İki yıl önce bugün, Gezi Parkı'nın yıkımını durdurmak için başlayan direniş, uygulanan yoğun polis terörü sebebiyle başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin birçok yerinde hükümete karşı kitlesel protestolara dönüşmüştü. İki yıl sonra alınan önlemler, AKP'nin hâlâ Gezi direnişinden korktuğunu ispatlıyor.
31 Mayıs 2013'ün ikinci yıl dönümünde, İstanbul'da bir kez daha toplu taşıma araçları durduruldu, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı polisler tarafından abluka altına alındı.
Gezi Parkı'nın girişindeki yüzlerce polisin parkın içine girerek "Günün anlam ve önemi nedeniyle parkı kapatıyoruz" dediği kaydedildi.
Gazeteciye dayak
Parkın sivillerden arındırıldığı sırada Zaman Gazetesi muhabiri Emre Şencan'la polisler arasında gerginlik yaşandı. Şencan kısa süreli gözaltına alındı.
Sivil giyimli polisler Emre Şencan'ın etrafını çevirdi. İçeriği anlaşılamayan diyalog sırasında polislerden biri Şencan'ın çenesine sert bir tokat darbesi vurdu.
Daha sonra yere yatmaya zorlanan Şencan'la polisler arasındaki diyalogtan cep telefonuyla görüntü çektiği için gözaltına alındığı anlaşıldı. Polisler, bu kişinin haberci kimliğini açıklamadığını söyledi. Şencan'ın polisler arasında parktan çıkarıldığı sırada diyaloglar da sürdü.
Şencan, kendini yumruklayan polisin ismini sordu. O polis de "Amerika'ya mı söyleyeceksin, Fetullah Gülen'e mi söylettireceksin? " diye çıkıştı. Parktan uzaklaştırılan Şencan'ın daha sonra serbest bırakıldığı öğrenildi.
Anma yapmak isteyenlere izin verilmedi
Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla İstiklal Caddesi'nde toplanarak Gezi Parkı'na yürümek ve direniş sırasında polis tarafından öldürülenleri anmak isteyen yüzlerce kişiye ise izin verilmedi.
Polisin 15 dakika içerisinde basın açıklaması yapıp dağılmasını istediği kitle önce saygı duruşu yaptı, konuşmaların ardından İstiklal Caddesi'ne karanfiller bırakarak eylemi sonlandırdı.