Küresel çatışmalar ve krizler artıyor

19.03.2019 - 09:19
Haberi paylaş

Özdeş Özbay, Sosyalist İşçi'de dünyanın dört bir yanındaki çatışma ve krizleri ele aldı. 

Geçtiğimiz haftalarda Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan askeri çatışmalar tüm dünyayı tedirgin etti. Ancak son yıllarda buna benzer birçok krize şahit olmuştuk. Katar krizi, Kore krizi, onlarca yıldır süren İsrail-Filistin çatışmaları ilk akla gelenler. Bu krizlerin ve çatışmaların en büyükleri bugün hâlâ devam ediyor.

Afganistan’da ABD işgalinden beri sürmekte olan iç savaşta toplamda 2 milyona yakın insanın öldüğü söyleniyor. 2019’un ilk iki ayında bile 2 bine yakın ölüm yaşandı. ABD işgalinden önce de Rusya tarafından işgal edilen ülke on yıllardır savaş ve açlıkla boğuşuyor. İki ülke için de stratejik bir konumda olması nedeniyle savaş bitecek gibi durmuyor.

Afganistan’dan sonra en fazla ölümün yaşandığı çatışmalar Suriye ve Yemen’de oldu. İki ülkede de iç savaş devam ediyor. Bu ülkelerdeki savaşlara “vekâlet savaşları” denmesinin nedeni yine arka planda ABD ve Rusya emperyalizminin savaşan taraflara destek veriyor olmaları.

En son Hindistan ve Pakistan orduları arasında yaşanan çatışmalar ise iç savaşların ötesine geçen en ciddi çatışmalardı. Nükleer silah sahibi iki ülkenin ordularının bu şekilde karşı karşıya gelmesi tüm dünyayı ayağı kaldırdı. Grevler ve kadın eylemleriyle sarsılan Hindistan’ın aşırı sağcı hükümeti Nisan’da yapılacak seçimler öncesi militarizmi ve milliyetçiliği yükselterek gerileyen prestijini toparlamayı umuyor. Ancak bu çatışmanın arkasında da iki küresel emperyalist devlet var. Çin son yıllarda Pakistan’a milyarlarca dolarlık yatırım yaptı, binlerce kilometre demiryolu döşedi. Öbür tarafta Hindistan, ABD ile yakın ilişkiler içerisinde ve Çin-Hindistan sınırı da iki ülke arasında sürmekte olan bir sorun. 

Bunlar dışında sıcak çatışmalara dönmese de Kuzey Kore ve Güney Kore arasında geçen yıl nükleer tehditlere varan bir gerilim yaşanmıştı. Bu iki ülkenin arka planında da ABD ve Çin rekabeti var. Trump her ne kadar Kuzey Kore başkanı ile görüşmeler gerçekleştirmiş olsa da henüz çözüm bulunmuş değil.

Bunlar dışında, Trump’ın açıkça tehdit ettiği ve bir darbe girişiminin yaşandığı Venezuela’da bir ABD işgali gündeme gelebilir.

Ekonomik kriz ve mücadeleler

2018’in son aylarında Çin’in ekonomik büyümesi son yılların en düşük seviyesine geriledi. İtalya ekonomisi resesyona girdi. ABD ekonomisi durgunluğa girdi. IMF Başkanı 2019 için “fırtınaya hazır olun” dedi. Türkiye, Venezuela vb. ülkelerde de farklı düzeylerde ekonomik krizler yaşanıyor.

Dünya ekonomisindeki kötüye gidiş ve Brezilya, Hindistan, Pakistan, ABD, Rusya, İran, Çin gibi dünyanın en büyük ekonomik ve askeri güçlerinin sağcı ve aşırı sağcı hükümetler tarafından yönetilmesi büyük tehlike barındırıyor.

Ancak bu sağcı dalgaya karşı hemen her ülkede işçiler direniyor. Hindistan’da on milyonlarca işçi geçtiğimiz aylarda grev örgütlediler. Çin’de grevler ve öğrenci eylemleri yaşanmaya devam ediyor. ABD’de başkanlık adaylığını açıklayan ‘sosyalist’ aday Sanders ve Kongre’ye seçilen sosyalistler işçilerden ve gençlerden büyük destek görüyor. Brezilya’da Bolsonaro’ya karşı daha ilk günden yüzbinlerce işçi sokağa indi. İran’da 2018 kitlesel ayaklanmalarla geçti. 8 Mart’ta tüm dünyada milyonlarca kadın cinsiyetçiliğe ve savaşlara karşı sokaktaydı.

Küresel militarizme karşı verilmesi gereken mücadele tüm ülkelerdeki işçi mücadelelerinin kendi ülkelerinin silahlanmasına ve savaş politikalarına karşı çıkmasından geçiyor. Yeni bir küresel krizden söz edilirken devletlerin askeri harcamalarını düşürmek gerekiyor. Bu bütçelerin sosyal harcamalara aktarılmasını talep etmek hem uluslararası işçi hareketinin çıkarları açısından hem de küresel barış açısından çok önemli.

Özdeş Özbay 

(Sosyalist İşçi) 

Bültene kayıt ol