Cumartesi Anneleri’ne dava açılması adalete aykırıdır

26.03.2021 - 12:25
Haberi paylaş

Cumartesi Anneleri’nin 25 Ağustos 2018 tarihinde düzenlediği 700. hafta eyleminde gözaltına alınan 46 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması yapıldı, ifadelerin ardından dava 12 Temmuz'a ertelendi.

46 kişi hakkında "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapis isteniyor. 

Cumartesi Anneleri, bir adalet arama eylemidir

Avukat Öztürk Türkdoğan yaptığı konuşmada, ortada bir suç olmadığını belirterek tahliye talebinde bulundu. Türkdoğan, “Toplantıların en az 24 saat önceden yasaklanması ve bunun 24 saat önceden tebliğ edilmesi gerekmektedir. Somut olayda bu yapılmamıştır. Dolayısıyla kanuna aykırı toplantı kavramının kullanılması bizatihi kanunun kendisine aykırıdır. Toplantının zor kullanılarak engellenmesi ve çok sayıda kişinin gözaltına alınması kanuna aykırıdır. Toplantıya katılanlar kanuna aykırı, suç oluşturabilecek herhangi bir eylemde bulunmamış ve söz söylememişlerdir. Ortada bir suç olmadığından derhal beraat kararı verilebileceği kanaatindeyim. Adalet arama eyleminin yasaklanması ve kayıp yakınlarına dava açılması adalet duygusunu zedelemiş, vicdanları yaralamıştır” diye konuştu. İddianamenin okunmasının ardından yargılanan kayıp yakınları ve hak savunucuları beyanda bulundu.

Göreviniz bizi yargılamak değil, hakkımızı korumanızdır 

Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak, "Boynumda gördüğünüz fotoğraf benim abim Hasan Ocak. Gözaltında kaybedildi. İşkenceden çıkarken gören tanıklar vardı ama yaptığımız başvurular sonuçsuz kaldı. 58 gün sonra ağabeyimin cansız bedenine adli tıptaki bir ceset fotoğrafıyla ulaştık. 26 yıldır adalet istiyoruz” dedi. 

Her cumartesi Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldikleri kişilerle aile olduklarını söyleyen Ocak, “Ağabeyim için gitmiştim ama daha büyük bir aile olduk. Orada biz acılarımızı birlikte yaşadık. Berfo annenin tabutunu orada uğurladık. Bu ailelerin tek istediği bir mezar. Sadece bir mezar istemek nasıl suç olarak görülebilir? Aklım, mantığım almıyor. Adalet mülkün temeli de Cumartesi Anneleri'ne niye gelmiyor bu adalet? 699. hafta boyunca her cumartesi Galatasaray Meydan’ına gittim orada hiçbir şekilde yasalara aykırı bir şey yapılmadı. 700. haftada sabah saat 10'da oradaydım annemle birlikte. Bize eylemin yasaklandığına dair bir bildirim ulaşmadı. Hatta polisler o gün yanımıza gelip 'Kolay gelsin, hazırlık mı yapıyorsunuz?' diye sordu. 

Her hafta eylem yaptığımız Galatasaray Meydanı'nı niye bize kapattılar? 84 yaşındaki annem yanımdaydı. Ben annemi koruyamadım. Baston ile yürüyen annemin darp edildiğini gördüm. Ağır işiten Ali abimin yere düşen kulaklığını aradığını gördüm. Herkes bize adaleti borçlu. Sizin göreviniz bizi yargılamak değil, bizim hakkımızı korumanızdır” dedi.

Kayıplarımızın akıbetini sormaya devam edeceğiz 

Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi Faruk Eren, “Ağabeyim 1980 darbesinden sonra gözaltına alındı. Gözaltına alındığına dair tanıkları vardı ama devlet tarafından gözaltına alındığı hep inkâr edildi. O tarihten beri annem ve babam inanılmaz bir mücadeleye girdi. Hep oğullarını beklediler ama gelmedi. Ne ölüsünü ne dirisini görebildik. Annem abimin elbiseleri yarın gelecek gibi tuttu. Bu devlet böyle bir devlet.  Galatasaray Meydanı şimdi utanç Meydanı'dır. Biz bir daha kimse kaybedilmesin, barış ve demokrasi olsun diye oturduk orada. Hala da bunu talep ediyoruz. Bedeli ne olursa olsun adalet talep etmeye, kayıplarımızın akıbetini sormaya devam edeceğiz" dedi. 

Yakınlarının kemiklerini arayan insanların yanında olmak suç değildir 

Gözaltına alınan hak savunucularından Cüneyt Yılmaz, “Ben kayıp yakını değilim, hak savunucusuyum. 26 yıldır bu meydanda mücadele verenlere destek veren biriyim. Bunun suç olduğunu düşünmüyorum. Yakınlarının kemiklerini arayan insanların yanında olmak suç değildir” dedi. Ali Yiğit Karaca, eylemin yasaklandığını duymadığını dile getirerek, “Anayasal hakkımı kullandım. İnsanlar yakınlarının kemiklerini ararken benim kayıtsız kalmam imkânsızdı” diye konuştu. Rober Koptaş, “Biz ters kelepçeyle, darp edilerek gözaltına alındık. Bu tutumun yargılanması gerekiyor. Toplanmak, gösteri yapmak bir vatandaşlık hakkı. Bunun suç olmadığını düşünüyorum. Otobüste kaba dayağa, hakarete maruz kaldık. Asıl yargılanması gereken bu muameledir” dedi. Deniz Koç: “Cumartesi annelerinin tek derdi yakınlarının akıbetini sormak. Cumartesi Anneleri'nde siyaset yapılmaz, slogan atılmaz. Benim beklediğim polislerin yargılanmasıyken kendimizi burada bulduk. Gözaltına alındıktan sonra insani olmayan bir muameleye maruz kaldık” diye konuştu.

Bültene kayıt ol