Barış isteyenler Aksaray'da buluştu

26.07.2015 - 20:58
Haberi paylaş

Düzenlemek istediği Büyük Barış Yürüyüşü, devlet tarafından keyfi olarak yasaklandıktan sonra, Barış Bloku aktivistleri bugün Aksaray'da yaptıkları bir basın açıklamasıyla AKP'nin savaş politikalarını kınadı.

Barış Bloku'nun eyleminde geniş güvenlik önlemleri dikkat çekerken, polis saldırmadığı için eylemde herhangi bir şiddet olayı yaşanmadı.

Aksaray'da metro durağının yanında buluşan binlerce kişi, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Katil devlet hesap verecek”, “Suruç’un hesabı sorulacak”, “Barış için omuz omuza” ve “Ortadoğu IŞİD’e mezar olacak” sloganları attı.

Eylemde Barış Bloku adına okunan basın açıklaması şöyleydi:

Barışa sahip çıkacak, size savaş yaptırtmayacağız!

"Suruç’ta vahşice katledilen 32 barış güvercininin ardından barışı da vurmak istiyorlar. Kaybettiklerimizin yasını dahi tutamadan tüm ülke bir kez daha savaşın karanlığına sürüklenmek isteniyor. Ama barışın sahibi var.

Bizler kısa bir süre önce, Türkiye’nin Suriye’de yeni bir savaş macerasına sokulması girişimlerine karşı Barış Bloku çatısı altında toplanan emek ve meslek örgütleri, siyasal ve toplumsal kurumlar ve yurttaşlar olarak endişelerimizin haklı çıkmasına büyük bir üzüntüyle tanık oluyoruz. Türkiye toplumunun büyük çoğunluğunun, barış içerisinde bir arada yaşama arzusunun taşıyıcısı Barış Bloku olarak ülkemizin, birilerinin şahsi ikbali uğruna bir savaş çıkmazına sürüklenmesine izin vermemeye kararlıyız. İktidarın tüm sindirme, dezenformasyon ve baskı girişimlerine karşı barışa sahip çıkmaya daha da güçlü bir biçimde devam edeceğimizi haykırıyoruz.

Türkiye sonu belirsiz bir sürece itilmekte. AKP Hükümeti, çözüm ve barış sürecini, çatışmasızlığı sona erdiren adımlar atıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi kişisel ikbali uğruna ülkenin geleceğini karartacak bir rotaya girdi. Seçim yenilgisini, seçim barajının demokrasi ve barış güçlerince yıkılmasını, Suriye ve Ortadoğu politikalarının iflasını ve Rojava’daki Kürt özgürlük hareketinin kazanımlarını hazmedemeyen muktedir, ülkeyi baskı politikalarıyla rehin almak istiyor. Seçimlerde kaybettiği iktidarını, tüm muhalif siyasal ve toplumsal güçlerin kriminalize edildiği,  sindirildiği, olağanüstü hal koşullarında yapılacak bir erken seçimle telafi etmek istiyor.  Mutlak iktidarını sürdürmek için çatışmasızlık sürecinde daha da gelişen ve kök salan halkların barış umudunu törpülemek istiyor. Barışı bombalayarak, ateşkesi bitirerek adeta darbe koşullarında yapılacak bir seçimle yeniden mutlak iktidar hayalleri kuruyor.  İncirlik üssünü ABD’nin kullanımına açarak, iflas etmiş, sürdürülemez Suriye politikasını daha da içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Ülkeyi içte ve dışta topyekûn bir savaş ortamına sürükleyerek bu puslu havadan nemalanmak istiyor.

7 Haziran seçimlerinde meclisteki çoğunluğunu yitirerek iktidarı kaybetmiş, istifa etmiş ve vekâleten görev yapan bir hükümetin toplumun kaderini belirleyecek, büyük toplumsal ve insani bedellere yol açacak bir savaş kararı almasının demokratik meşruiyeti yoktur. Ülke, en temel demokratik hakların keyfi biçimde askıya alındığı, basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığı, Eğitim-Sen başta olmak üzere sendikalar, siyasal ve toplumsal kurumlara yönelik baskı ve operasyonların yoğunlaştığı, gözaltılar ve hatta infazların gerçekleştiği ilan edilmemiş bir olağanüstü hal rejimi altına sokulmaya çalışılıyor. Hükümet IŞİD’le çatışmayı, barışa ve demokratik özgürlüklere saldırının kılıfı haline getiriyor. Cumhurbaşkanı ve istifa etmiş AKP hükümeti eliyle tüm ülke bir kez daha güvenlikçi politikalara teslim ediliyor. Barış Bloku olarak, yurttaşlarımızla birlikte Suruç’ta alçakça bir saldırı sonucu kaybettiklerimizi anmak ve IŞİD karanlığına karşı barış talebimizi haykırmak için duyurduğumuz “Büyük Barış Yürüyüşü” hiçbir hukuki gerekçe olmadan, keyfi biçimde yasaklanabiliyor.

Bizler, ülkeyi dosdoğru bir savaş çıkmazına sürükleyenlerin meşru ve demokratik bir barış yürüyüşüne tahammül edememelerini doğal karşılıyoruz. Ama barışı ve bir arada kardeşçe yaşamı savunanları sindirmeye çalışanların, dün olduğu gibi bugün de yenileceklerini biliyoruz.

Savaş çığırtkanlarına, milliyetçi ve militarist bir toplumsal iklim yaratarak seçimde kaybettiklerini savaşta kazanmak isteyenlere inat barışta ısrar ediyoruz. Bombalara, katliamlara, baskılara karşı bu topraklarda barışın sesi olmaya, adalet ve eşitlik ilkelerine dayalı birarada yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Savaşın yarattığı toplumsal ve insani tahribata karşı kardeşliği savunmaya devam edeceğiz. Çünkü savaş tehlikesini ancak dayanışmaya, kardeşliğe ve barışa daha fazla sarılarak bertaraf edebileceğimizi biliyoruz. Gezi’nin kardeşlik ve barış selamını, fidanlar ve oyuncaklarla Kobane’ye taşımak isteyenleri Suruç’ta katledenlere inat bu mücadeleyi sürdüreceğimizi, barışı ve demokrasiyi inşa edeceğimizi haykırıyoruz.

Barış Bloku olarak savaşlarda kazanan taraf olmadığı gerçeğinden hareketle tüm toplumu, halklarımızı ve yurttaşlarımızı barışa sahip çıkarak ülkenin geleceğini karartmaya çalışanlara karşı ses çıkarmaya, barış mücadelesine bugün her zamankinden daha fazla sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Barışa sahip çıkacak, size savaş yaptırtmayacağız!"

Bültene kayıt ol