Almanya: Seçimler bitti, ya şimdi?

28.09.2021 - 04:00
Atilla Dirim
Haberi paylaş

Angela Merkel’in 16 yıldır başbakan olduğu Almanya’da sosyal ve ekonomik sorunlar çığ gibi büyüyor. Milyonlarca insan konut sorunu nedeniyle sokakta kalma tehlikesiyle karşı karşıya.

Emekli maaşları, işsizlik ücretleri, sosyal yardımlar sürekli budanıyor. Sağlık sistemi çökmüş durumda. Yaklaşık 60,4 milyon seçmenin olduğu genel seçimler, işte böyle bir atmosferde yapıldı.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) birinci sırada

Almanya'da Federal Meclis seçimlerini geçici resmi sonuçlara göre Sosyal Demokrat Parti (SPD) kazandı. Olaf Scholz'un başbakan adaylığını yürüttüğü SPD, yüzde 25,7 oy oranıyla birinci parti oldu. Sosyal Demokrat Parti, Federal Meclis'te bulunan 735 sandalyenin 206'sını alarak meclisin en çok sandalyesine sahip oldu.
 
Angela Merkel’in başbakanlığında 16 yıldır iktidarda olan Hristiyan Demokrat Birlik/Hristiyan Sosyal Birlik (CDU/CSU) ise yüzde 24,1 ile tarihinin en düşük oy oranını kaydetti. Birlik partilerinin 2013 seçimlerinde yüzde 41,5 olan oy oranı 2017'de yüzde 32,9'a gerilemişti. Hristiyan Birlik Partilerinin Federal Meclis'teki sandalye sayısı 196 olarak belirlendi.

Üçüncü sırada yüzde 14,8 oy oranı ile Yeşiller var. Federal Meclisin üçüncü büyük partisi olan Yeşiller, Federal Meclis'te 118 sandalyeye sahip oldu.

Liberal Parti (FDP) yüzde 11,5 oy oranı ile seçimin kazananları arasında yer aldı ve dördüncü büyük parti oldu. Liberaller aldıkları oy karşılığında Federal Meclis'te 92 sandalye ile temsil edilecekler.

Irkçı parti AfD’nin oyları düştü

Göçmen karşıtı ve yabancı düşmanı söylemleriyle dikkat çeken aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) yüzde 10,3'e gerileyerek üçüncülükten beşinci sıraya düştü. AfD, 2017'de ilk kez katıldığı Federal Meclis seçimlerinde yüzde 12,6'lık oy oranına ulaşmıştı.

AfD’nin seçim vaatleri arasında ülkeye mülteci alınmaması, Alman vatandaşlığının kazanılmasının 2000 yılına kadar olduğu gibi soy esasına bağlanması, Paris İklim Anlaşması'nın iptal edilmesi de bulunuyor. AfD'ye göre taş kömürü ve linyitten elektrik üretilmeye devam edilmeli ve nükleer santraller işletilmeli.

Sol Parti (Die Linke) baraj altında kaldı

2017'deki seçimlerde yüzde 9,2 oy alan Sol Parti, kesin olmayan sonuçlara göre yüzde 4.9 oy alabildi. Yüzde 4,3'lük oy kaybına uğradı ve yüzde 5 barajının altında kaldı. Ancak “üç seçim bölgesinden birinci çıkan bir parti, barajın altında kalmış olsa dahi, aldığı oy oranında vekili meclise sokabilir” ilkesi gereğince mecliste 39 vekille temsil edilecek.

Seçim öncesinde yapılan bütün anketler Sol Parti’nin oy kaybedeceğini gösteriyordu. Zaten bu epeydir süregelen bir eğilimdi ve Sol Parti 2017 seçimlerinde, 2009 seçimlerine göre yüzde 12,7 oranında oy kaybetmişti. Özellikle eski Doğu Almanya eyaletlerinde oy kaybı büyük oldu. Hatırı sayılır miktarda seçmenini diğer partilere kaptıran AfD, sadece Sol Parti’den 110.000 oy almayı başarmıştı.

