Yeniden yabanlaştırma çevresel kaosu engelleyebilir mi?

24.08.2019 - 09:47
Haberi paylaş

Sarah Bates yeniden yabanlaştırmanın gelmekte olan iklim felaketini durdurmasının mümkün olup olmadığını inceliyor.

Çarpıcı bir hızla değişen iklim doğal ekosistemleri tehdit ediyor, bazı türlerin yok olması ve karmaşık yiyecek ağlarının çökmesi riskini beraberinde getiriyor. 

"Yeniden yabanlaştırma" kavramını sürdürülebilir bir geleceğin anahtarı olarak görenler var.

Doğal alanları işlenmemiş hâllerine geri döndürmeyi ve biyo-çeşitlilik ortamında gelişebilecek bitki ve hayvan türlerini bu alanlara salmayı öneriyorlar.

Küresel bir yeniden ormanlaştırma projesi atmosferden karbon emiliminin artmasına ve dünyanın ısısının düşmesine yardımcı olabilir.

İsveç Federal Teknoloji Ensitüsü tarafından Temmuz'da yayınlanan bir çalışmada bu konu değerlendirilmiş. Bu araştırmaya göre, dünyada 0,9 milyar hektar üzerine 500 milyardan fazla ağaç ile kesintisiz bir orman potansiyeli olduğu tahmin edilmiş. 

Bu, orman alanının %25'den fazla artması, buna bağlı olarak da atmosferdeki karbo miktarının yaklaşık %25 oranında azalması anlamına gelecektir.

Ayrıca ağaçlar, topraktaki fazla suyu emerek ve sahile yaklaşırken akan suyun hızını yavaşlatarak, seller ve fırtınaların önlenmesine de yardımcı olacaktır.

Yalnızca kırsal alanlarda değil, şehirlerde de ağaçlar emisyonların azalmasına ve ısının düşmesine yardım eder.

Ağaçlar biyo-çeşitliliğin - farklı hayvan ve bitki türlerinin çeşitliliği ve miktarı- desteklemekte de kritik önem taşır. 

Ama mesele basitçe daha fazla ağacın ekilmesinden ibaret değil - ormansızlaştırmanın da durdurulması gerekecektir.

Amazon bölgesinde ormansızlaştırma hızı 2012'den bu yana artıyor ve Jair Bolsonaro'nun başkanlığı döneminde dakikada bir buçuk futbol sahası büyüklüğüne ulaşmış durumda. Ormansızlaştırmanın tam nedeni bilinmiyor, ama Bolsonaro'nun bölgede yasadışı tarım ve madenciliğe izin vermiş olduğundan kaygılanılıyor.

Ormanlar

Yeniden yabanlaştırmanın karbon emilimi konusundaki faydasının ortaya çıkması zaman alacak -ormanların tam olgunluğa erişmesi 70-100 yıl alabiliyor. Ayrıca hızla değişen iklim ağaçların olgunlaşmasını güçleştiriyor- yüksek sıcaklık ve kuraklıklar büyümeyi etkiliyor.

Yeniden yabanlaştırma insanları da etkileyecek. Tarım veya hayvancılıkla geçinen ziraat işçileri topraklarına yeni bir ormanın ekileceğini duymaktan pek de memnun olmayacaktır.

Hayvan türlerinin oluşturulan ortama yeniden salınması ile ilgili sorunlar ise daha da karmaşık.

Bazı kampanyacılar biyolojk çeşitliği artırmak konusunda çok hevesli; "işgalçi türler"i eleyelim ve daha önce o bölgede yaşamış olan hayvanları -örneğin İngiltere kırsalı için kurtlar ve yaban domuzları gibi- salalım. Örneğin Lynx UK, Britanya'da ortaçağda soyu tükenmiş bir yaban kedisi türü olan Avrupa vaşağının yeniden doğaya salınmasını öneriyor.

Lynx UK, İskoçya'da daha fazla Avrupa vaşağı bulunmasının karaca popülasyonunun kontrol altına alınmasına yardım edeceğini ve daha fazla turizm geliri sağlayacağını ileri sürüyor.

Ancak yerel çiftçiler kendi hayvanları, vaşağın bölgeye uzun vadeli etkisi ve doğal alanın uygunluğu konularında çeşitli kaygılara sahip.

Gerçekte, hiç kimse Avrupa vaşağınının ya da herhangi başka bir türün, soylarının tükenmiş olduğu alanlara yeniden salınması durumunda ne olacağını bilmiyor. 

Britanya'nın Yeniden Yabanlaştırılması derneği yeniden yabanlaştırma kavramının "doğanın kendisine bakabileceği" anlamına geldiğini ileri sürüyor. Ama yeniden yabanlaştırma, insanın çevreye müdahalesinin bir başka biçimi; müdahale etmeme anlamına gelmiyor. 

Yeniden yabanlaştırma fiziksel olarak mümkün olmasına rağmen, kapitalist dünyada böyle bir şey yapılmıyor. Braziya'da görüldüğü gibi, tam tersi -yani ormansızlaştırma- devam ediyor. Ve bu fikirler yeni değil; doğal hayatı koruma dernekleri onyıllardır Britanya'da bazı küçük bölgeleri yeniden yabanlaştırmak için çabalıyor. Yeniden yabanlaştırma daha yeşil bir dünya yaratma planlarının önemli bir unsuru olabilir; ancak küresel ısınmanın arkasındaki itici gücün önünü almayacaktır.

İklim krizinin sorumlusu, fosil yakıtların kullanımı çerçevesinde yapılanan kapitalizmdir. Yeniden yabanlaştırma gelecek için yapılan planların bir parçası olabilir, ancak hepimizi tehlikeye atan sistem alt edilmedikçe hiçbir etkisi olmayacaktır.

(Socialist Worker'dan çeviren Deniz Kızılkaya)

Bültene kayıt ol