TMMOB'nin ülke çapında başlattığı "Emeğimize, Mesleğimize, Haklarımıza Sahip Çıkıyor, Sorunlarımıza Çözüm İstiyoruz!” kampanyası kapsamında Kadıköy İskele Meydanı'nda yağmur ve soğuk havaya rağmen miting yaptı.
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu'nun çağrısıyla bir araya gelen mühendis, mimar ve şehir plancıları; "Yoksullukta uzlaşmayacağız! İktidarın bize dayattığı bu kadere teslim olmayacağız! Emeğimize, mesleğimize ve haklarımıza sahip çıkacağız! Sorunlarımızı görmezden gelen iktidara inat, sorunlarımıza hep birlikte çözüm üreteceğiz" dedi.
Mitingde konuşan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, "Ne dayanacak gücümüz, ne de katlanacak tahammülümüz kaldı. Öfkemiz burnumuzda, öfkemiz sokaklara taştı… Sokaklara taşan sadece bizim öfkemiz değil, “geçinemiyoruz” diyen milyonların öfkesi. Aylardır başlarını sokabilecekleri bir yurt bulamadıkları için “barınamıyoruz” çığlığı atan üniversite öğrencilerinin öfkesi sokağa taştı. Emeğinin, alın terinin hakkını alabilmek için mücadele eden işçilerin öfkesi sokağa taştı. Sahte enflasyon rakamlarına dayalı ücret zamlarıyla her yıl daha da yoksullaşan kamu emekçilerinin öfkesi sokağa taştı" dedi.
"Her geçen gün paramız değersizleşiyor" diyen Koramaz, "Kasım ayı başında 10 lira olan dolar kuru, sadece bir buçuk ayda 17 liraya dayandı, yüzde 70 değersizleşti. Değeri düşen sadece paramız değil, emeğimizdir, alın terimizdir. Değeri düşen hayatlarımızdır. Yıllardır uyguladıkları yanlış ekonomi politikalarıyla ülkeyi uçurumun kenarına kadar sürükleyenler, şimdi de kendi yarattıkları bu krizin faturasını halka ödetmek istiyorlar" ifadelerini kullandı.
Koramaz, "Bir ülkenin parası bir ayda yüzde 70 değer kaybına uğrarken, o paraya dayanarak oluşturulan bütçenin bir anlamı olmadığını onlar da çok iyi biliyorlar" dedi ve sözlerine şöyle devam etti: "Merkez bankası başkanının öngörülerinin ne kadar tutarsız olduğunu onlar da biliyorlar. TÜİK rakamlarının ne kadar yanlış olduğunu onlar da biliyorlar. Enflasyon hedeflerinin, orta vadeli planlarının, işsizlik rakamlarının ne kadar anlamsız olduğunu onlar da biliyorlar. Bile bile, gözlerimizin içine baka baka bize umutlu gelecek masalları anlatıyorlar. Bu masallara karnımız tok. Artık sesimizi daha gür yükselteceğiz. Artık daha fazla yan yana geleceğiz. Artık daha fazla sokaklarda olacağız."