Sol Parti’nin oy kaybına uğramasının, dahası, seçmenlerinin tam karşı kutupta görülen AfD’ye kaymasının en önemli nedeni, Sol Parti’nin iktidar okduklari doğu eyaletlerinde, CDU/CSU-SPD iktidarının neoliberal politikalarını uygulamaya devam etmesiydi. İş yerlerinde ve sokaklarda yaşanan direniş ve sosyal mücadeleler yerine tümüyle seçimlere ve parlamentarizme odaklanan, radikal bir antikapitalizmi hayata geçirmek yerine SPD programından çok da farklı olmayan bir program ortaya koyan, kısacası, düzeni değiştirmek isteyen devrimci bir parti olarak değil de, düzeni ıslah etmek isteyen reformist bir parti kimliğiyle ortaya çıkan Sol Parti, bu yüzden de değişiklik beklentisi içinde olan umutsuz ve hoşnutsuz kitlelerin kendisinden uzaklaşmasına neden oldu.

Ya şimdi?

Her ne kadar seçimlerden SPD birinci parti olarak çıktıysa da, tek başına hükümet kuramadığı için koalisyon arayışları başlamış bulunuyor. Üzerinde durulan seçeneklerden biri, “Büyük Koalisyon”un devam etmesi, yani 2013 yılından bu yana Almanya’yı yöneten CDU/CSU ve SPD’nin yeniden koalisyon hükümeti kurması. Diğer koalisyon alternatifleri ise üçlü oluşumlar; CDU/CSU, Yeşiller, FDP koalsiyonu veya SPD, Yeşiller, FDP koalisyonu. Yeni başbakanın belirlenmesi koalisyon hükümeti kurulana kadar mümkün olmayacak. Bu süreç aylar alabilir. Başbakan Angela Merkel’in de yeni başbakan seçilene kadar görev yapması gerekiyor.

Koalisyon arayışlarında FDP-Yeşiller ikilisi kilit konumda. Seçimlerde FDP yüzde 11,5, Yeşiller ise yüzde 14,8 oranında oy aldı. İki parti, seçimlerin hemen ardından yaptıkları açıklamada öncelikle kendi aralarında sondaj çalışmaları yürüteceklerini, daha sonra kiminle koalisyon kurulacağına karar vereceklerini açıkladı.

Ancak öyle görünüyor ki Almanya’da neoliberal politikalardan bıkan ve daha iyi bir hayat isteyen insanlara güven vermeyi kim başarırsa, onun yıldızı yükselmeye başlayacak. Örneğin şu anda Almanya’nın genelinde, özellikle başkent Berlin’de ve büyük şehirlerde derin bir konut krizi yaşanıyor. İşçi sınıfı için ortalama bir evde oturmak, her gün yükselen kiralar nedeniyle imkânsız hale geldi.

Buna bağlı olarak Berlin halkı, meclis seçimlerine paralel olarak barınma sorunu ile ilgili halk oylaması için sandık başına gitti. Berlinlilerin yüzde 56,4'ü kentte giderek yayılan dev emlak şirketlerinin kamulaştırılması yönünde oy kullandı. Ret oyu ise yüzde 39'da kaldı.

Ancak referandumdan kamulaştırma lehine karar çıkması, konut sorunun çözüleceği anlamına gelmiyor. Bu karar Anayasa Mahkemesi’ne gidecek, düşük bir ihtimalle kabul edilse bile, kamulaştırma işlemi uzun yıllar sürecek. Dolayısıyla kısa vadede konut sorunu çözülmüyor. Daha önce kiralarda tavan fiyat uygulanması talebi, Anayasa Mahkemesi tarafından geri çevrilmişti.

Barınma sorunu yaşayan, güvencesiz ya da sözleşmeli çalışan, düşük maaş alan, sosyal hakları her gün budanan ve gelecek kaygısı yaşayan işçileri mücadelelerinde destekleyecek, somut kazanımlar için önlerini açacak, bunun için sokakta mücadele verecek ve mücadeleleri birleştirme perspektifine sahip olacak bir parti, sadece Almanya’nın değil, dünya işçilerinin geleceği üzerinde belirleyici olacaktır.

Atilla Dirim

Bültene kayıt ol