Marksist.org editörü Ozan Tekin, sitenin Twitter hesabına getirilen yasağı yorumladı.
Yasağın arkasında siyasi gerekçeler olduğunu düşündüklerini söyleyen Tekin, savaşa karşı çıkmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Röportajımız şöyleydi:
Marksist.org'a getirilen Twitter yasağı nedir, nasıl oldu?
Sitede yayımladığımız haber ve yazıları, ilk iş olarak Facebook ve Twitter'daki hesaplarımızda yayımlıyoruz. Yine böyle yapmayı denediğimizde, yasaklandığımızı fark ettik.
Belki de çok tuhaf olmayan bir tesadüf, yasaklandığımız gün Twitter bir şeffaflık raporu yayımladı ve buna göre yargı yoluyla istenen toplam 442 engellemenin 408'inin, diğer merciler tarafından istenenlerin de 561'inin 310'unun Türkiye'den olduğu ortaya çıktı. Ülke bazlı engellenen 158 hesabın 125'i de Türkiye'denmiş.
Yasağın sebebiyle ilgili henüz bir bilgiye sahip değiliz ve hesabımızın açılması için girişimlerde bulunuyoruz. Arkasında ise elbette ki politik gerekçeler olduğunu düşünüyoruz.
Nedir bu gerekçeler?
Rapordaki verilerin yanı sıra, biliyoruz ki Twitter Türkiye'deki kullanıcılara birden fazla kez yasaklandı. Bu yasakların arkasında bir siyasi irade var.
Tayyip Erdoğan, tıpkı Arap Baharı ile neye uğradığını şaşıran Ortadoğu'nun diktatörleri gibi, sosyal medyaya düşman. Twitter'ın "başa bela" olduğunu düşünüyor ve "kökünü kazımak" istiyor.
Marksist.org, Türkiye'de ırkçılığa, faşizme, patronlara ve onların hükümetine karşı bir yayın çizgisi izliyor. Demokrasiyi, herkes için eşitliği ve özgürlüğü savunuyor. Greve çıkan işçilerin, ulusal hakları için mücadele eden Kürtlerin, Ermeni Soykırımı'nın tanınmasını talep edenlerin, kirli enerji politikalarına karşı yaşamı ve gezegeni savunanların yanındayız.
Son dönemde ise biliyorsunuz AKP hükümetinin devreye soktuğu bir savaş politikası var. Birçok yerde çatışmalar yaşanıyor ve insanlar ölüyor. Marksist.org bu noktada da hükümetin ve devletin bu politikasına itiraz eden, barışı ve çözüm sürecini savunan, Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkının gerçekleşmesi için yayın yapan bir site.
Twitter yasağının arkasında bu yayın politikamızın olduğunu düşünüyoruz.
Peki bu fikirler yasaklarla engellenebilir mi?
Tabii ki hayır. Yaptığımız dayanışma çağrısına birçok dostumuz ve okurumuz yanıt verdi.
Ama daha önemlisi, Türkiye'de barış isteyenler artık tüm toplum içinde de çoğunluk.
Barışı savunan bir parti, 7 Haziran seçimlerinde oylarını iki katına çıkardı ve 6 milyon kişinin desteğini aldı. Anketlere göre, bu berbat savaş ortamının ortasında, Türkiye halklarının en az üçte ikisi hâlâ çözüm sürecinin arkasında.
Tayyip Erdoğan ve AKP liderliğinin savaş politikası, bizim de bir parçası olduğumuz bu çoğunluk iradesinin aktif bir şekilde siyasete müdahil olmasıyla yenilecek. Bundan hiçbir kuşkumuz yok. Yasakları aşacağız, barış isteyenler mutlaka kazanacak.