COP26’nın ertelenmesi kabul edilemez: İklim için harekete geçin

02.04.2020 - 10:53
Haberi paylaş

Yaşamakta olduğumuz koronovirüs salgını bize ekolojik tahribatın bedelinin neler olabileceğini gösteriyor. Bu salgın zamanla geçecek olsa da iklim değişiminin neden olacağı afetler ve yeni salgınlar insanlığın sonunu getirebilir.

Aralık ayında Madrid’te düzenlenen COP25 yani 25. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bir kez daha fosil yakıt şirketleri dahil çok sayıda şirketin sponsorluğunda gerçekleşen zirveden sonuç alınamamış BM temsilcileri COP26’da somut adımlar atacaklarını açıklamıştı.

Bu yılın sonunda İskoçya’da yapılması planlanan COP26 zirvesi ise 1 Nisan akşamı koronovirüs salgını bahane edilerek iptal edildi. 

Oysa iklim değişimini durdurmak için kaybedecek tek bir saniyemiz dahi yok. Hemen hemen bütün uluslararası konferanslar dijital ortamda yapılabiliyorken iklim zirvesinin iptal edilmesi devletlerin iklim kriziyle mücadele etmekten geri durmaya çalıştıklarını gösteriyor.

Elbette COP zirvesine katılanlardan fazla bir beklentimiz yok ama onları harekete geçmeye zorlayacak olacak gücün kitle hareketi olduğunu biliyoruz. Bu nedenle Madrid’de 500 bin kişi zirveyi protesto edip gerçekçi çözümler talep etmiştik. İskoçya’da ise çok daha büyük bir hareketi inşa etmek için küresel iklim hareketi hazırlık yapıyordu. 

Devletler ve şirketler sonuç alamayacaklarını bildikleri bir zirveyi koronovirüsü öne sürerek “erteledi”.

Krize kriz gibi davranın

Genç iklim aktivisti Greta Thunberg’in salgınla mücadele atılan adımlara atıfla dediği gibi “krize kriz gibi davranın”.

Geç kalmanın bedelini bugün İtalya, İspanya, ABD ve birçok ülkede görüyoruz. Salgın gerçeği önce Çin yönetimi tarafından ekonomik kaygılarla dünyadan saklandı. Ardından uluslararası örgütler küresel ekonomiyi engellemeyeceğini söyleyerek gereken adımları atmaktan kaçındı. Şimdi ise acil durum ilan edilmiş durumda pek çok ülkede. Ancak kaybedilen zaman onbinlerin yaşamına ve büyük sosyal sorunlara neden oldu. Milyarlarca insan evlere kapanmak zorunda kaldı.

İklim aktivistleri de yıllardır iklim acil durumu ilan edilsin diyor. Daha geç olmadan, hemen harekete geçin diye devletlere sesleniyor.

Ancak sermaye birikimine bağımlı olan kapitalist ekonomi salgınla mücadelede sınıfta kaldığı gibi iklim krizi konusunda da hiç bir adım atabilecek durumda değil.

Bugün insanlığı arkası gelmez orman yangınlarından, hava kirliliğinden, sellerden, fırtınalardan, kuraklıklardan, salgınlardan ve benzeri felaketlerden korumanın yolu iklimi değil sistemi değiştirmektir.

Salgın döneminde dahi yükselen dayanışma platformları, işçi grevleri, sağlık çalışanlarının eylemleri ve 3 Nisan’da 5. Küresel İklim Grevi kapsamında Sıfır Gelecek ile Gelecek İçin Cumalar Türkiye platformlarının düzenleyeceği dijital iklim grevi, salgını fırsat bilen şirketlere ve devletlere karşı antikapitalist mücadeleyi yükseltmenin ne kadar hayati olduğu gösteriyor.

Tam anlamıyla bir distopyayı yaşadığımız günlerde ütopik olanın antikapitalist olmak değil kapitalizmin krizleri aşarak normal günlere geri dönebileceğini düşünmek olduğunu görüyoruz.

Başka bir dünya isteyenlerin yan yana gelmekten ve bu koşullar altında dahi ses çıkarmaktan başka bir yolu yok.

Bu nedenle 3 Nisan dijital iklim grevine siz de destek verin.

Antikapitalistlere katılın

İklimi değil sistemi değiştirelim!  

Antikapitalistler

Bültene kayıt ol