Rekordan rekora küresel ısınma

04.07.2020 - 10:43
Özdeş Özbay
Haberi paylaş

Salgın başlamazdan önce dünya dev orman yangınları ve Antarktika’dan gelen 20 derecelik sıcaklık rekoruyla küresel ısınmadan söz ediyordu. Salgın döneminde ticaretin ve üretimin önemli ölçüde durması sonucu karbon salımında yüzde 17’lik bir düşüş yaşanmıştı. Ancak “normalleşme” sürecine girilmesinin ardından hızla eskiye dönüyoruz.

Çin eski karbon salımı oranlarına hızla döndü bile. Dünya genelinde ise geçen hafta açıklanan verilere göre karbon salımındaki düşüş yüzde 17’den yüzde 5’e gerilemiş birkaç hafta içerisinde. Bu demek oluyor ki önümüzdeki haftalarda eski oranlara ulaşacağız.

Oysa karbon salımı azalırken ve henüz dünya çapında ekonomiler kapalı, uçuşlar durdurulmuşken, 1 Mayıs tarihinde Hawaii’de bulunan Mauna Loa Rasathanesi atmosferdeki karbon parçacıkları oranının 418 ppm* olduğunu ilan etmişti. Bu, dünyanın yeni rekoruydu. 

Şimdi “normal” karbon salımına geri dönülürken felaket haberleri de gelmeye başladı. Kuzey Kutbu bölgesinde yer alan Sibirya’nın Verkhoyansk kasabasında 20 Haziranda ölçülen sıcaklık 38 derece olarak açıklandı. Yani aylar önce güney kutbundan gelen sıcaklık rekoruna kuzey kutbundan da bir rekor eklenmiş oldu. 

Özetle, ekonominin durduğu dönemde bile sıcaklık artışlarının yükselmeye devam etmesine şahit olduk ve bu, küresel ısınmayı durdurmak için çok daha hızlı ve radikal adımlar atmamız gerektiğini gösteriyor.

Bireysel değil kolektif çözümler

15 Haziran’da Jenessa Duncombe tarafından yazılan bir makalede önemli bir grafik yer alıyor. Grafikte sektörlere göre karbon salımı miktarlarının aylara göre değişimi gösteriliyor. Buna göre, salgın nedeniyle karbon salımı en fazla düşen sektör kara ve deniz taşımacılığı. Onu sanayi, enerji üretimi ve hava ulaşımı izliyor. Salgın döneminde karbon salımı artış gösteren tek alan ise evler. Evde kalabilen milyonlar daha çok bireysel tüketim yapmışlar. 

“Normalleşme” ile birlikte ise diğer tüm sektörler hızla eski kirleticiliğine geri dönerken hanelerde karbon salımımız biraz azalıyor.

Şu çok açık: Bireysel alışkanlıklarımızda yapacağımız değişikliklerin küresel ısınmayla mücadelede çok ama çok az bir önemi var. 

Dolayısıyla ihtiyacımız olan şey bir sistem değişikliği. Bütün bir enerji üretim tarzının ve elbette fosil yakıtlara bağlı teknolojinin büyük bir hızla dönüştürülmesi gerekiyor. Ancak kapitalizm içerisinde bunun yapılması imkansız. 

Karşımızda zannedildiği gibi bir birinden bağımsız sektörler yok. Fosil yakıt şirketleri, silah sanayi, bankalar ve diğer büyük sanayiler bir biriyle iç içe geçmiş durumdalar. Elbette politikacılarla da öyle. Bu nedenle küresel ısınmayı durdurmak için kapitalizmi aşmamız gerekiyor.

*ppm milyonda 1 parçaçcık anlamına geliyor. Bilim insanları atmosferdeki karbondioksit miktarının güvenli üst sınırının milyonda 350 parçacık olması gerektiğini söylüyor.

Bültene kayıt ol