesaretin bir örneğini Mudanya’da gerçekleştirebilirdi başkan. Limanda bir barış etkinliği yaparak "Akan kanın durması için Öcalan’la görüşmeler başlasın" diyebilirdi. O zaman 460 kişilik bir sembole ihtiyacı olmazdı. Barışın sembolü olan İmralı’ya göndereceği mesaj, dünyanın dört bir yanında duyulurdu. Şimdi ise duyduğumuz tek ses “Türk önde, Türk ileri”.

Özdeş Özbay

[email protected]

Bültene kayıt ol