CHP’nin pek de değişmeyen kültürü, Kılıçdaroğlu ve Suriyeli mafyalar

02.06.2015 - 08:40
Haberi paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Mayıs Cumartesi günü Vatan gazetesiyle yaptığı ve partisinde değişen kültürü aktardığı söyleşide, “Yakında yeraltı dünyasında etkili bir Suriyeli grup çıkacak” kehanetinde bulundu.

Davutoğlu ile gerçekleştirdikleri polemiği özetlersek: Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında Ortadoğu'ya barış geleceğini ve iki milyon Suriyeli sığınmacıyı memleketlerine göndereceklerini söylemiş, Davutoğlu ise Almanya’daki Türkleri örnek vererek Kılıçdaroğlu’nu ırkçılıkla itham etmişti. Kılıçdaroğlu, Almanya’ya giden Türklerin bir çağrı üzerine vizeyle gittiğini, savaştan kaçmadıklarını, örneklerin farklı olduğunu söylemişti.

Önce yurtdışına göçeden Türkleri ele alalım. Almanya’ya gidenlerin büyük çoğunluğu, ekonomik sebeplerle göç etmiştir. Fakat Almanya ve diğer ülkelere göç eden Türkiye vatandaşları arasında TC’nin ayrımcı, ırkçı politikalarından payına düşen azınlıklar da bulunmaktadır. Örneğin İsveç’teki Süryaniler, Avrupa’nın her yanına göç eden Kürtler, Londra’daki Türklerin ezici çoğunluğu oluşturan ve Maraş Katliamı sonrasında iltica eden Aleviler, görmezden gelinen bir savaşın mağdurlarıdırlar. Gittikleri ülkelerde, bugünlerde Suriyeli sığınmacıların yaşadığı zorlukları yaşamış, şansı yaver gidenler hayata tutunabilmiştir.

Göçmenlerin “kirli işlerle” tanışması, Suriyeli sığınmacılara has değil, küresel bir olgudur. Google’a herhangi bir Avrupa ülkesi ile “Türk mafyası” kelimeleri yazıldığında azımsanmayacak sonuçların çıkması bu yüzden şaşırtıcı değildir. Bu durum, hayatta kalmak için en kolay yolu seçmekten de kaynaklanmaz; öncelikle bir savunma içgüdüsü olarak Avrupa’daki ırkçılığa karşı bir mücadele yöntemidir. İş verilmeyen, eğitimde fırsat tanınmayan, üstüne ırkçı saldırılara maruz kalan etnik gruplar güç savaşına girer. O ülkelerin Kılıçdaroğluları ise, göçmenleri kapı dışarı etmek için kampanyalar gerçekleştirir.

Ayrıca, göçmenlerin suça itilmesi, kapitalizmin çıkarlarıyla da örtüşür. Legal yollarla sürdüremedikleri tüm işleri, feda edilebilir gördükleri göçmenlere havale ederler. Böylelikle hem kirli işlerini yaparlar hem de göçmenleri günah keçisi kılmak için gerekli fırsatı edinirler.

Kılıçdaroğlu’nun, kapitalizmin yarattığı olguya dikkat çekmek için bu mevzuyu gündeme getirdiği düşünülebilir. Ama değil. Suriyeli “çeteleri” ilk kez gündeme getiren, yine bir CHP milletvekili Mahmut Tanal, Eylül 2014’te Suriye’deki azılı suçluların kaosu fırsat bilerek sınırdan geçtiğini ve Türk çeteleriyle işbirliği yapabileceğini söylemişti. En azından Türkler de mafya olabiliyormuş.

Diğer CHP milletvekilleri ve adayları da defaatle Suriyeli sığınmacıları kriminalize etmek için propaganda yaptılar: CHP İzmir adayı Mehmet Balbay, “Hükümetin her ile eşit olarak dağıttığı tek şey Suriyeliler” dedi. CHP Bolu adayı Tanju Özcan ise “Hükümet 2 milyon Suriyeliye 5 milyar harcadı, biz bu parayı Mengenli'ye kullanacağız” dedi. CHP Konya vekili Atilla Kart, iki sene önce, Suriyelilerin muhtelif illere dağıtıldığını, AKP açısından kazanma ihtimalinin kritik olduğu yerlerde “haksız oy temini” yaşanacağını iddia etti. CHP Artvin milletvekili Uğur Bayraktutan, verdiği soru önergesinde, Suriyelilerin Karadeniz illerine yerleştirilmesinden Karadeniz insanının rahatsız olduğunu söyledi. CHP Hatay milletvekili adayı Hilmi Yarayıcı'nın, “Barışa Çığlık” festivalinde Suriyelileri kastederek “Sakın evlerinizi bunlara kiralamayın” dediği iddia edildi. CHP Mersin milletvekili adayı Fikri Sağlar ise Suriyelilerin kaosa sebep olduğunu, hükümetin Suriyelilere sağladığı iş yapma kolaylığı ve kayıt dışında göz yumulmasının işsizliğe ve pahalılığa sebep olduğunu, vatandaşların artık Suriyelileri istemediğini söyledi. Bir kısım vatandaşın ırkçı taleplerini yükseltmek ona nasip oldu.

Dünyanın hiçbir yerinde, mülteciler toplumsal eşitsizliklerin sebebi değildir. Dünyanın her yerinde ekonomik durgunluktan, işsizlikten, pahalılaşmadan mültecileri sorumlu tutanlar göçmen karşıtlarıdır, ırkçılardır. İşsizlikten şikâyetçiysek; sorumlusu, iş olanağı yaratmayan, gelir dağılımında eşitliği gözetmeyen, sığınmacılar için eşit asgari ücret tayin etmeyen, sığınmacıları ucuz iş gücü deposu olarak gören, onları kayıtdışılığa iten AKP’dir. Ağzınızdan Suriyelilere düşmanlıktan başka laf çıkmayacaksa, susun da mücadelemizi verelim.

Ozan Ekin Gökşin

Bültene kayıt ol