Bu kez Özgecan'ı bahane ettiler: AKP'de yine idam sesleri

15.02.2015 - 14:40
Haberi paylaş

Kadın düşmanı politikalarıyla Özgecan'ı öldüren katillerin cesaret bulduğu zemini yaratan AKP, bir yandan da bu cinayetleri bahane ederek idamın geri getirilmesi tartışmasını canlı tutuyor.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Twitter hesabından şöyle yazdı:

"Özgecan Aslan gibi insanlığın katledildiği cinayetler için idam cezasını getirmeyi hassasiyetle tartışmamız ve getirmemiz gerekiyor."

Türkiye'de genellikle MHP ve BBP gibi faşist örgütlerin Abdullah Öcalan üzerinden tartışmaya açtığı "idamın geri getirilmesi", sıklıkla AKP'liler tarafından da gündeme getiriliyor.

AKP içinden daha önceki örnekler

AKP Kayseri milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, 2012 yılının Ağustos ayında yazdığı iki ayrı tweette, "Amerika'da katil olaydan sonra vurularak öldürülürken, biz on binlerce şehidimizin katilini idamdan kurtarıyoruz. İdamın geri getirilme zamanı gelmedi mi?" ve "Yeni Anayasa çalışmalarında terörle bağlantısı olan milletvekillerinin dokunulmazlığın kaldırılması ve idamın geri getirilmesi tartışılmalıdır" ifadelerini kullanmıştı.

2011 yılının ilk yarısında BBP'li faşistler "ahlaki", "ekonomik" suçlar ve "bölücü terör"e bulaşanlar için idamın geri getirilmesini istemişti. Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı AKP'li Burhan Kuzu da öneriye destek vermişti.

2011 genel seçimleri öncesinde Tayyip Erdoğan da Abdullah Öcalan üzerinden idam cezasını savunmuştu.

İdama niçin karşıyız?

İdam, bir cezai yaptırım olarak erken çağlardan beri çeşitli suçlar için uygulanan, devlet ya da benzeri bir otoritenin hukuk sisteminin kararıyla bir bireyin yaşam hakkına son veren bir cezadır. Bu ceza, çocuklara tecavüz ve cinayet gibi korkunç insanlık suçları üzerinden meşrulaştırılmak isteniyor.

Hukuki olarak, ceza kavramı, suç işlemenin karşılığı olarak caydırıcı bir önlem koymaya ve suç işleyen bireyi rehabilite ederek topluma yeniden kazandırmaya yarar. Ölüm cezasının herhangi bir rehabilitasyon işlevi olmadığı gibi, bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının suç oranlarının değişimine dayalı istatistiki araştırmalarına göre caydırıcı da olmadığı açıktır.

İşlenen suç ne olursa olsun, yaşam hakkının ihlali bile söz konusu olsa, hukuki yaptırımlar intikam alma aracı olarak düzenlenemez. İdam cezası devlet eliyle yaşam hakkının sona erdirilmesi demektir, bu yüzden bir ihlalin karşısına bir diğer insan hakkı ihlalini koymaktadır.

Üstelik, ölüm cezasında, hukuki süreçte meydana gelen bir hatanın telafisi de bulunmamaktadır. Örneğin, Uluslararası Af Örgütü'nün verilerine göre, ABD'de 1973 ile 2004 yılları arasında 113 ölüm cezası mahkûmu, bu cezayı almalarına neden olan suçlarla ilgili masum olduklarına dair kanıtlar ortaya çıktığı için serbest bırakıldı.

100'e yakın ülkede ölüm cezası kaldırıldı

20. yüzyılda insan hakları açısından çağdışı bir uygulama kabul edilmeye başlanan idam cezası, şu ana kadar 100'e yakın ülkede kaldırıldı. Türkiye de 2001 yılındaki anayasa değişikliğiyle idam cezasını kaldırmıştı. Türkiye'nin içerisinde olduğu Avrupa Konseyi nezdinde geçerli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ek 6 nolu ölüm cezasınının kaldırılmasına dair protokol, Türkiye tarafından 4913 sayılı kanunla kabul edilerek 17 Eylül 2003 tarihinde yürürlüğe konmuştu.

Türkiye'de ölüm cezalarının işlevi

Türkiye tarihinde gerek tek parti diktatörlüğü döneminde, gerekse cunta yönetimlerinde idamlar sıradan hayatın bir parçası hâline gelmişti. Cumhuriyetin erken dönemlerinde İstiklal Mahkemeleri ile çok sayıda rejim muhalifi öldürüldü. Bu mahkemelerde "Sanığın idamına, yargılanmaya devam edilmesine..." gibi kararlar verilmişti. Hukukla hiçbir ilgisi olmayan bu mahkemeler, yeni rejimin tüm muhalif unsurlarını bastırabilmek için geçici olarak her an toplanabiliyor ve infaz kararı verebiliyordu.

27 Mayıs 1960'ta gerçekleştirilen askeri darbe sonucu, ülkenin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildi.

12 Mart döneminde öğrenci hareketinin liderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan düzmece iddialarla cunta mahkemeleri tarafından idam edildi.

12 Eylül darbesinden sonra ise 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişi için idam kararı verildi. Askeri Yargıtay 124 kişinin idamını onayladı, bunların 50'si infaz edildi.

Bültene kayıt ol