Sayı değil insan

06.05.2020 - 11:24
Yıldız Önen
Haberi paylaş

Geçen hafta, Suriyeli Ali El Hemdan polis tarafından öldürüldü. Vuran polis açığa alındı. Ali El Hemdan 7 yıldır doğduğu toprakların uzağında yaşıyordu, yıllardır kayıt dışı çalışmak zorundaydı.

Göçmenlere yönelik ısrarla dile getirilen yalanların kolaylaştırdığı bir cinayetle aramızdan alındı. Suriyeliler ve göçmenler hakkında yalan söyleyen, onları evlerine yollamak için çaba harcayanlar bu cinayeti kolaylaştırdı. 

Siyasal iklim ne kadar otoriterleşirse göçmenlerin yaşamı o kadar ucuzluyor.

Göçmenler defalarca ırkçı linç girişimlerine maruz kaldılar. Göçmenler hakkındaki genel yalanların yanı sıra, özel yalanlarla örgütlenen kitlesel saldırılara maruz kaldılar. Adana’da bir Türkiyeli’nin taciz olayı Suriyeliler yaptı diye yansıtılınca iki gün boyunca süren saldırılar tüm göçmenlerin hatta yabancı isimli insanların işyerlerine ve evlerine saldırılar olmuştu. Bu linç girişimlerinin hepsi, olayların yaşandığı bölgelerde lümpen kitleleri bir araya getiren faşist güç gösterilerine dönüşüyor. Kendisini demokratik gören ama göçmenlerin maruz kaldığı zulmü görmezden gelen muhalefetin bazı kesimleri, ırkçı güç gösterilerine zemin sunuyorlar.

Siyasal iklimin otoriterleşmesinin göçmenler üzerinde ağır bir basınç yaratması Türkiye’ye özgü bir sorun değil sadece. Uluslararası Göç Örgütü (IOM)’ne göre 2019 yılında  Meksika-ABD sınırını geçmek isterken öldürülen ya da kaybedilen göçmenlerin sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 38 artmış.

Akdeniz’de ise 2014-2018 yılları arasında 27 bin göçmenin denizde boğularak öldüğü tahmin ediliyor.

Gerçek bir katliamla karşı karşıyayız.

Hollanda’daki United for Intercultural Action (UNITED) adlı örgüt, kayda geçen 500’den fazla ölümün, sığınma kabulü sırasında gözaltı merkezleri, cezaevleri ve mülteci kamplarında gerçekleştiğini, 400 kadar göçmenin intihar ettiğini, 600’den fazlasının ise başkaları tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Salgına karşı en korunaksız olanlar, göçmenler.

Emek sömürüsüne en açık olanlar, göçmenler.

En çok linç girişimine maruz kalan, hakları tanınmayan, dışlanan, ölen, yerinden yurdundan kopmak zorunda olanlar, göçmenler.

İçinden geçtiğimiz zorlu dönemde, salgının ve krizin faturasının emekçilere ödetilmesine karşı mücadelede, en önemli siyasal mücadele başlıklarından birisi, ırkçılığa hiçbir taviz vermeden göçmenlerle dayanışma örgütlemektir. Ali El Hemdanlara borcumuz her geçen gün artıyor.

Bültene kayıt ol