Kur korumalı mevduat soygunu derinleşiyor, halk yoksullaşıyor. Bütçe açığı hızla artıyor. Bu durumun faturası milyonlarca işçi ve emekçiye çıkıyor. Bir avuç zenginin parasını korumak için vergilerimiz peşkeş çekiliyor. Büyük bir servet transferini canlı olarak yaşıyoruz. Kur korumalı mevduatın faturası kabardıkça herkes yoksullaşıyor. İstedikleri kadar başka isimler takmaya çalışsınlar, bunun adı kur korumalı soygundur.
Şirketler, döviz mevduatlarını kur korumalı mevduata geçirmeleri halinde kurumlar vergisinden istisna kılınmıştı. Bu hafta görüşülen kanunla, bu istisnanın süresi 2022 yılı sonuna kadar uzatılıyor.
Halkı yoksulluğa sürükleyenler, vergi istisnalarıyla emekçilerin parasını sermayeye peşkeş çekmeye devam ediyorlar. Milyon dolarlık şirket sahiplerini vergilerden azat etmekten çekinmiyorlar. Çiftçinin borçlarının faizini dahi silmeyen iktidar, zenginlerin kur korumalı mevduatından gelir vergisi almıyor.
Kur korumalı mevduattan yararlanan kişi sayısı 1 milyon. Kur korumalı mevduatların toplamı 782 milyar lira.
8 Nisan’a kadar kur korumalı mevduat gelirlerinden alınması gereken 10 milyar TL kurumlar vergisi alınmadı. Yılsonuna kadar oluşabilecek yükün hesabı ise belli değil. Kur korumalı mevduat için son iki ayda vergilerimizden 16,2 milyar lira ödendi. İkisini topladığımızda 26,2 milyar lira ediyor. Bu rakam yılsonuna kadar 200 milyar lirayı bulabilir. 250 milyar lira olarak hedeflenen bütçe açığı 450 milyar liraya çıkabilir.
Türkiye tarihinin en büyük soygunu Kur Korumalı Mevduat sistemi ile yapılıyor. İktidar, kaynakları yatırıma değil, zengini daha zengin etmeye ayırıyor. Devletin önemli oranda bir geliri zenginlere bırakılıyor.