Calais’deki mülteciler Fransız polisinin saldırısına uğradı, İngiliz devletinin ırkçılığı tarafından engellendi.
Fransa polisi, Calais’deki İngiltere sınırında mültecilere karşı yeni bir baskı dalgası başlattı.
1500 civarı mülteci, Fransa’nın kuzeyindeki çeşitli derme çatma yerlere dağılmış durumda. Mültecilerin birçoğu, Fransız polisi Sarı Yelekliler eylemleriyle meşgulken tüneli geçip İngiltere’ye ulaşmaya çalıştı.
Polisin mültecilere cevabı acımasız bir sertlikte oldu.
13 yaşındaki Irak Kürdü Muhammed, iki buçuk aydır Calais’deyaşıyor. En küçüğü üç yaşındaki üç kardeşi ve ebeveynleri neredeyse her gün polisin tacizine uğruyor.
İngiltere’de yayımlanan Socialist Worker (Sosyalist İşçi) gazetesine konuşan Muhammed, şöyle dedi:
“İki günde bir geliyorlar. Sabah gelip ‘uyanın’ diye bağırıyorlar. Geçtiğimiz hafta bir gün polis geldi ve bir kişiyi vurdu.”
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nden 17 yaşındaki Bldn’ninbacaklarını etkileyen bir rahatsızlığı var. Socialist Worker’akonuşan Bldn “Parmak izimi almak için beni yere attılar. Polisle ilişkimiz hep bu şekilde. Bazen gelip üstümüze biber gazı sıkıyorlar” dedi.
Polis baskısı
Polis şiddeti, Calais’de kötüleşen hava koşullarının ortasına denk geldi. Irak Kürdistanı’ndan Raber, Socialist Worker’a yaptığı açıklamada, “Birkaç gün önce burada çadırlarımız olmadan, ayakkabılarımız çamurun içinde bekliyorduk. Kardeşim engelli ve tekerlekli sandalyede. Onu bir sosyal merkeze kabul ettirdim fakat pazartesi günü oradan çıkması gerekiyor ve o tarihten sonra ona ne olacağını bilmiyoruz”ifadelerini kullandı.
Bu yerleşim yerleri resmi olarak mülteci kampı statüsünde değil. Bu durum polislere gelip oraları dağıtmaları için tam yetki veriyor. İranlı mülteci Muhammed, “Polis geldi ve çadırlarımı yıktı. Yemeklerimiz, çadırlarımız, her şeyimizi elimizden aldılar. Sonrasında ateş yakacak eşyamız bile kalmadı” diye konuştu.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nden gelip 4 aydır Calais’de yaşayan başka bir mülteci ise “Polis sıklıkla gelip bize vuruyor” dedi ve ekledi: “Asıl problem Fransa ve İngiltere’nin benim ülkemi 5 parçaya bölmüş olması. İran, Suriye ve Irak’ın arasındayız ve hiçbir hakkımız yok.”
Dayanışma
Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk (Stand Up to Racism) ve Calais Mültecileri ile Dayanışma (Care4Calais) örgütünün düzenlediği dayanışma delegasyonuna 90’dan fazla sendikacı, öğrenci ve aktivist katıldı.
Çok gerekli erzakları götürdüler fakat bu delegasyon hayır işi yapmaktan daha fazlasını temsil ediyor.
Genel-İş sendikası GMB’nin Kuzey Batı ve İrlanda Bölgesi’nden bir üyesi olan Dave, Socialist Worker’a yaptığı açıklamada “Mültecilerin kötü durumunu ve onlara haysiyetsizce davranışları medyadan görerek gelmeye karar verdim. Onlara dayanışmayı göstermek istedim. Buraya gelmemin bir diğer sebebi de basında gördüğümüz negatif mülteci haberlerine karşı burada gördüklerimin haberini yapmak” dedi.
Calais’deki birçok mülteci, Batı’nın savaşlarından, diktatörlükten, yıkıcı iklim değişikliğinden ve yoksulluktan kaçmış durumda. Akdeniz’i çok tehlikeli yollarla geçen bu mülteciler, Calais’de İngiliz devletinin dikenli telleriyle yüz yüze gelmiş durumda.
Suçlu olan Muhafazakârlar hükümeti ve onların ırkçı, göçmenleri ve mültecileri günah keçisi olarak gösteren yasaları.
Tek gerçek çözüm sınırları açıp onların İngiltere’ye gelmelerine izin vermek. Bunu yapmak için hükümeti bu konuda adım atmaya zorlayacak ırkçılığa karşı bir kitlesel hareket inşa etmemiz gerekiyor.
(Socialist Worker’dan Türkçe’ye Berkay Bağcı çevirdi)
(gocmeniz.org)