Gezi direnişi günlerinde büyük bir polis terörü ve ölümler yaşanırken, 255 sanıklı "Gezi Parkı Ana Davası"nda mahkeme 244 sanığı suçlu bularak 2 ay 15 gün ile 1 yıl 2 ay 16 gün arasında değişen hapis cezaları verdi.
7 sanık beraat etti. Mahkeme, tutuksuz sanıklar Murat Akıllı, Murat Gülbay, Onur Yener ver Emre Güleryüz'ün savunmalarının alınmadığını belirterek dosyalarının ayrılmasına karar verdi, 4 sanığı "camiyi kirletmek" suçundan 10 ay hapse mahkûm etti.
Hangi suçlardan ceza alındı?
"Gezi Parkı Ana Davası" mahkemenin haklarında mahkumiyet kararı verdiği sanıkların işlediklerini belirttiği suçlar şöyle: "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet", "görevi yaptırmamak için direnme", "kamu malına zarar verme", "özel kıyafetleri usulsüz kullanma", "ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme".
"Hiçbir olaya karışmadım"
Duruşmada hakkında yakalama kararı çıkarılan Cemile Korkmaz'ın kimlik tespitinin ardından savunması alındı. Cemile Korkmaz, olay günü gezmek ve alışveriş için oğlu ile Anadolu Yakası'ndan önce Taksim, ardından da Kabataş'a gittiğini söyleyerek, "Gazlar atılıp, plastik mermiler patlayınca bir yerlere saklanmak istedik. Ancak gözaltına alındık. Herhangi bir uyarı yapılmadı.Hiçbir olaya karışmadım. Suçlamaları kabul etimiyorum. Beraatimi istiyorum. Hakkımdaki yakalama kararı kaldırılsın" dedi.
"Caminin içinde alkol alan herhangi birini de görmedim"
Duruşmada Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii'nde güvenlik görevlisi olarak çalışan 2 kişi tanık sıfatıyla dinlendi. Güvenlik görevlisi Savaş Dinç, "Olay günü mesai saatlerim saat 18.30 ile 08.00 arasındaydı. Beşiktaş da ağaç eylem vardı. Olay mesai saatleri içinde oldu. Olay günü etraf çok kalabalıktı. Biz camiinin içinde duruyoruk. İnsanlar içeri camiiye akın ediyorlardı. Yaralılar içeri geliyordu. Olay günü camiye ayakkabı ile girilmemesi konusunda uyarıda bulundum. Hatta ayakkabısıyla içeri giren bir vatandaşı uyardığımda bana çok sert davrandı. Ben şahsın kokusundan alkollü olduğunu anladım. Ancak vatandaşların ayakkabı ile girilmesine engel olamayınca halıların üzerine hasır serdik. Halılar zarar görmedi. Caminin içinde alkol alan herhangi birini de görmedim. Camiinin içinde birşeyler içen, tüketen ya da sigara içildiğini görmedim" şeklinde konuştu.
"Polis camiye müdahale etmedi"
Atılan gazlardan kendisinin de etkilendiğini söyleyen tanık Savaş Dinç, "İçeride 15- 20 kişi yaralılara müdahale ediyordu. Yaralıların gözlerine ilaç sıkıyordu. Sabah herkes gitti. Sağlıkçılarda tıbbi malzeme içeren mavi torbalarla camiiden ayrıldılar. Ben olay günü dışarıda tahmini 15 bin kişinin olduğunu düşünüyorum. Polis camiiye müdahale etmedi. Polis müdahalesinden sonra yaralananlar ve gazdan etkilenenler camiye geldi. Kalabalık grup can havliyle gazdan korunmak için kapıya yüklenince kapının pimi attı. Kapı açıldı ancak kapı kırılmadı, kapı sağlamdı" dedi.
Kameraların bulunduğu 1,5 metrelik direklerin sökülüp yere düşmesi sonucunda kameraların zarar gördüğünü söyleyen tanık Savaş Dinç, "Camiinin karşısındaki sosyal tesisin de kapı ve parmaklıkların söküldüğünü sabahleyin gördüm" diye konuştu.
"Nöbetim esnasında herhangi bir sorun olmadı"
Diğer tanık güvenlik görevlisi Sercan Özcan da "Gündüz nöbetçiydim. Davaya konu olay benim görevimden önce olmuştu. Nöbeti devraldığımda camiide kimse yoktu. Nöbetim esnasında herhangi bir sorun olmadı. Ayrıca görev yaptığım sürede basın mensuplarını ya da başkasını camiye almadık" diye konuştu.
"Basında çıkan fotoğrafların mizansen olduğu görüşündeyim"
Tanığın bu ifadesinin ardından söz alan bazı sanıkların avukatı da "Tanık beyanlarımızdan ulaştığımız sonuç Bezm-i Alem Camii'ne basın mensupları girmemiş. Basında çıkan fotoğraflar üzerine dava açıldı. Basında çıkan fotoğraflar (bira kutusu) ya başka yerde çekildi ya da mizansel fotoğraflar olduğu görüşündeyim" ifadelerini kullandı.
"Doğru zamanda doğru yerdeydik, demokratik hakkımızı kullandık"
Hakimin davayı karar bağlayacağını söylemesi üzerine 6 tutuksuz sanığın son sözleri soruldu. Tutuksuz sanık Ahmet Küçükkayalı, "Doğru zamanda doğru yerdeydik. Demokratik hakkımızı kullandık. Yanlış bir şey yapmadık" dedi.
"Yanlış zamanda yanlış yerde olduğumdan..."
Armağan Hasan Çoban da "Tamamiyle yanlış zamanda yanlış yerde olduğumdan hakkımda dava açıldı. Beraatimi istiyorum" ifadelerini kullandı.
Cemile Korkmaz ise "Sadece gezmeye gitmiştim. Mağdur oldum beraatimi istiyorum" derken diğer sanıklar da beraatlerini istedi. Mahkeme, kararını açıklamak üzere duruşmaya bir saat ara verdi.
İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Dolmabahçe'deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ne girilmesi olayının da aralarında bulunduğu, 1 Haziran-4 Ağustos 2013 tarihleri arasındaki Gezi Parkı odaklı eylemlere yer veriliyordu. İddianamede, 7'si yabancı uyruklu 255 sanığın, "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet", "görevi yaptırmamak için direnme", "kamu görevini usulsüz üstlenme", "kamu malına zarar verme", "özel kıyafetleri usulsüz kullanma", "suçluyu kayırma", "ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme" ve "hırsızlık" gibi suçlardan cezalandırılmaları isteniyordu. İddianamede, toplam 220 şüphelinin, 1 yıl 2 aydan 7 yıla kadar değişen hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Diğer sanıkların ise 1,5 yıldan 21 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırılmaları istendi.