Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında çözüm süreci, iç güvenlik paketi yasa tasarısı ve işçi hakları üzerine açıklamalar yaptı.
Demirtaş, hafta sonunda AKP ile HDP'nin yaptığı ortak açıklama üzerine, AKP'lilerin kendisine yönelik iddialarına yanıt verdi:
“Geçtiğimiz hafta İmralı heyeti hükümetle açıklama yaptı. Biz de uzun süredir bunun için uğraşıyoruz dedik. Burada hükümetin rahatsız olduğu ne var? Biz bu hükümetin barış getireceğine inanmıyoruz demişiz. Süreci bozmak istediğimiz anlamına geliyormuş.
Onlar barış hayalini satmak istiyorlar, biz gerçek barışı armağan etmek istiyoruz. Temel farkımız bu. Biz sizin bu ülkeye demokrasi, özgürlük ve barış getireceğinize zerre inanmıyoruz. Açıklama benden dolayı 25 gün gecikmişmiş. Ben sormak istiyorum: Açıklama 7 ay önce yapılacaktı. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası Ağustos’tan sonra yapılacaktı. 7 ay niye yapmadınız, yaptırmadınız? Seçime yakın yaptırıp barış rüyalarını pazarlamak istediler. Biz de bunu eleştiriyoruz diye barış karşıtı olmuşuz.
Parlamento bir ay daha çalışacak. Bunda da iç güvenlik zırvası görüşülecek. Sonra parlamento çalışmayacak. Ne barış adımı atacaksın? AKP’ye güvenmiyoruz işte, anlamıyor musun? İç güvenlik yasa tasarısını bile tekme tokat geçirmeye çalışan iktidarsın? Neyine güveneceğiz senin? Seçim barajını mı düşürdün? Bugüne kadar hangi barış ve demokrasi yasasını çıkardınız? Hangi hesabı vereceğiz? Ne verdiniz ki ne istiyorsunuz? Bu hükümetin bu ülkeye kalıcı barış getirme şansı yok!”
'İnşallah cezaevlerini de, dağları da boşaltacağız'
"Böylesine zalim bir iktidara karşı bırak kazanmayı, direnmek bile kutsaldır. Hem barış yapacağım diyor, hem toplumu ezecek yasayı çıkarmak istiyor. Böyle bir barışın olmayacağını biliyoruz.
Silah mı bırakmak istiyorsunuz? Gösterdiğimiz yoldan gidin, silahların bırakılması kolay olur. Hayır, silah bırakılmasına ihtiyacımız yok, seçim öncesi öyleymiş gibi olsun demeye getiriyorlar. PKK silah bırakacak, biz bıraktıracağız. Parlamentoya güçlü olarak girip biz silah bıraktıracağız. İnşallah cezaevlerini de, dağları da boşaltacağız. Kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Türkiye’de herkes iktidar ortağı olsun istiyoruz.
Cezaevleri vahşet ortamına dönüşmüş durumda. Tecavüzler, işkenceler… Nasıl öyle bir zulme göz yumarsınız? Adalet Bakanı Bozdağ nasıl uyuyabildin? Acilen oraya gidip hesap sorman gerekmez miydi? Ben bakan olsaydım, uçak olmasa koşarak cezaevine gitmek isterdim. Çocukları asıl suça iten sizlersiniz. Çocukları öylesine muamelelere tabi tutuyorlar ki insan olmaktan çıkıyorlar."
'İş cinayetlerinin yüzde 90'ı saklanmış'
Demirtaş, partisinin grup toplantısındaki konuşmasına yazar Yaşar Kemal’in ölümünü hatırlatarak başladı:
"Belki 1923’te doğduğunda yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğinde, yasaklanmış dili ve kültürüyle Çukurova’ya göçtüğünde, Türkiye’nin 90 yıl sonra yine aynı şekilde emek sömürüsü altında olacağını düşünmüyordu. Durum hâlâ çok değişmedi.
SGK’nın 2012 rakamı şudur: 74871 iş kazası olmuş. TÜİK’e baktığınızda 706 bin iş kazasından bahsediliyor. Devlet kendi eliyle iş cinayetlerinin yüzde 90’ını saklamış. Türkiye’de her gün ortalama neredeyse 20 iş kazası oluyor. İnsanlar bir lokma için yaşamlarını ortaya koymak zorundadır.
En son Torunlar İnşaat’ta 10 işçi öldü. Başbakan “Biz bu olayın peşini bırakmayacağız, derinlikli soruşturma yürütülecek” dedi. Tutuklanan kişilerin hepsi en fazla 3 ay tutukluluktan sonra serbest kaldı. Patrona tek bir soruşturma açılmadı. Taşeron firma hukuken sorumlu kabul edilmiyor. İş güvenliği personeli kurbanlık koyun seçilmişti. Onlar da serbest kaldı.
Hükümet uluslararası büyük şirketlere şu mesajı veriyor: Senin paran varsa ülkeme getir kardeşim. Türkiye’de işçinin canı çok ucuz. 300 işçi madende ölür. Hiç canını sıkma, ceza vermeyiz. Ölen işçiler grev yapmış olsa, Torunlar’ın inşaatının önünde yarım saat caddeyi kapatmış olsa önce öldüresiye döverler. Aylarca mahkemede, hapiste süründürürler. Size ders olsun derler."
Demirtaş, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) İş Cinayetlerine karşı Mücadele Günü ilan ederek 3 Mart'ta sokağa çıkmasını desteklediklerini açıkladı.
