Derinleşen ekonomik kriz ile birlikte şirketler kârlarından ödün vermemek için ellerinden geleni yapıyor. Eğitim öğretim yılı başında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yemek ihalelerine katılan şirketler hiçbir sözleşme maddesine uymuyor. Taşımalı eğitim öğrencilerine gönderilen yemekler taşımalı eğitim dışında olan o köyün çocuklarına verilmiyor. Gerekçe yemeklerin sayılı geldiği oluyor. Şirketler nereden kısabiliriz yarışında.
Yemeklerin yanında gönderilmesi gereken hazır paket sular ikinci dönem itibariyle gönderilmiyor.
Tüm gün boyunca okulda yemek yemeyi bekleyen çocuklar hergün bu manzarayla karşılaşıyor. Ya sayılı patates ya da sulu yemek ve çorba.
Her gün gıda zehirlenmelerine karşı gönderilmesi gereken yoğurt menü de bile yok.
Çocuklar tüm gün boyunca yemek yemeyi bekliyor, çünkü kantinler ateş pahası. En ucuz bisküvi 5 lira. Kantinin en ucuz ürünü su 2 lira.
Kantinden beslenemeyen yoksul aile çocukları, okuldaki öğle yemeğinden de masadan aç olarak kalkıyor. Açlık, yoksulluk her tarafı sarmış durumda bunu en çok hisseden ve yaşayan da çocuklar.