27 Nisan 1978 Afganistan: Darbe mi, devrim mi?

14.05.2018 - 12:17
Haberi paylaş

Onur Öztürk, Afganistan'daki 1978'de yaşanan darbeyi ele alarak, sosyalizmin bir grup subayın eseri olamayacağını tartışıyor.

Bundan 40 yıl önce Afgan ordusu içerisindeki bazı sol eğilimli subaylar Serdar Davut Han’ı devirerek iktidara geldiler.  Pek çok kişi için o dönemde Afganistan’da sosyalizme giden yol açılmış ve sosyalizmin kalelerine yeni bir burç eklenmişti.  Oysa özellikle kırsal alanda yeterince destek alamayan hareket kısa sürede Sovyetler Birliği’nden destek isteyecek, ardından 1979 sonlarında Kızıl Ordu Afganistan’a girecek ve 20.yüzyılda pek çok benzer örnekte olduğu gibi tepeden inmeci bir sosyalizm anlayışının trajedisi bir kez daha tekrarlanacaktı.

Büyük güçlerin mücadele alanı

Afganistan özellikle 19. yüzyılda Britanya emperyalizmi ve yayılmacı Çarlık Rusya’sı arasında bir tampon bölge olması nedeniyle özellikle bu iki büyük güç arasında bir mücadele alanına dönüşecekti. Zorlu bir süreçten sonra nihayet Afganistan 1919 yılında bağımsızlığını kazanacaktı. 1920’li yıllarda iktidarı elinde bulunduran Emanullah Han yönetimi tıpkı Türkiye’de Kemalist kadroların yaptığı gibi yukarıdan aşağı bir dizi “burjuva demokratik reformlar” gerçekleştirmeye çalışacak ancak ülkedeki sosyo-ekonomik durum bu girişimler yüzeysel kalmasına neden olacaktı. Ülkede orduda yapılan bir dizi düzenlemeyle pek çok subay Batı’daki siyasi fikirlerden etkilenecek ve kimi kendisini solcu veya sosyalist olarak nitelendiren subaylar ordu içerisinde kendilerini bir süre sonra hissettirmeye başlayacaklardı.

Emanullah Han yönetiminden sonra ülkeyi uzun süre Kral Zahir Şah yönetecek ve Zahir Şah yönetimi de 1973 yılında Yeğeni Serdar Davut Han tarafından bir darbeyle sona erdirilecekti.

Afganistan Demokratik Halk Partisi ve 1978 darbesi

Afganistan Demokratik Halk Partisi, özellikle monarşi karşıtlarının büyük destek verdiği ve sosyalist fikirlere sahip kişilerin ağırlığını koyduğu bir partiydi.  1 Ocak 1965 tarihinde kurulan ADHP’nin genel sekreteri Nur Muhammed Taraki, yardımcısı ise Babrak Karmal olacaktı. Parti kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği Komünist Partisi yanlısı bir çizgi izleyecek ve Taraki Moskova ziyaretinde bulunacaktı. Ancak parti içerisinde görüş ayrılığı çıkacak ve ADHP Perçem ve Bayrak kanadı olmak üzere iki hizbe ayrılacaktır. Parti diğer yandan 1973 tarihinde Serdar Davut Han’ın darbesine de destek verecektir. Hatta bazı partili isimler de Serdar Davut Han hükümetlerinde görev alacaktı. Ancak bu dostluk uzun süre devam etmeyecek ve Davut Han ADHP temsilcilerini görevden uzaklaştırdığı gibi partinin bazı önde gelen isimlerini de tutuklayacaktır. Bu durum ordu içerisindeki ADHP yanlılarını harekete geçmesini tetikler ve 27 Nisan 1978 tarihinde Serdar Davut Han ADHP yanlısı subayların bir darbeyle devrilir. ADHP’nin önde gelen isimleri hapisten çıkar. Nur Muhammed Taraki devlet başkanlığı görevini üstlenirken, Babrak Karmal yardımcısı, Hafızullah Amin ise Dışişleri Bakanı görevine getirilir. Yeni Hükümet bir dizi düzenleme yapar. Seküler toplum yaratmak için adımlar atılır, kadınlar lehine bir dizi düzenleme yapılır ve kırsal alanda ise kısmi bir toprak reformu gerçekleştirilir. Ancak darbeyle yönetime gelen ADHP küçük bir kentli nüfus dışında ciddi bir toplumsal destek bulamaz. Özellikle kırsal kesimde aşiretler ve dini cemaatler Kabil yönetimine karşı direnç göstermeye başlar ve bu direnç bir süre sonra silahlı ayaklanmaya dönüşür. Bunun üzerine 1979 sonlarına doğru Afganistan yönetimi Sovyetler Birliği’nden destek ister ve Kızıl Ordu Kabil yönetimine destek için Afganistan’a girer. SSCB ayrıca daha bağımsızlıkçı hareket ettiğini düşündüğü Muhammed Taraki ve Hafızullah Amin yerine Barbak Karmal’ı yönetime getirir.

Savaşlar silsilesine giden yol

Bu esnada Sovyetler Birliği’nin daha güneye inme ihtimali ABD yönetimi açısından oldukça sıkıntı vericiydi. Bunun zerine ABD kendi istihbaratı CIA ve Pakistan istihbaratı aracılığıyla mücahit gruplara silah ve lojistik destek verdi.  Böylece tıpkı 19.yüzyılda olduğu gibi Afganistan toprakları iki büyük güç arasında rekabetin çatışmaya dönüşğü bir alan haline geldi.  Afgan halkı için ise durum yıllarca sürecek savaş felaketlerinin başlangıcı olacaktı. 

1986 yılına gelindiğinde ise SSCB açısından Afganistan savaşını yürütmek giderek daha maliyetli hale gelir. Ayrıca mücahit gruplara karşı Babrak Karmal yönetimi sorumlu tutulur ve Karmal devrilerek yerine Necibullah geçer ve SSCB’de Gorbaçov yönetimi Cenevre Görüşmeleri aracılığıyla Afganistan’dan çekilme kararı alır. 1988 sonunda Kızıl Ordu Afganistan’dan tamamen çekilir.  Sovyet desteği olmadan Necibullah 1992 yılına kadar dayanabilir ve bu tarihten sonra ülke İslamcı gruplar arasında güç mücadelesi girdabına sürüklenir. Taliban’ı iktidara getiren yol açılmış olur.

Afganistan Dersleri.

20.yüzyılda pek çok deneyimde olduğu gibi Afganistan örneği de bize sosyalizmin birkaç subayın darbesi, Kızıl Ordu tankları veya bir parlamento grubu aracılığıyla yukardan aşağı değil tersine kitlelerin hareketi, işçilerin ve emekçi yığınların öz örgütlenmeleri aracılığıyla aşağıdan gelişen bir akım ve devrimle gerçekleşebileceği sonucunu bir kez daha kanıtlamıştır.

Bültene kayıt ol