DSİP Ankara İl Örgütü, kentte dün gerçekleşen kaza üzerine AKP'li belediye başkanı Melih Gökçek'i istifa etmeye çağırdı.
Yapılan yazılı açıklama şöyleydi:
Ankara Dikimevi’nde bir belediye otobüsü hızla durağa dalarak 12 kişinin ölümüne ve pek çok kişinin yaralanmasına yol açtı.
Ankara’da böyle bir kaza ilk defa olmuyor, 1994’ten beri Melih Gökçek tarafından yönetilen şehirde defalarca otobüs kazası yaşandı. Bu kazaların bazılarında aynen Dikimevi’ndeki kazada olduğu gibi otobüs durağa daldı. Ankara’da bizzat Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek tarafından uygulanan ulaşım politikaları başka bir deyişle “Gökçek tarzı neoliberalizm” tıpkı diğer kazalarda olduğu gibi 12 kişinin ölümüne yol açan kazanın da temel sorumlusudur.
Ankara’da toplu taşımanın berbat bir hâlde olmasının temel sebebi Büyükşehir Belediyesi’nin toplu taşımaya kâr-zarar ekseninde bakmasıdır. Konserve kutusu gibi doldurulan otobüslerde yolculuk yapmak Ankara’da yaşayanlar açısından gündelik hayatın bir parçasıdır.
Belediye otobüslerinin sayısı giderek azalırken özel halk otobüslerinin sayıları giderek artmakta, kamu hizmeti olması gereken toplu taşıma taşeron firmalara devredilmektedir. Bir süre önce Melih Gökçek’in partisinde hükümet sözcülüğü yapan bir zatın da belirttiği gibi “parsel parsel” satılan şehirde toplu taşıma da satılmıştır. Özel otobüslerin artışı otobüsler arası rekabete yol açmakta, otobüsler trafikte hız yapmaya adeta özendirilmektedir. Sadece özel halk otobüsleri değil belediye otobüsleri de taşeron firmalarda istihdam edilen şoförler tarafından kullanılmaktadır.
Otobüslerin yanı sıra metro da felaketlere gebedir. Metro konulan yönlere özel otobüs dışında ulaşım kaldırılmış eskiden 00:30’a kadar çalışan Ankaray ve Metro sinyalizasyon yapımı bahane edilerek 22:30-23:00 saatlerine çekilmiştir. Ankara’da yıllarca tamamlanamadıktan sonra henüz sinyalizasyonu bile tamamlanmadan bir seçim yatırımı olarak açılan metro tehdit oluşturmaktadır.
Ankara’da belediye otobüslerinin yetersizliği hız ve rekabeti temel kural olarak alan bir sistem ile karşılanmaya çalışılmaktadır. Otobüsler halk için kullanılmak istendiğinde “masraf” olarak görülürken rahatlıkla kolluk kuvvetlerine gözaltı aracı olarak tahsis edilebilmektedir.
Gökçek’in toplu taşımadan anladığı özetle budur. Kentte yeşil alanların yok edilerek yol hâline getirilmesinden, musluktan zehirli suların akmasına kadar her uygulama aynı mantığın diğer alanlardaki yansımasından ibarettir.
Ankara’nın ihtiyacı olan yeni yollar değil, toplu taşımanın geliştirilmesidir. Toplu taşımanın gelişmesi ise kâra değil insana dayalı bir anlayışın benimsenmesinden geçer.
Dikimevi’ndeki kaza kader değil katliamdır. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek derhal istifa etmelidir.
Ankara’da yaşayan emekçileri kent hakkını, yaşam hakkını, ulaşım hakkını savunmaya, parsel parsel satılan hayatlarımızı geri almaya çağırıyoruz.
DSİP Ankara İl Örgütü
02.10.2015