AKP katilleri korumaya devam ediyor: JİTEM davası beraate gidiyor

22.10.2015 - 12:26
Haberi paylaş

Aralarında emekli Albay Cemal Temizöz’ün de bulunduğu 8 sanıklı ‘Cizre JİTEM Davası’nda karar günü yaklaşıyor. 5 Kasım’da görülecek duruşmada, 21 faili meçhul cinayetin sorumlusu olarak yargılanan sanıklar, haklarında verilen mütalaa kabul edilirse beraat edecek.

1993-1995 yılları arasında Cizre İlçe Jandarma Bölük Komutanı olan Cemal Temizöz’ün Bedran/Şahin kod isimli Adem Yakin, Ferit kod isimli Fırat Aydın ve Tayfur kod isimli Hıdır Altuğ ile gerçek isimleri tespit edilemeyen uzman çavuşlar Yavuz Güneş (daha sonra bu kişinin Burhanettin Kıyak olduğu ortaya çıktı), Selim Hoca, Cabbar ve Tuna kod isimlerini kullanan şahıslardan oluşan sivil bir sorgu/infaz timi kurduğu; bu grupla, 21 kişiyi işkenceyle sorguladığı, zorla kaybettiği ya da öldürdüğü iddiasıyla açılan davada karar günü geldi. 

2009 yılından beri devam eden davayla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, sanıkların TCK’nın “adam öldürmek”, “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak”, “teşekkül mensubu olmak” ve/veya “adam öldürmeye azmettirmek” suçlarından cezalandırılmalarını istemişti. Sanıkların hepsi, birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle yargılanıyordu. 

Yeri değiştirilen ve Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davada beraat talebi Cumhuriyet Savcısı Hasan Ali Erkan tarafından yapılmıştı. Erkan 18 Haziran’da görülen duruşmada “tanıkların ifadelerinin ve olaylarla ilgili kesin, inandırıcı ve vicdani kanaate uygun delil bulunmadığını” savunarak 8 sanığın ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesini istedi.

Hukuki olarak beraat çıkması mümkün değil

Davanın müdahil avukatlarından Veysel Vesek, karardan hukuki olarak beraat çıkmasının mümkün olmadığını, fakat siyasi olarak kararın beraat çıkacağı yönünde endişeleri olduğunu belirtiyor: “50 klasöre varan dosyada bazıları görüntülü onlarca tanık ve müşteki beyanı, otopsi raporu var. Mahkeme tüm bu delillere rağmen beraat istedi. Öte yandan mahkeme gizli tanıkları da deşifre etti. Bu dosyada kararın çoktan çıktığını düşünüyoruz.”

Vesek, sembol faili meçhul davalarından biri olan ‘Cizre JİTEM’ davasının yanı sıra, açılan 20’ye yakın faili meçhul davanın gidişatının da parlak olmadığını belirtiyor: “Hrant Dink dosyası dışındaki tüm dosyalar beraate gidiyor. Bu da devletin ‘Ergenekon’ kapsamında adı geçen şahıslarla uzlaştığını gösteriyor.”

Şimdi 5 Kasım’daki duruşmadan çıkacak karar bekleniyor. Beraat kararı çıkması halinde karar önce temyiz edilecek, ardından davayı Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürme süreci başlayacak.

#21İnsanıKimÖldürdü?

Cezasızlıkla Mücadelede Güçbirliği bileşenleri, 5 Kasım’da görülecek dava öncesi change.org’da ‘Cemal Temizöz Suçsuz ise #21İnsanıKimÖldürdü?’ başlıklı bir imza kampanyası başlattı. Kampanyada devletin cezasızlık geleneğinin devam ettiği hatırlatılıyor ve “kolluk kuvvetlerinin toplumsal olaylarda aşırı/orantısız güç kullanımı, Roboskî, Gezi protestoları; Reyhanlı, Antep, Diyarbakır, Suruç ve Ankara bombalı saldırıları ve Cizre, Diyarbakır Merkez, Lice, Varto, Silvan, Yüksekova, Beytüşşebap ve Nusaybin’de yaşananlar, hesaplaşılmayan ve cezasız kalan bu cinayetlerin devamı olarak görülebilir” deniyor. 

