Türkiye’nin “Arap Baharı” Gezi Parkı’nın ağaçlarının kesilip, yerine kışla ve avm yapılmak istenmesi üzerine başlamıştı.
İstanbul’da en az 1.5 milyon kişi, Türkiye çapında milyonlarca kişi, Gezi Parkı’nı savunan LGBTİ+’ların, çevrecilerin, sosyalistlerin ve özgürlükçü gençlerin, polis tarafından hunharca darp edilmesi, kurdukları çadırların yakılması üzerine sokağa çıkmıştı.
Gezi Parkı protestoları, kendi iktidarını tahkim etmek için halkı kutuplaştıran, içki yasağından otantik mekanların Demirören Holding gibiler tarafından yağmalanmasına varan uygulamalarıyla otoriter bir rejim kurmak isteyen AKP iderliğine karşı yapılmıştı.
İunktidara gelirken yurttaşlara Avrupa Birliği standartlarında bir demokrasi vaat eden Erdoğan’ın, kurulu düzenin temsilcileriyle uzlaşarak, Türkiye’nin en zenginlerinin ve onların arasına girmek isteyen “Anadolu sermayesinin” çıkarları doğrultusunda davranmasından bir yıl sonra patlak verdi.
Kürt sorununun Çözüm Süreci ile çözülme girişimlerinin, askeri vesayetin sürdürücülerinin Ergenekon ve Balyoz davalarıyla aradan çıkarılmasının üzerine geldi.
Bu öylesine meşru bir mücadeleydi ki AKP’li vekillerin çocukları da parktaydı.
Fakat hikâye bununla sınırlı kalmadı.
Gezi Parkı direnişi, Erdoğan ve AKP iktidarı için sonun başlangıcıydı. Her yeri betonlaştıran, ülkeyi bir avuç müteahitin çıkarları doğrultusunda dizayn eden iktidar, Arap Baharı’nda her rejim gibi sonunun geldiğini anladı.
Devlet terörüyle tamamen kendiliğinden gelişen bu hareketi bastırmaya çalıştı. Mısır’daki Sisi darbesinden korktu fakat darbeleri reddeden, daha iyi bir gelecek isteyen 15-20 yaş arası özgürlükçü gençlerin mücadelesine her türlü yöntemle saldırdı.
Yıllar sonra beraatlerle sonuçlanan Gezi davası yeniden açıldı. Aralarında Osman Kavala’nın da bulunduğu bir dizi sivil toplum örgütü yöneticisi gözaltına alındı.
Gezi’den 9 yıl sonra milyonlarca kişinin katıldığı barışçıl protestoların tek tutuklu sanığı Gezi Parkı’na plastik sandalye gönderen Osman Kavala.
Osman Kavala, sözde solcu bir partinin yöneticisi bir emekli askerin muhbirliği üzerine hapiste tutuldu. Defalarca çürütülen iddianamelerle hapiste tutulmaya devam edildi.”
Nisan ayında 2. kez açılan Gezi davasının karar duruşması görülecek. En soldan en sağa çok sayıda muhalif parti ve örgütün bileşeni olduğu Taksim Dayanışması’nın sözcüsü Mücella Yapıcı ile Osman Kavala hakkında savcılık müebbet hapis istiyor.
İktidarın Osman Kavala’ya hıncının yanısıra kendi anlatısının kabulü için sürdürdüğü bu dava kabul edilemez.
Tek bir kişinin, Osman Kavala’nın dört yıldan fazladır zindanda tutulması kabul edilemez.
Osman Kavala için özgürlük istiyoruz. Gezi davasında yargılanan herkes beraat etmeli.
(Sosyalist İşçi)