Cezaevlerinde, İHD’nin tespit ettiği 604’ü ağır olmak üzere bin 605 hasta tutsak var, ancak gerçek sayının bunun üç dört katı olduğu sanılıyor. 2020’nin başından beri 7’si infaz ertelemelerinden kısa bir süre sonra olmak üzere en az 60 hasta tutsak yaşamını yitirdi.
2011 yılından bu yana kötü koşullar ve tedavilerin yapılmaması sonucu 682 tutsak cezaevlerinde yaşamını yitirdi. Son bir haftada ise 3 tutsak yaşamını kaybetti.
Garibe Gezer işkenceye ve cinsel saldırıya uğradı
Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde işkence gördükten ve cinsel saldırıya maruz kaldıktan sonra intihar eden, Mardin Dargeçit DBP yöneticisi Garibe Gezer'in cenazesi geçen hafta Mardin'de defnedildi.
Cezaevi yönetimi; avukatları otopsiye almazken, polis havalimanına gelen cenaze aracını geri gönderdi, Gezer’in avukatlarını ve cenazeye katılanları tartakladı. Ailesi ve avukatları 26 yaşındaki genç kadının ölümünün şüpheli olduğunu, hücre cezası bulunan Gezer’in kendisini asmasının mümkün olmadığını ifade ettiler.
Gezer’in avukatları Ekim ayında Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş, Gezer’in tutulduğu süngerli oda olarak bilinen tek kişilik hücrede gardiyanların sistematik işkence ve cinsel tacizine, sonrasında ise revir doktorunun ayrımcılığına maruz kaldığını rapor etmişlerdi. Konu HDP’li vekiller tarafından meclis gündemine taşınmış, ancak sorumlularla ilgili herhangi bir soruşturma açılmamıştı.
Gezer’in yaşadıkları ve şüpheli ölümü, cezaevlerinde kadın tutsakların yaşadığı sistematik işkence, taciz ve tecavüzü bir kez daha gündeme getirdi.
Abdülrezzak Şuyur kanserdi, tedavisi yapılmadı
İzmir Aliağa Şakran T Tipi Cezaevi’nde tutulan 56 yaşındaki ağır hasta tutsak Abdülrezzak Şuyur önceki gece yaşamını yitirdi. Muğla’da 1993’te gözaltına alınan Şuyur, “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılanıp müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Siirt ve Antep cezaevlerinin ardından Şakran’a gönderilen Şuyur’a üç ay önce akciğer kanseri teşhisi konuldu. Astım hastası da olan Şuyur’un, kanser teşhisinden sonra tedavisi yapılmadı.
En son iki hafta önce oğluyla görüşen Şuyur’dan o günden itibaren haber alınamadı. Ağabeyi Muhsin Şuyur, iki haftadır telefon görüşlerine çıkmayan Şuyur’u görmek için önceki gün cezaevine gitti. Cezaevi yönetimi hiçbir gerekçe sunmadan kendisiyle görüştürülmeyeceğini söyledi. Ağabeyinin cezaevinden ayrılmasından bir saat sonra ailesini arayan cezaevi yönetimi, Şuyur’un yaşamını yitirdiğini söyledi. Cezasının bitmesine 14 ay kalan Şuyur’un, geçen sene tahliye talebi kabul edilmemişti.
Halil Güneş 15 farklı cezaevinde tutuldu
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hasta tutuklular listesinde bulunan ve tüm çağrılara rağmen tahliye edilmeyen Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki tutsaklardan Halil Güneş dün sabah yaşamını yitirdi.
Cezaevi idaresi, Halil Güneş’in kendi isteği ile 5 gündür tek başına hücrede tutulduğunu, sabah saatlerinde yapılan sayımda yaşamını yitirmiş halde bulunduğunu açıkladı.
Avukatları, kanser hastası Güneş’e uzun zamandır ilaçlarının verilmediğini ve bundan kaynaklı cezaevi idaresine defalarca dilekçe yazılmasına rağmen talebin karşılanmadığını belirttiler.
Güneş, 2 Ocak 1993’te henüz 23 yaşındayken tutuklandı ve hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası nedeniyle yaklaşık 29 yıldır cezaevinde tutuluyordu. Uzun zamandır akciğer ve kemik kanseri hastalığıyla mücadele eden Güneş, tutuklandığından bu yana 15 farklı cezaevine sevk edildi.