Kapitalizme karşı birleşik mücadele

20.04.2022 - 11:10
Haberi paylaş

Marksizm 2022’nin son toplantısı olan “Seçimler, Direniş ve Sosyalist Mücadele” başlıklı toplantısında Ferda Keskin sunum yaptı.

Sunumdan özet şöyle:

Ferda Keskin:

Bizim de parçası olduğu Batı toplumu şimdiye kadar formel bir demokrasi çerçevesi sunmaya çalışıyordu. Temsili demokrasi denen bir sistem. Ama geride kalan 20 yılda artık form olarak bu liberal demokrasi varlığını sürdürse bile, içerik aynı değil. 

Çünkü merkez ülkeler tarafından kurulan kurumlar Dünya Bankası, Uluslarası Para Fonu-IMF gibi kurumlar artık hesap soran kurumlar oldu. Artık hükümetler kendilerini seçen halka değil, bu neoliberal kapitalist kurumlara hesap veriyorlar.

Bunun en iyi örneği Yunanistan’dır. Sol bir parti olan Syriza iktidara seçildikten sonra bir süre halkın taleplerini karşılamaya çalıştıysa da, sonra bundan vaz geçti. Bu neoliberal kurumların dediğini yaptı, halkın üzerinde kemer sıkma politikaları uyguladı. 

Liberal demokrasi zaten kökeni itibarı ile formeldir. Liberal demokrasinin temsil sistemi maniple edilmeye son derece müsaittir. Ama artık mekanizmaları da demokratik olmaktan çıktı. Bu formel yapıya kapitalistlerin tahammülü kalmadı. Sürekli müdahale etmeye başladılar, bunu nasıl yapıyorlar, mesela seçim kanunları ile oynuyorlar.

Özal’dan itibaren seçim kanunları sık sık değiştirilmektedir. Parti kapatmalar sıklaşmıştır. Ayrıca partilerin yapılanması zaten merkezidir ve yukardan dayatılan listelerin aşağıda onaylanmasıdır. 

Aşağıdan gelen bir hareketin seçimleri kazanması, iktidara gelmesi adeta bir hayaldir. Seçim sistemi adeta bir norm mekanizmasına, burjuvazinin koyduğu kuralların onaylanma mekanizmasına dönüşmüş durumda. Ayrıca bizde özel bir durum daha var, Kürtlerin partisi düzenli olarak kapatılır. Hatta en son birisinin yöneticileri hapse atıldı. Liberal temsil sistemine bile tahammül edemeyen bir sistem haline geldi neoliberal istem.

Parti kapatmalara karşı mutlaka bir direniş içinde olmak gerekiyor. Ama bu sosyalist bir tarzda olmalı. Yani sadece kimliksel, kimlik üzerinden yapılabilecek bir direniş değil. Bir taraftan sosyalist olmalı diğer taraftan dünyadaki diğer sosyalist kitle örgütleri ile dayanışma içinde olmalı.

Önümüzdeki seçimlerde iki ittifaktan birisi iktidara gelecek. Cumhur veya Millet. Bunlardan birinde faşizt parti ve muhafazakâr parti var.

Diğerinde ise bugünlere gelmemize neden olan kişilerin partileri ile sosyal demokrat parti var.

Yine olan emekçilere, kadınlara, göçmenlere olacak. Yeni iktidar göçmen sorununu da çözmeyecek, iklim krizinin çözümü için adım da atmayacak. Sağcı, aşırı sağcı muhafazakâr iktidar sistemi devam edecek.

O halde ne yapabiliriz. Şimdiye kadar bu sistemin ezdiği bütün güçlerin ittifak içine girmesi gerekir, bu ittifak aynı zamanda kapitalizme ve neoliberalizme karşı mücadele etmelidir. Mevcut ittifaklardan herhangi biri hiçbir sorunumuzu çözemez.

Geçtiğimiz süreçte çeşitli toplumsal hareketlere tanıklık ettik, şimdi de yepyeni ittifaklar kurulabilir. Her çerçevede mücadele etmeye devam etmeliyiz.

Bültene kayıt ol