Corona virüsü kapitalizmin hasta olduğunu gösteriyor

26.02.2020 - 14:10
Haberi paylaş

Covid-19 salgınının (son dönemde meydana gelen korona virüsü salgınının en güncel ismi) ne kadar ciddi bir salgın olacağını söylemek için henüz çok erken.

Virüs, şimdiden başka bir tür koronavirüsün yol açtığı  2002-3 Sars salgınından çok daha fazla insanı öldürmüş durumda.

Ancak kesin olan bir şey varsa, o da Covid-19'un dünya ekonomisinin değişen yapısının adeta röntgenini çeken bir işlev gördüğüdür.

Sars da Çin'den çıkmış ve yayılmıştı, ancak Çin ekonomisi 2002-3'teki salgının yaşandığı dönemle kıyaslandığında, bugün dört kat daha büyük.

Covid-19 dünyanın ikinci büyük ekonomisini felç etmiş durumda. Çin hükümeti, nihayet uzatılmış bir yılbaşı tatilinden sonra insanların geçtiğimiz hafta işbaşı yapmalarına geçen hafta karar verdi. Ancak geçen hafta Çarşamba günü Çin'deki yolcu trafiğinin, geçen yılın aynı günüyle kıyaslandığında yüzde 85 azaldığı görüldü.

Çin'deki Avrupa Birliği Ticaret Odası Başkanı, 2020 yılının ilk çeyreğinde Çin'in ekonomik büyümesinin  yüzde 2'ye düşeceğini tahmin ediyor. Bu, 2019'un aynı çeyreğinde gerçekleşmiş olan yüzde 6,4'lük  büyümenin  üçte biri demek.

Çin dünyanın en büyük ihracatçısı ve hammadde alanında en büyük ithalatçısıdır. Dolayısıyla, Çin ekonomisindeki bu yavaşlamanın, ürün ve hizmetlere yönelik küresel arz ve talep üzerinde büyük etkisi olacağı çok açık.

Çinli tüccarlar, bakırdan gaza kadar pek çok farklı ürün için verdikleri siparişleri iptal ediyorlar. Çin, seyahat kısıtlamaları nedeniyle besleyemedikleri evcil hayvanlarının yerine ABD'den canlı tavuk ithal etmeye başladı.

Ancak arz tarafında,  bu etkinin çok daha şiddetli olması muhtemel.

Yükseliş

Çin’in, dünyanın en büyük üretim ekonomisi haline gelmesi, üretimin küresel olarak yeniden yapılandırılmasının bir sonucuydu. Kuzeydeki ulus aşırı (transnasyonal) şirketler, özellikle doğu ve güneydoğu Asya'da emek-yoğun montaj sanayisinin  gelişimine emek gücü sağladılar.

Apple ürünlerinin montajı için bir milyondan fazla işçi çalıştıran Tayvanlı Foxconn firmasını,  en çarpıcı örnek  olarak gösterebiliriz.

Çin hükümeti, ekonominin teknolojik altyapısını bir sonraki aşamaya taşımaya uğraşıyor. Çokuluslu şirketlerin  kendi ülkelerinde gerçekleştirdikleri  ArGe gibi yüksek değerli faaliyetleri, Çin de kendi ülkesinde gerçekleştirebilmeyi istiyor.

Dünya genelinde ihraç edilen elektrik ve elektronik parçaların yüzde 30'u Çin’de üretiliyor. ABD ile birlikte en büyük Asya ekonomileri de Çin'in makine ve taşıma  ekipmanı ihracatına fazlasıyla  bağımlı.

Financial Times gazetesi haberine göre, “Covid-19'un ilk görüldüğü Wuhan eyaleti,  son on yılda hacmi üç kat, hatta motor ve motor parçaları ihracatı özelinde bakılırsa dört kat büyüyen Çin otomotiv  sektörünün üretim merkezi haline gelmişti.”

Üretim zaten dünya çapında durgunluk içinde ve otomotiv, küresel tedarik zincirine aşırı bağımlı olması nedeniyle de çok kırılgan bir sektör.

Bir Financial Times köşe yazarının belirttiği gibi, büyük otomobil firmalarının başları zaten belada. “Dieselgate”, yani içten yanmalı motorun belirsiz geleceği ve elektrikli araçların yükselişi, Brexit'in ticaret engelleri… ve Beyaz Saray'ın neden olduğu ticaret savaşları.

“Tüm bunların Avrupa ve Amerika'daki endüstriyel durgunluğun artmasında payı var.”

Covid-19 gerçekten de ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarında yeni bir cephe açabilir. ABD tıbbi tedarik zinciri, mamul ilaçlar, ilaç bileşenleri ve yüz maskeleri gibi tıbbi malzemeler için Çin'li tedarikçilere bağımlı. 

Donald Trump’ın ticaret danışmanı Peter Navarro geçen hafta yaptığı açıklamada, “Bu yıllardır göz ardı edilen, ancak ABD'nin ekonomik ve ulusal güvenliği için kritik öneme sahip bir meseleye eğilmeye başlamamız için bir alarm zili” dedi.

Dolayısıyla Covid-19 sadece küreselleşmenin etkilerini değil, hastalıkların dünyamızda yayılmasına karşı fiziksel korunmasızlığımızı ve küresel tedarik zincirlerine olan ekonomik bağımlılığımızı da bizlere gösteriyor

Bu, gelişmiş ekonomilerin üretimi kendi topraklarına geri çekmesi olarak tanımlayabileceğimiz, "de-globalizasyon"a yönelik çabaların hız kazanması ile sonuçlanabilir. Sonuç olarak, bu durum, günümüz kapitalizminin sağlıksız durumuna daha da fazla ışık tutuyor.

Alex Callinicos

(Socialist Worker’dan çeviren TN, redaksiyon Deniz Güngören)

Bültene kayıt ol