İşsizler ve iş bulmaktan umudunu kesenlerin sayısının 10 milyona dayandığını söyleyen Demirtaş, 3 milyon resmi işsizden bir milyonunun üniversite mezunu olduğunu belirtti. “Üniversiteyi bitirmiş çocuklar, iş yok. 81 ile üniversite açmanın sonucu bu işte” dedi.
'60 saray yapılacak para havaya uçtu'
Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya yönelik sözlerini eleştirdi:
“Ekonomi patladı, patlayacak. Seçim öncesi büyük kriz çıkmasın diye Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası Başkanına talimat üzerine talimat yağdırıyor. 3 ay için sadece... Zaten ekonomide seçim sonrası kıyamettir. Seçim kazanmak için her şeyi yapabiliyor. Anayasa’yı ihlal ediyor. Biz başkanlık sisteminin olması durumunda neler yaşanabileceğini böyle görebiliyoruz. Bunu durduracak tek güç var: HDP”
Cumhurbaşkanının ısrarla Merkez Bankası Başkanı’na seslenmesinin yüzünden, Euro ve doların yükselişinin ardından özel sektörün borcu arttı. 60 tane saray yapılacak para havaya uçtu. Ekonomiden sorumlu bakan istifa noktasına geldi. Ekonomi Bakanı seçime kadar ikna edilmiş durumda. Her gün tehditlere katlanmak zorundalar. Düşünün ki 400 vekil kazanmış, başkan olmuş. Kim buna engel olacak? Biz böyle bir anlayışa izin vermeyeceğiz. Başkanlık kisvesi altında diktatoryal sistem kurulmasına izin vermeyeceğiz.”
'Proje partisi AKP, projeyle devrileceğini düşünüyor'
Selahattin Demirtaş, partisine yönelik eleştirilere cevap verdi:
“Kapalı kapılar altında anlaşma yaptılar diyenler, mücadele geçmişimize baksınlar. Her şeyimiz şeffaftır. Bunlar HDP’ye yönelik komplolardır. HDP’ye saldıranlar sadece kendilerini yıpratıyorlar. Hükümetin her alandaki yanlışını eleştirmek temel misyonumuzdur. İşimiz ana muhalefet görevi yürütmektir. AKP iktidarını frenlemek, denetlemek, mümkün olan ilk anda onu indirip yerine geçmektir.
Türkiye gerçek bir halk hareketini hiç bu kadar güçlendirme fırsatı bulmadı. Proje partisi olarak gelmiş AKP hareketi, ancak bir başka projeyle devrileceğini düşünüyor. Biz onların ihtimal vermedikleri halk hareketiyiz. Biz yeni bir dikta hükümeti için değil, katılımcı halk iktidarı için iktidara yürüyoruz.”
'Faşist çetelerle plan yapan akademisyenler...'
Demirtaş, Bingöl Üniversitesi öğrencilerinin haklarında açılan disiplin soruşturmalarına karşı başlattığı açlık grevinde 8 günü geride bırakması hakkında konuştu:
“Bingöl Üniversitesi ihaleleriyle ilgili ciddi iddialar var. Rektörün 5 akrabasına kadro vermesini, kardeşini yardımcısı yapmasını YÖK nasıl kabul eder? Sözde üniversitenin öğrencileri nefes alamaz hale gelmiş. Milli Eğitim Bakanı’ndan, YÖK’ten tık yok. Bu rektör, Kürdoloji Bölüm Başkanı aynı zamanda. Orada ‘Zazalar Kürt değil’ demiş. Kendisi ne dilbilimci, ne sosyal bilimci. Fırat Üniversitesi Fen Bölümü’nden gelmiş. Derhal bugün YÖK’ten ve MEB’den cevap bekliyoruz.
O öğrencilere kalkan eller kırılır, rektör bunu bilsin. Bingöl’de bazı sivil çetelerle plan yapan akademisyenler, rektörle çete halinde çalışıp faşist saldırı düzenleyenler… Bunları biliyoruz. Asla gerilime mahal verilmeden üniversiteye el atılmasını istiyoruz. Bu zihniyetle barışı nasıl bağdaştıracağız?”
"10 maddede değişiklik olmadı"
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Demirtaş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Öcalan’ın taleplerini içeren metin yüzde 60 oranında değişti” açıklamasını değerlendirdi. Demirtaş, “10 maddede değişiklik olmadı, ufak tefek değişiklikler oldu. Zaten Arınç’ı Başbakan da düzeltti” dedi.
Demirtaş, Arınç’ın kendisi için “O şimdi önümüzdeki seçimler için iyi, verimli bir proje gibi görünüyor” sözlerine de yanıt verdi:
“Ben Sayın Arınç’a bir proje diyemem, kendisi hakiki bir siyasetçidir. Zor anlarda ‘çamur at izi kalsın siyaseti’ yapıyor. Biz halkın içinden gelen emekçi insanlarız.”
Demirtaş’a Başbakan Davutoğlu’nun “Bu 10 madde ön koşul değil” sözleri hatırlatıldı. Demirtaş, “Kendileri öyle yorumluyorsa onların bileceği bir şeydir. Önümüzdeki günlerde açıklamalarla neyin ne olduğu anlaşılır” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı, Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’ta silah bırakmaya ilişkin görüntülü bir mesaj yayınlayacağı iddiası içinse “Bilmiyorum, önümüzdeki günlerde HDP heyetinin İmralı’ya gitmesi bekleniyor” yanıtını verdi.
(Al Jazeera)