“Aradım, 10 dakika içinde buldum”

22.01.2021 - 12:15
Yıldız Önen
Haberi paylaş

19 Ocak 2007’de katledildiği günden beri Hrant Dink vurulduğu yerde, Agos’un önünde anılıyor. Bu yıl, görevli olan bir avuç insan Agos’un önündeydik. Pandemi nedeniyle, Hrant’ın Arkadaşları’nın her yıl düzenlediği kitlesel anma online platforma taşınmıştı. Dink ailesinin anması eski Agos binasının önünde gerçekleşti.

Anma sırasında her yıl olduğu gibi Hrant Dink’in sesinden “Su çatlağını buldu” hikâyesini dinledik. Bu kez dinlerken bir cümle takıldı aklıma. Bu cümle, ana hikaye ne kadar güçlü olursa olsun Hrant Dink’in bu gerçek hikayeye yaptığı katkıyı, yeteneğini o kadar keskin bir şekilde özetliyordu ki. Sadece anlatma yeteneğini değil, Hrant Dink’in tarih bilincini ve bu tarihsel büyük hadiseyi günlük dile ve böylece büyük kalabalıklara aktarabilme yeteneğini de gösteriyor.

“Su çatlağını bulur”u şöyle anlatıyor Hrant Dink: “Sivas’ın bir kazasından yaşlı bir bey telefonla aradı. Dedi ki ‘Oğul aradık seni bulduk, burada bir yaşlı kadın var, herhalde sizden. Kadın Allah’ın rahmetine kavuştu. Yakınını falan bulursan gönder, gelip alsınlar ya da biz burada namazımızı kılıp gömelim.’ Peki amca ararım dedim. Verdi adını soyadını; Beatris Hanım diye biriydi, 70 yaşında. Fransa’dan oraya tatile gitmiş. Aradım, 10 dakika içinde buldum yakınlarını, sonuçta biz birbirimizi biliriz, çok azız çünkü.”

Hikayenin bütünü ve özellikle sonu çok vurucu. Ama bu kez benim dikkatimi, bütün anlatıma etki eden “Aradım, 10 dakika içinde buldum yakınlarını, sonuçta biz birbirimizi biliriz, çok azız çünkü.” cümlesi çekti. O kadar çok şey anlatıyor ki, daha doğrusu, her şeyi öylesine sade bir şekilde özetliyor ki, bu kısa açıklama, 1915’i, bir halkın maruz kaldığı topyekun kırımı, bugün Türkiye Ermenilerinin hayatını, azlığını bir çırpıda göz önüne seriyor.

Hrant Dink, bu hikayeyi, “Evet biz Ermenilerin bu topraklarda gözü var çünkü kökümüz burada ama merak etmeyin bu toprakları alıp gitmek için değil bu toprakların gelip dibine girmek için…” diyerek sonlandırdığında, “çok azız çünkü” vurgusu, bir kez daha anlam kazanıyor.

Hrant Dink bir gazeteci, bir sosyalist, ama Ermeni bir gazeteci, Ermeni bir sosyalist olduğu ve sır olduğu düşünülen bir tarihi net, etkileyici, kapsayıcı ve tavizsiz bir şekilde anlattığı için öldürüldü. Bu yüzden Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması mücadelesi, 1915’le yüzleşme mücadelesidir ve bu yüzleşme olmadan tam çaplı bir demokratikleşme yaşanabileceğini düşünmek büyük bir yanılgı olur.

Yıldız Önen

[email protected]

(Sosyalist İşçi) 

Bültene kayıt ol