Sınırda göçmenlerle konuşan Hasan Fehmi: “Bütün göçmenlere mültecilik hakkı tanınmalıdır”

05.03.2020 - 11:51
Haberi paylaş

DSİP üyeleri 2 Mart günü göçmenlerin yaşadığı sıkıntıları yerinde incelemek için İpsala ilçesi, Yeni Karpuzlu beldesini ziyaret etti. 

Belde içinde, belediyeye ait düğün salonunda geçici olarak barınmaya çalışan göçmenlerle görüştüler. Ayrıca beldeden 6 kilometre uzaktaki sınır hattında bulunan göçmenlerle de görüştüler. Ziyareti gerçekleştiren gruptan Hasan Fehmi ile izlenimlerini konuştuk:

Yöre halkının göçmenlere bakışı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Halkımız yardımseverdir, ama bazı yerel medya görevlileri halkın rahatsız olduğu konusunda haberler yayıyorlar. Binlerce göçmenin birkaç gün içinde Yeni Karpuzlu benzeri köylere yığılması elbette barınma, temizlik, yeme içme konularında sorunlar çıkarıyor. Göçmenler çok zor koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar, ama yöre halkını bir düşmanlık içinde görmedim. 

Göçmenler nasıl bir düşünce ile gelmişler, burada neyle karşılaşmışlar?

Hükümetin sınırları açtık sözü üzerine göçmenler ellerindeki imkânlarla sınıra kadar gelmişler. Türkiye’de ekonomik olarak çok zor koşullarda yaşadıklarını söylüyorlar, onun için Avrupa’ya gitmeye çalışıyorlar. Ama Yunanistan tarafı sınırı açmadığı için, sınırı geçme teşebbüsleri olumsuz sonuçlanıyor. Konuştuğumuz kişiler 3-4 defa sınırı geçtiklerini, ama her defasında Yunan polisi ve askerinin kendilerini zor kullanarak geri yolladığını söylüyorlar. 

Yunan polisi nasıl davranmış?

Ellerindeki cep telefonlarını, paraları, kimlik kartlarını, hepsini Yunan görevliler alıp, yok etmiş. Bazı göçmenler darp edilmiş. Yine de bazıları halâ bir umut Yunan tarafının sınırı açmasını bekliyor, çoğunluk İstanbul’a veya hangi ilden gelmişse oraya dönmeye çalışıyor. Para durumları iyi değil, bu işten en çok taksiciler, otobüsçüler kazanıyor.

Göçmenler niçin sınırı geçmede başarısız oluyor?

Öncelikle Yunan görevliler çok sert davrandıkları için sınırı geçemiyorlar. Gerçek mermilerle ateş açılmış, ölen göçmenler var, yaralılar var. Bu durum göçmenleri çok yıldırmış. Önceki yıllarda Yunanistan’da solcu bir hükümet vardı, göçmenlere karşı daha insani davranıyordu. Şimdi sağcı bir hükümet var, ırkçı uygulamaları rahatlıkla yapıyor. 

Bugünkü sorunların önemli bir kaynağı da göçmen kitlesinin örgütsüz olarak davranması. Ben 2015 yılında göçmenlerin benzer şekilde Edirne’den sınıra doğru yürümelerini izlemiştim. O zaman çok daha örgütlülerdi, kalabalıklardı, on binlerce göçmen yürüyüşe katılmıştı. Şimdi örgütsüzler, çok farklı ülkelerden, Nepal’den, Fas’tan, Afganistan’dan, Suriye’den gelen göçmenler var, birbirlerinin dillerini bile anlamıyorlar. Bu dağınıklıktan dolayı sınırı yarıp geçemiyorlar. 2015’teki örgütlülükleri olsaydı, şimdi durum daha farklı olurdu.

Kalıcı çözüm nedir?

Öncelikle bütün göçmenlere mültecilik hakkı tanınmalıdır. Bazıları 6 yıldır Türkiye’de olduklarını söylüyorlar, bu durum artık bu şekilde belirsiz olarak devam etmemeli. Mültecilik hakkı, göçmenlerin, bulundukları ülkede yasal güvenceye kavuşmasını sağlar. Ayrıca mültecilerin istediği ülkeye gitmesi serbest olmalıdır. Zaten ülkesinden savaş, baskı, zor koşullar nedeni ile ayrılan bu insanlara yardımcı olmak, onların insanca yaşayacağı koşulları oluşturmak hepimizin görevi. 

Mültecilere kişisel yardımlar elbette vicdanlarımızı rahatlatıyor, ama bu tip yardımlar kalıcı çözüm değil. Kalıcı çözüm, siyasal iktidarların onların lehine kararlar alması ile mümkündür. Bunun için biz de kendi siyasal iktidarımızdan şunu talep ediyoruz: Göçmenlere mültecilik hakkını tanıyın. Onların yasal bir işe, barınma yerine sahip olmasını sağlayın. Sığınmacı olarak kaldıkları sürece hiçbir gelecek projeleri olamıyor. Oysa hepimiz gibi onların da bir işe sahip olma, aile kurma, çocuklarını okutma hakları var, bunların olması için ilk yapılması gereken mülteci hakkının verilmesidir.

Bültene kayıt ol