Wolfgang Gust’un zorlu mücadelesi

07.02.2015 - 11:45
Ragıp Zarakolu
Haberi paylaş

Wolfgang Gust, Mihran Dabag, Taner Akçam ve Tessa Hoffman, Ermeni soykırımını Almanya’da ilk dile getiren kişiler oldukları için ‘90’lı yıllarda ve 2000’lerin başlarında milliyetçi çevreler yanında, resmi ideolojiye bağlı akademisyenlerin ve medya mensuplarının en sert saldırılarına maruz kalmıştı. Bazen bu saldırılar iftira ve hakaret düzeyine kadar ulaşmıştı.

Wolfgang Gust artık 80 yaşında. Nice üretken yıllara.

Ermeni soykırımı bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyetinin milli güvenlik siyasetinin önemli parçalarından biridir. Sadece Ermeni soykırımı incelemeleri ve bu konuya ilişkin yayımlanan makaleler, düzenlenen akademik konferanslar değil, Ermeni-Türk diyalog toplantıları bile, ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit olarak algılanmıştır. Bu nedenle soykırım temalı akademik konferanslarda bile, T.C. diplomatları, geçmişin totaliter ülke diplomatlarını andıranı hayli agresif tavırlar sergilemişlerdir. Bu konferanslar öncesinde ve sırasında, büyük Türk gazeteleri de son derece saldırgan bir dille, Avrupa’da yaşayan Türk toplumunu tepki göstermeye çağırmışlardır. Örneğin, 2001 yılı 23-25 Mart’ında Almanya’da Mülheim kentinde düzenlenen, “Tarihin Ağır Yükü: Ermeni Türk Diyalogu Çabası” başlıklı toplantı, Hürriyet gazetesinin 3 gün boyunca manşetten yaptığı agresif çağrılar sonucu, adeta milliyetçi Türk gruplarının kuşatması altında geçmişti. 
Wolfgang Gust, milliyetçi Türk medyası tarafından ilk kez 1992 yılında, Der Spiegel dergisinde Ermeni soykırımına ilişkin bir dosya yayımladığı zaman hedef alınmıştı. 

Ama Gust bu saldırılar karşısında yılmayacak, sevgili eşi Sigrid ile birlikte daha yoğun biçimde Ermeni soykırımına ilişkin belgelerin derlenmesi için çalışmaya başlayacaktı. Sonuçta, Ermeni soykırımına ilişkin yapılmış en iyi eleştirel derleme ortaya çıktı. Bugün bile devam etmekte olan saygısız aşırı milliyetçi, totaliter saldırılara bundan daha iyi bir yanıt olamazdı. Almancası 2005 yılında yayımlanan derlemenin Türkçesi 2012 yılında, İngilizcesi ise geçen yıl çıktı ve oldukça yankı yaptı. Diğer dillerdeki baskılar da hazırlanıyor.

***

Wolfgang Gust ile ilk tanışmam yanılmıyorsam, Soykırım Karşıtları Derneğinin 24 ve 25 Nisan 1998 tarihlerinde, birlikte sunum yaptığımız, Frankfurt’ta düzenlenen “Anadolu, senin Ermeni evlatların nerede?” başlıklı toplantıda oldu. Aynı yıl SKD, Almanya’da yaşayan farklı kökenden Türkiyeliler arasında, Ermeni soykırımının tanınması için TBMM’ye çağrıda bulunan bir metni imzaya açtı. Toplanan 10 bini aşkın imza TBMM’ye yollandı ama Meclis tarafından kabul edilmeyerek iade edildi. 

Artık, Wolfgan Gust, Türkiye medyasında yapılan çirkin saldırılara, 1000 sayfalık muhteşem bir çalışma ile yanıt vermiştir.

***

Türkiye basınında Wolfgang Gust’un kitabına ilişkin olumlu yazılar çıktı. Geçmişte ona saldıran medya ise kitabın yayınını suskunlukla geçiştirdi. Ama Türkiye basınının duayenlerinden rahmetli Mehmet Ali Brand, ‘90’lı yıllarda, soykırıma ilişkin resmi söylemi tekrarlamışken, hatta inkar konusunda akıl vermişken, ölümünden kısa bir süre önce yayınladığı çalışmasında Wolfgan Gust’un çalışmasını övgü ile karşıladı:

“Geçen hafta büroma 1000 sayfalık bir kitap geldi. Almanya’nın tanınmış gazeteci-yazarlarından Wolfgang Gust tarafından derlenmiş. 1915-16 arasındaki Alman Dışişleri Bakanlığı arşivlerine giren ve Ermenilere karşı girişilen tüm faaliyetleri kapsayan siyasi belgeleri içeriyor. Belgelerde sadece, Türkiye’deki Alman diplomat veya misyon elemanlarının yolladıklarını değil, Almanya hükümetinde aynı konudaki görüş ve tartışmalar da var... Ayrıntısına girmeyeyim, ancak okuyup belgeleri incelediğiniz zaman, eğer konuya sadece bu kitap ile giren biri iseniz, soykırıma inanmamanıza ve Ermenilere hak vermemenize imkan yok. Konunun uzmanı olmasanız dahi, neler yaşandığını Türk yanıyla incelemiş biri iseniz dahi, kafanız karışır. Sorularınız artar.

Şimdi tüm Türk yetkililere sormak istiyorum: Son 50 yıldır, böylesine çalışmalar yaptınız mı? Yabancı kaynakları araştırıp, böyle kitaplar yayınlayabildiniz mi? Kendi kaynaklarımızın dışına çıkıp, uluslararası kamuoyunu inandırıcı ne çalışma yaptınız? İnandırıcı olacak belge veya kanıt bulamadığınız için mi sadece Türk arşivleriyle yetindiniz? Birbirimizi aldatmayalım, bu sorulara doğru yanıt verirseniz, son derece büyük gerçekleri de bizlere açıklamış olursunuz. Biliyorum, bundan dolayı sessiz kalacaksınız.”

***

Evet, zorlu bir çalışmadan sonra misyon tamamlandı. Binlerce teşekkür size Sevgili Sigrid ve Wolfgang Gust.

Ragıp Zarakolu

(Evrensel)

Bültene kayıt ol