Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nden (DSİP) seçimlere ilişkin yapılan basın açıklamasında, AKP'yi ve ulusalcılığı geriletmek için HDP'nin barajı aşmasının önemine dikkat çekilirken, "Şimdi barajı aşma, başka bir Türkiye’nin kuruluşu için mücadele etme zamanıdır" denildi.
Açıklama şöyleydi:
Bizler bugün en önemli işimizin, “HDP barajı geçer mi geçmez mi” diye zar atmak değil, HDP’nin barajı geçmesi için atılması gereken adımlara yoğunlaşmak olduğunu düşünüyoruz.
AKP ve CHP liderliklerinin her gün HDP’yi tartışması, üzerlerine vazife olmayan bir şekilde HDP’nin seçimlere şu ya da bu yöntemle girmesini gerektiği hakkında yaptıkları açıklamalar, HDP’nin yükselen bir siyasi parti olduğunu gösteriyor.
Bizler, eşitlik ve adalet için mücadele eden herkesin birincil görevinin, HDP’nin kamuoyu nezdinde yükselen prestijinin 7 Haziran seçimlerinde HDP’ye oya dönüşmesi için verilecek mücadelenin olması gerektiğini düşünüyoruz.
HDP etrafında yarattıkları tartışmalarla korku yaratmayı amaçlayanlar ne derlerse desinler, HDP parti olarak meclise girdiğinde, Türkiye’de siyasal demokrasinin sınırlarının genişlemesi açısından çok önemli bir viraj alınmış olacak.
HDP, parti olarak meclise girdiğinde, tüm ezilenlerin özgüveninin yükseldiğine tanık olacağız.
HDP’nin meclise girmesi demek, 1980 darbesinin yarattığı ve o günden bugüne tüm iktidar partilerinin bir nimet olarak gördüğü yüzde 10 baraj cenderesinin dağıtılması anlamına gelecek.
Örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller hızla gerileyecek.
Siyasi partiler yasasının bürokratik kuralları dağıtılacak.
Sendikasızlaştırma yönündeki basınçla çok daha rahat mücadele edebileceğiz.
İş cinayetleri, polis cinayetlerini durdurmak için kendimizi daha güçlü hissedeceğiz.
Irkçılık ve milliyetçilik gerileyecek, din, inanç ve düşünce özgürlüğü üzerindeki basınç azalacak.
Devletin soykırım geleneği üzerinde yükselen kirli tarihiyle yüzleşmek açısından çok daha büyük bir fırsatı yakalamış olacağız.
Meclise giren bir HDP ile, hem Erdoğan’ın kendisini köşeye sıkışmış hissetmesi için, hem de ulusalcı tüm odakların geriletilmesi için tarihi önemde bir adım atılacak.
Kentlerin dokusunu mahveden, dereleri, ağaçları, ormanları, her türden yeşili satılacak bir mal olarak gören kapitalist çılgınlığa karşı köylerinde, kasabalarında, derelerinin başında, kentlerinde direnenlerin kendilerini daha da güçlü hissetmesi demektir HDP’nin parlamentodaki varlığı.
Mecliste kire, ırkçılığa, yolsuzluğa bulaşmamış tek parti, HDP’dir.
HDP ayrıca, her şeyden önce Kürt sorunu etrafında yıllarca mücadele eden, özgürlüğünü isteyen ve bu mücadelede defalarca partisi kapatılan Kürt halkının da partisidir.
Bu yüzden, HDP’ye verilen her oy, Kürt halkının özgürlüğüne, yıllardır peşinden koştuğu barış hayalinin güçlenmesine verilen oy demektir.
Şimdi harekete geçme zamanıdır!
Erdoğan’ın istediği gibi at koşturduğu değil, Ak Saray’da sayısız odanın arasında köşeye sıkışmış hissettiği koşulları yakalamak, AKP’yi gerçekten geriletmek, ama bir yandan da ulusalcılığın tüm muhafızlarına kök söktürmek için, 7 Haziran’da HDP’nin seçim barajını aşması çok önemli.
Fakat bizim bir görevimiz daha var. Sokakta mücadele!
Soykırımın tanınması için de 8 Haziran’a hazırlanmalıyız, ırkçılığın ve milliyetçiliğin geriletilmesi için de; iş cinayetlerine karşı da şimdiden mücadele etmeliyiz, gençlerin, kadınların, Kürtlerin özgürlüğü için de; grev yasaklarını da bugünden püskürtmeliyiz, ekosistemi tahrip eden kapitalist deliliği de.
Şimdi barajı aşma, başka bir Türkiye’nin kuruluşu için mücadele etme zamanıdır.
DSİP Merkez Komitesi