Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından AKP grubunda konuşan Tayyip Erdoğan, Suriye’ye yeni bir harekât yapacaklarını duyurdu.
Dört büyük sınır ötesi müdahale sonrası Kuzey Suriye’nin önemli bir kısmını elinde tutan, ülkede en fazla yabancı asker bulunduran devletlerden birisi olan Türkiye’yi yönetenler, Rojava Kürt bölgesinde yer alan Tel Rıfat ve Münbiç şehirlerini ele geçirmek istiyor.
Haritaya bakıldığında her iki şehrin Türkiye sınırında yer almadığı görülüyor. Daha içerideler. Erdoğan yönetimine göre, buralarda büyük bir güvenlik sorunu yaşanıyor. Anadolu Ajansı’na göre ise buradaki sorun, ABD destekli YPG’nin kontrolündeki bu şehirlerden kendilerini çevreleyen Türkiye’nin “güvenli bölgesine” ateş açılması. İki bölge arasında zaman zaman çatışmaların olduğu bir gerçek, fakat bu çatışmalar genellikle Ankara’nın Suriyeli yerel müttefikleri ile YPG arasında meydana geliyor.
Ankara’nın amacı
Önceki harekatların amacı, Türkiye-Suriye sınırında bir tampon bölge oluşturmak olarak açıklanmıştı. Bu süreç, Rojava bölgesinin yarısından fazlasının TSK ve müttefiki Suriye Milli Ordusu’nun eline geçmesiyle sonuçlandı. PYD yönetimi sınırdan uzaklaştırılınca buralar Rusya’nın denetimine girdi. İçeriye itilen YPG, Uluslararası Koalisyon ve ABD askeri noktalarının bulunduğu Halep’in kuzeyinden Rakka çöllerine uzanan bir alana yerleşti.
Erdoğan yönetimi, ABD ve Rusya ile başta anlaştığı “sınırın 30 kilometre içinde” yer alma tezini işlese de, Türkiye’den ve dünyadan birçok yorumcuya göre, yeni harekat Ankara’nın sınır güvenliği endişesinden değil NATO ile pazarlığından kaynaklanıyor.
İsveç ve Finlandiya’nın, Rusya’nın tehdidi sonucu NATO’ya katılmaya çalışmaları, ABD ve Avrupa’nın silah boykotunu aşmak isteyen Erdoğan yönetimi ve iktidar bloku için bir fırsat oldu. Bu aynı zamanda Erdoğan yönetimi ile Trump gibi bir ilişki kurmayan Biden yönetimine de meydana okuma ve YPG ile ortaklıklarını sorgulama için bir imkân olarak görüldü. Suriye’de bir Kürt yönetimi kurulmasına asla izin vermeme devlet politikasını uygulayan AKP-MHP iktidarı, bir kez daha savaş kartını kaldırdı.
İşlerine yarar mı?
Bu kart, dış politikada sıkışmış olan iktidar blokuna manevra ve pazarlık alanı açabilir mi?
Suriye’de hakim güç durumundaki iki emperyalist devletin tavrına bakıldığında, bu sorunun yanıtı, hayır. ABD ve Rusya, ülkedeki vekillerinin güvenliğini sebep göstererek Ankara’nın bu yeni müdahalesine karşı çıkıyor.
Peki bu savaş kartı, içeride iktidarı kazanamayacağı duruma gerileyen iktidar blokuna seçim kazandırabilir mi? Başkanlık rejimine geçildikten sonra yapılan birçok kamuoyu araştırmasına göre, sınır ötesi harekatlar iktidara destek kazandırır olmaktan çıktı. AKP seçmenleri de dahil olmak üzere geniş kesimler Suriye politikasına karşı tavır alıyor. Günden güne ağırlaşan ekonomik koşullar sosyal hoşnutsuzluğu büyütüyor, halkın TV’lerdeki emekli askerlerin ateşli yorumlarını paylaşmasına engel oluyor.
Barışın gerekliliği
Savaş daha çok silah, yani harcama demektir. Devasa ekonomik kaynaklar iktidar blokunun siyasi tercihleri için değil, zor durumda olan milyonlarca kişi için harcanmalı. Sadece 2016’dan beri yapılan harekatlar değil, Suriye’de 11 yıldır süren tüm bu çatışmalar, kalıcı barışın gerekliliğini ortaya koyuyor.
İktidar, yeni harekattan vazgeçmelidir. Vergilerimiz işsizliğin, yoksulluğun ve açlığın ortadan kaldırılması için kullanılmalı.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)