Kampanyaya imza vermek için tıklayınız

Tanık ifadelerinde ‘Cizre JİTEM’ 

Cezasızlıkla Mücadelede Güçbirliği bileşenlerinden Hafıza Merkezi, davanın karara bağlanacağı 5 Kasım’a kadar, dava dosyasına giren tanık ifadelerini sosyal medya üzerinden dolaşıma sokacak. Tanık ifadelerinden bazıları şöyle:

Abdullah Efelti hakkında Adnan Şık’ın ifadesi

“(...) İlçe jandarma komutanı Cemal yüzbaşı beni çağırdı, karakolda kendisiyle makamında görüştük. Bana baban belediye başkan adayı olacakmış, babanın belediye başkan adayı olmasını istemiyoruz, adaylığını geri çeksin, çekmediği halde maddi ve manevi verebileceğim bütün zararları size veririm dedi. Kamil ATAĞ'ın belediye başkanı seçtirme kararı alındığını, bu kararın hiçbir şekilde değişmeyeceğini, seçim sonucu ne olursa olsun Kamil ATAG'ın belediye başkanı olacağını söyledi (...)”

Mustafa Aydın hakkında Arafat Aydın’ın ifadesi

“(...) Tayfur, Bedran kod, Adem YAKİN ve ismini şu an hatırlayamadığım ancak itirafçı olduklarını bildiğim bu şahıslar bizim yanımıza gelerek benle Mustafa Aydın’a biraz böyle gelir misiniz dediler. Ben de Mustafa Aydın ile birlikte ayağa kalkarak bu itirafçıların göstermiş oldukları yöne doğru yürüdüğümüz anda itirafçılardan Bedran kod Adem YAKİN isimli şahıs benle Mustafa Aydın’a hitaben sert bir şekilde bağırarak elinizdeki silahı yere bırakın ve ellerinizi uzatın dedi. Bunun üzerine biz çok korkmuştuk. Ne olduğunu anlamadık biz de korkumuzdan elimizdeki silahları bir kenara bıraktıktan sonra Bedran kod Adem YAKİN isimli itirafçı benle Mustafa Aydın’ın ellerimizi iple bağladı. Ve sonra kafalarımıza birer siyah poşet geçirdiler ve bizi baya bir yol yürüdükten sonra bir dere içine götürdüler. (...)Bu şahıslar bu dere yatağı içinde tam iki gün boyunca bize işkence yaptılar. (...)ben Mustafa’yı bir daha görmedim çünkü onu nereye kimin yanına bıraktıklarını bilmiyorum. (...)Ben amcamın oğlu Mustafa'nın bu üç itirafçı şahıslar tarafından öldürüldüğünü düşünüyorum. Kayadan atılarak düşmüş süsü verilmiş olabilir zaten işkence neticesinde baygın bir haldeydi, o esnada da ölmüş olabilir çünkü bizim başımızdan poşetleri çıkardıkları zaman ben yanımda amcamın oğlu Mustafa Aydın’ı bir daha görmedim.”

Mustafa Aydın hakkında kardeşi Ramazan Aydın’ın ifadesi

“(...) Cemal Temizöz’ün bizi Cizre Merkez Komutanlığına çağırdığı haberi geldi, bu haberi bize askerler getirdiler. Bunun üzerine ben babamla birlikte Cizre Merkez Komutanlığına gittim. Gittiğimiz ay Ağustos ya da Eylül ayıydı, 1994 yılıydı. Cemal Temizöz bizi odasına aldı, babam neden oğlumu öldürdünüz diye sordu, bunun üzerine Cemal Temizöz babama eğer bu lafı başka yerde söylerseniz, beni şikâyet ederseniz sizi de o yola gönderirim dedi. Bunu söyledikten sonra da bizi dışarı çıkardı. Biz de o günden sonra korkumuzdan kimseye bir şey söyleyemedik (...)”

(Agos)

Bültene kayıt ol