6-7 Eylül: Bir devlet operasyonu

05.09.2015 - 13:14
Haberi paylaş

Türkiye’nin ve sermayenin Türkleştirilmesi politikaları kapsamında daha önce 1915 Ermeni soykırımı, 1923-24 Türk-Yunan mübadelesi, 1934 Trakya olayları ve 1942 Varlık Vergisi gibi uygulamalarla Müslüman olmayan halklar ya doğrudan öldürülerek ya da ülkeyi terk etmeye zorlanarak tüm mal varlıklarına el konmuştu.

6-7 Eylül olayları Mübadele sonrası İstanbul’da kalan Rumları hedef alan ve emekli Tuğgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun itiraf ettiğine göre “muhteşem bir Özel Harp işiydi”. Devletin ırkçı politikaları, 1964’te Rum halkının önemli bir kısmını göç etmeye zorlayan sürgün yasası ile devam edecekti.

Demokrat Parti’nin iktidarda olduğu 1955 yılında ekonomik sorunların yanı sıra hükümetin baskıcı politikalarına karşı toplumda hoşnutsuzluk oldukça artmıştı. Bu sorunların yanı sıra Kıbrıs’ta da olaylar yaşanıyordu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir devlet geleneği olarak Kıbrıs veya Yunanistan’da Türk halkına yönelik yaşanan sıkıntıları bahane ederek her dönem Türkiyeli Rumlara karşı ırkçı uygulamalara yönelmiştir. 1955 yılında da Londra’da Kıbrıs görüşmeleri devam ederken önceden saldırıya hazırlanmış paramiliterler Selanik’te M. Kemal’in evine bombalı saldırı yapıldığı haberi üzerine harekete geçti. Haber, Ekspres gazetesinde daha olaylar gerçekleşmeden 2 saat önce yer almıştı. Ellerinde satır ve sopalarla bekleyen gruplar 2 gün boyunca çoğunlukla Rumların yaşadığı bölgelerde saldırı ve yağmaya girişti.

Devlet her ne kadar Kıbrıs nedeniyle Rumları hedef almış gibi gözükse de aslında hedef Türk ve Müslüman olmayan tüm halklardı. Nasıl ki Ermeni soykırımı sırasında Süryani, Ezidi gibi halklar da hedef alındıysa, nasıl ki mübadelede Rum olmayan diğer Ortodoks halklar da hedef alındıysa ve varlık vergisi ile tüm azınlıklar hedef alındıysa; 6-7 Eylül’de de hedef Rumlarla birlikte tüm diğer azınlıklardı. Tahrip edilen işyerlerinin %59’u Rumlara, %17’si Ermenilere, %12’si ise Yahudilere aitti.  Birçok iş yeri ve eve saldırganlar tarafından el kondu. Saldırıyı izleyen 6 ay içerisinde binlerce Müslüman olmayan yurttaş ülkeyi terk etti.

Devlet kaynaklarına göre 4 bin 214 ev, 1.004 işyeri, 73 Rum Ortodoks kilisesi, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul ile aralarında fabrika ve otel gibni yerlerin bulunduğu 5 bin 317 yer tahrip edildi. 11 kişi hayatını kaybetti ve tecavüz olayları yaşandı.  Demokrat Parti hükümeti ekonomik sıkıntılar nedeniyle yükselen muhalefet ve hoşnutsuzluğu Kıbrıs üzerinden milliyetçi bir hezeyana çevirerek geçiştirmeyi amaçladı. Yükseltilen milliyetçilik hem gündemi değiştirdi hem de azınlıkların mal varlıkları bir kez daha el değiştirdi.

Özdeş Özbay

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol