Joseph Choonara ile röportaj: Brexit sürecinde ırkçılığa karşı birleşmek mümkün mü?

20.10.2018 - 13:53
Haberi paylaş

Londra’da bugün, Brexit süreci için bir kez daha referandum yapılması talebiyle kitlesel bir gösteri düzenleniyor. Sosyalist İşçi Partisi (SWP) Merkez Komite üyesi Joseph Choonara, bu eylem ve ırkçılığa karşı mücadeleyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Avrupa Birliği yanlısı gösteriye yaklaşık 100 bin kişinin katılması bekleniyor. Bunun yanı sıra, aynı gün Londra’da ırkçılığa karşı düzenlenen bir konferansta da yüzlerce aktivist bir araya geldi.

DSİP tarafından düzenlenen Sosyalist Tartışma toplantıları için İstanbul’da bulunan sosyalist aktivist Joseph Choonara, Marksist.org’a konuştu.

Londra’da düzenlenen “Halkın Oyu” gösterisiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Çok büyük bir gösteri. Sistem büyük bir krizin içerisinde olduğu ve bu krizin içindeki en ırkçı sesler Brexit’i (çok milliyetçi tonlarda) savundukları için çok sayıda genç ve solcu insan da ikinci bir referandum talebiyle yapılan bu protestoya katılacak.

Her ne kadar gösterinin amacının Brexit görüşmeleri sonucunda ortaya çıkacak anlaşmayla ilgili son bir söz hakkı talep etmek olduğu söylense de, gerçekte itici güç, sistemin Brexit’i tamamen bitirmek isteyen kanadının talepleri. İlk referandumun sonucunu tersyüz etmek isteyenler, peşlerine ırkçılık ve milliyetçilikten midesi bulananları takmak istiyorlar.

Bugünkü gösteriye, Blair’in hükümetlerinde kilit rol oynamış olan Peter Mandelson ve Alistair Campbell gibi isimler önderlik ediyor. Onların yanında, İngiliz toplumundaki ikinci büyük kapitalizm yanlısı parti olan Liberal Demokratlar var. Güçler dengesi böyle.

Jeremy Corbyn’in eylemle ilgili tutumu nedir?

Bu gösteriye özel bir şey söylediğini zannetmiyorum. Ama onun ötesinde, genel pozisyonu, mümkün olan en solcu, ilerici Brexit anlaşması için mücadele etmek. Bana göre bu iyi bir tutum.

Referandumun sonucunu tersine çevirmekle ilgili iki sorun var. Birincisi, ben İngiltere’nin Avrupa Birliği üyesi olmasından yana değilim. AB’yi kıta çapında sermayeyi kontrol eden neoliberal bir yapı olarak görüyorum. Mültecileri dışlayan bu yapı ilerici değil. Ama bunun ötesinde, ikinci referandumun düzenlenmesinin ne anlama geleceğini kestirmek için ilk referandumun doğasını anlamamız gerekli.

İlk referandum, solda büyük bir bölünme yarattı. Kendini solcu olarak tanımlayan insanların çoğunluğu AB’de kalma yönünde, önemli büyüklükte bir azınlık ise ayrılma yönünde oy verdi. İşçi sınıfı içerisinde bölünme daha da büyüktü. Ayrılma oyunun en yoğun olduğu bölgeler, işçi sınıfının sistem tarafından en fazla ihanete uğramış hisseden kesimlerinin yaşadığı yerlerdi. İkinci bir referandum talep etmek, bu insanlara “Biz sizin görüşünüzü önemsemiyoruz. Ne oy verirseniz verin, bunu tersine çevireceğiz ve Avrupa Birliği’nde kalacağız” demek. Bu, Brexit’i olabilecek en sağcı şekliyle gerçekleştirmek isteyen, İngiltere toplumundaki en gerici ve ırkçı güçlere büyük bir itici güç olur. Bu bir felaket olurdu.

Bugünkü gösteride her ne kadar ırkçılık karşıtı iyi insanlar da yer alsa, taleplerin yanlış olduğunu düşünüyorum.

Bugün aynı zamanda Londra’da Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk (Stand Up to Racism) kampanyasının bir konferansı var. Devrimci sosyalistlerin ırkçılığa karşı mücadeleyle ilgili perspektifi nedir?

Irkçılığa karşı mücadele, şu andaki en büyük önceliğimizi ve merkezi kampanyamızı oluşturuyor. Irkçılığın pek çok boyutu var. Son günlerde İngiltere’de gördüğünüz, aşırı sağ güçlerin sokaklarda eylem yapması bir boyutu. Bir diğeriyse merkez sağcı Muhafazakâr Parti’nin içinden daha sağcı akımların çıkıyor olması. Bunların hepsine karşı mücadele etmek gerektiğini düşünüyoruz.

Bugünkü konferans, AB referandumunda hem “kalma” hem de “ayrılma” yönünde oy verenleri birleştiriyor. Yalnızca Brexit sürecine takılıp kalmamanın önemini gösteriyor. Çünkü bu bölünmenin iki tarafında da ırkçılık karşıtları var ve bunların birleşmesi gerekiyor.

Dolayısıyla bu konferansın en önemli taleplerinden biri, İngiltere AB’den çıktıktan sonra da AB vatandaşı göçmenlerin serbest dolaşım hakkının savunulması olacak. Bu, ırkçılığa karşı mücadelede solu birleştirebilecek bir talep ve bizim için son derece önemli bir mücadele konusu.

Bültene kayıt ol