TTB’nin yeni başkanı: İnsan hakları aktivisti Şebnem Korur Fincancı

28.09.2020 - 20:18
Haberi paylaş

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) 72’nci Büyük Kongresi geçen hafta sonu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapıldı. İnsan hakları aktivisti Şebnem Korur Fincancı’nın başkan adayı olduğu liste seçimleri kazandı.

Kongrenin ilk gününde konuşma yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, “Covid-19 pandemisinin yaşandığı bir süreçte başta hekimler olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının sözü, sesi ve çığlığı olmayı başardığımızı umuyorum” dedi. Adıyaman, TTB olarak kamusal sorumlulukları doğrultusunda Covid-19 mücadelesindeki eksikleri, yetersizlikleri ve hataları dile getirdiklerini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: 

“Covid-19 sürecine dair yapılacak her türlü değerlendirme ve atılacak her türlü adım sadece bugünü değil önümüzdeki süreci de şekillendirecek. Salgınla mücadelenin, Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğu ve koordinasyonunda sürecin tüm bileşenlerinin katılımıyla ve şeffaf olarak hayata geçirilmesi gerektiğini defalarca vurguladık. Salgın sürecinin ne yazık ki iyi yönetilemediğini, salgınla mücadelede adım atılırken bilimsel yöntemlerle hareket edilmediğini, bunun da vaka ve ölüm sayılarının yeniden artmasına neden olduğunu gördük. Salgın ile ilgili yaşanan tüm sorunları anlatmaya devam edeceğiz. Sağlık çalışanlarına ve sağlık haklarına yönelik her türlü saldırıya karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Kongrenin ikinci günü yapılan seçimleri, Etkin Demokratik TTB Grubu kazandı. TTB’nin büyük kongresinde 481 delegeden 308’i oy kullandı. Etkin Demokratik TTB Grubu’nun listesinde yer alan hekimler, geçerli 303 oyun ortalama 240’ını aldı.

Seçimler sonucu TTB Merkez Konseyi şu isimlerden oluştu: Şebnem Korur Fincancı, Çiğdem Aslan, İbrahim Akkurt, Alican Bahadır, Vedat Bulut, Deniz Erdoğdu, Kazım Doğan Eroğulları, Meltem Günbeği, Onur Naci Karahancı, Ali İhsan Ökten, Halis Yerlikaya.

TTB Yüksek Onur Kurulu ise şu isimlerden oluştu: Sezai Berber, Naki Bulut, Şeyhmus Gökalp, Taner Gören, Yıldıray Orhon, Ömer Özkan Özdemir, Hafize Öztürk Türkmen, Irmak Saraç, Lale Tırtıl.

TTB Merkez Konseyinin ilk olağan toplantısında Şebnem Korur Fincancı’nın TTB Merkez Konsey Başkanlığı için seçilmesi bekleniyor. TTB yönetmelikleri gereği, Birlik Başkanı, TTB Merkez Konsey üyeleri arasından ve Konsey üyeleri tarafından seçiliyor. 

Şebnem Korur Fincancı: İşkenceyle mücadeleye adanmış bir ömür, bir insan hakları aktivisti

Şebnem Korur Fincancı, 1959’da İstanbul’da doğdu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Adli Tıp dalında uzmanlık eğitimi aldı. 1987-1990 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Klasik Arkeoloji Lisans Eğitimi gördü. 1992’de kurulan Adli Tıp Uzmanları Derneği'nin kurucu üyeliğini yaptı, 1993-1996 yılları arasında derneğin yönetim kurulu başkanlığını üstlendi. Türk Ceza Hukuku Derneği kurucu üyesi oldu.

Mesleki ömrünü işkenceyle mücadeleye adadı, Türkiye’nin bu konuda önemli isimlerinden birisi oldu. Türkiye’de işkencenin yaygın olduğu ve yetkililerin işkencenin üstünü örttüğü 1990'larda, işkenceyi saptayan raporlar verdikçe ve tıp etiği üzerine yazılar yazdıkça, devletin baskı ve engellemeleriyle karşılaştı. Uğur Mumcu davası sanıkları hakkında verdiği rapordan sonra resmi makamlarca tehdit edildiği; görevden alınmasına dair gizli yazı ortaya çıktı. Adli Tıp’ın etkisizleştirilmesine karşı mücadele etti.

1997’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı oldu. 2004’te Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alındı; 2005’te İdare Mahkemesi ve YÖK kararı ile göreve iade edildi. Ek görev olarak yürüttüğü Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu Başkanlığı görevinden birkaç kez uzaklaştırıldı; kazandığı davalarla göreve geri döndü.

1996'da Birleşmiş Milletler Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi adına, Bosna’nın Kalesija bölgesinde toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin otopsi çalışmalarına katıldı. 1999’da, Birleşmiş Milletler tarafından işkencenin saptanmasında uluslararası standart kılavuz olarak kabul edilen İstanbul Protokolü belgesinin oluşturucuları arasında yer aldı. Daha sonra, protokolün uygulanması hakkında çeşitli ülkelerde eğitimler verdi. 2000'de, İnsan Hakları İçin Hekimler'in Güney Afrika'daki uluslararası çalışmasında, 2002'de Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Kadına Yönelik Cinsel Şiddet Araştırması ve El Kitabı çalışmalarında yer aldı.

Uluslararası İşkence Rehabilitasyon Merkezi (IRTC) adına gittiği Bahreyn’de, turist kılığına bürünerek, denizde cesedi bulunan ve polise göre boğularak ölen gencin vücudundan doku örnekleri aldı. Örnekleri Türkiye’ye getirdi ve yaptığı otopside gencin, ailesinin de iddia ettiği gibi, gözaltında işkenceyle öldürüldüğünü tespit etti.

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde yapılan işkenceleri kanıtladı. Ergenekon örgütü tarafından telefonlarının dinlendiği, kişisel bilgilerinin dosyalandığı gerekçeleriyle yaptığı müdahale başvurusu kabul edildi, birey olarak Ergenekon davasının tek müdahili oldu.

2003'te Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nda Türk Tabipleri Birliği temsilcisi olarak yer aldı.

Halen tahliye edilmeleri için Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumu raporuna ihtiyaç duyan cezaevlerindeki çok sayıdaki hasta tutuklunun sorununu gündeme taşıyor; Adli Tıp Kurumu’nun bağımsız olmasının önemine dikkat çekiyor. Türkiye’de yargının sağlıklı işleyebilmesi için Adli Tıp Kurumu’nun baştan aşağıya yenilenmesi gerektiğini savunuyor. Devletin işlediği insan hakları ihlalleri kendi görev alanına girdiği için, çalışmaları devlet yöneticilerini rahatsız etse de, tüm baskı ve yıldırmalara rağmen işkenceyle mücadeleden ve gerçekleri söylemekten vazgeçmiyor.

'Barış İçin Akademisyenler'in 'Bu suça ortak olmayacağız' bildirisine imza attığı için 2 yıl 6 ay hapis cezası aldı. 2019'da İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndaki görevinden zorunlu emekli oldu. 2009’dan beri Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) başkanlığını yürütüyor.

Bültene kayıt ol