İşçiler tüm sorunlara, güvencesizlik gibi temel sorunlara karşı mücadele etmek konusunda müthiş bir irade gösteriyor. Şimdi, işçilerin örgütlenme süreçlerine destek olmak ve varolan bölünmeleri aşmak için çabalamak gerekiyor.
Son üç haftanın eylemlerini listeleyebilmek mümkün değil, inanılmaz bir eylem temposunun içindeyiz. Her yerde irili ufaklı eylemler yaşanıyor, direnişler devam ediyor ve bir yerde başlayan direniş tüm sektörü bize tartıştırıyor.
Eylemlerde Yemek Sepeti’nde çalışan 8 bin işçinin durumunu, Trendyol’da da uygulanan esnaf kurye modelini öğrendik. Eylemler sırasında pandemi koşullarında aslında herkesin farkına vardığı bir gerçek, 200 bin çalışanı kapsayan on firmanın ağrılığını oluşturduğu ve çalışanların sadece yüzde 10’unun bordrolu olduğu bir sektöre dönüştüğünü öğrendik.
Genç işçilerin tercihi
Şimdi işçilerin kazanım elde etmiş olduğu firmalar da esnaf kurye modelini örnek almaya başlıyor ama içeride çetin bir sınıf mücadelesi sürüyor. Esnaf kurye modeline karşı açılan davalarda, bu yöntemin işçi düşmanı bir model olduğu yönünde bir kazanım elde edebilirsek kocaman bir örgütlenme alanı çıkacak karşımıza.
Örneğin tekstil atölyelerinde, işçiler, gençlerin bu sektörde çalışmak istemediğini, bu nedenle daha fazla göçmen işçinin tekstilde çalışmaya başladığını söylüyorlar. “Peki gençler ne yapıyor?” sorusuna ise “kuryelik yapıyorlar, o işler daha cazip geliyor” yanıtını veriyorlar.
Lise mezunu, üniversite mezunu ya da okuyan gençler atölyelere gitmek istemiyor, kurye olarak çalışmak daha cazip geliyor. Son yıllarda büyüyen, pandemiyle beraber daha da büyüyen bir sektörle karşı karşıya olduğumuz ortada. Bu büyüme, kuşkusuz devam eden bir mücadele sürecini de başlatacaktı ve başlattı.
İşçilerin öfkesinin parçası olmalıyız
Kurye çalışanları arasında, ana akım sendikanın müdahalesi, çalışanlarla beraber bu öfkenin bir parçası olması çok önemli. En etkili ve yetkiyi almak üzere olan sendika, işyerlerinde örgütlenirken hemen hemen bir genç işçi patlaması hâlini alan kurye çalışanlarının direnişinde meydan başka sendikalara ya da sendikal girişimlere kalıyor. Yemek Sepeti direnişinde hareketin fiili sözcülüğü başka bir sendika tarafından sürdürülüyor. Bu, ancak depolarda, örgütlenme süreçlerinde işçiler içerisinde süren tartışmaları yakından bilenlerin kavrayabilecekleri bir durum. Dışarıdan bakınca, firmanın merkezinin önünde örgütlenen eylemlerde, işçilerdeki öfke görülüyor ve sendikal haklar için çabalayan eğilimler bu öfkenin bir parçası değilmiş gibi bir manzara çıkıyor ortaya.
Önemli olan, Trendyol kazanımının hemen üzerine gelen Yemek Sepeti kuryelerinin eyleminin de kazanması. Şimdi herkes bu mücadeleye bakıyor ve mücadele sadece tek bir kentte de sürmüyor. Bir çok şehirde sürüyor eylemler. Çorap fabrikalarında da bir fabrikadan birçok fabrikaya yayıldı eylemler.
Eğitim-Sen öğretmenlerin sorunlarını eylemlerle ifade etmeye hazırlanıyor. Sağlıkçılar eylemlerle öfkelerini gösteriyor. Bu eylemlerin daha hangi alanlara, iş kollarına sıçrayabileceğini düşünmemiz lazım.
TÜPRAŞ’ta sözleşme dönemi yaklaşıyor. Enerji işkolunda mücadelenin gelişmesi, Birleşik Metal’in örgütlü olduğu alanlardaki işçi mücadelesi çok önemli olacak.
Sendikal bürokrasi bu yoğun işçi eylemlilikleri, aşırı yoksullaşma ve öfkenin açığa çıktığı süreçte iyi bir sınav vermedi. MESS toplu sözleşmesinde DİSK’in eleştirdiği sendikalarla aynı tutumu alması metal işçilerinin öfkesinin üzerinin örtülmesine neden oldu. Daha keskin, daha kararlı bir mücadelenin örülmesinin önüne geçmiş oldu.
“Onlar” bölecek hareket birleştirecek
Bu değişen sınıf hareketi ikliminde Antikapitalist Çalışanlar açısından birinci vurgu, sekterlikten uzak bir mücadele hattı ve işçi sınıfının birliğinin önemi olmalıdır. İşçi sınıfı uzun süreli bir miras gibi bir dizi bölünmüşlükten mustarip. Krize ve yoğun mücadele dönemine bu bölünmüşlükle yakalandı. Ama şu noktayı gözden kaçırmamalıyız, bu bölünmüşlük egemen sınıfın derinleştirmek istediği bir sorun.
Bu bölünmüşlüğe karşı mücadele çok önemli. İşçi sınıfı içinde bugüne kadar yaratılan bölünmüşlükler aşılıyor bir yandan da. Çünkü çok ortak talep var. Migros depo işçileri bir ekmek parası için mücadele ediyor ve acımasız sermaye, bir ekmek için zammı ölüm kalım mücadelesine dönüştürüyor. 4250 liradan 5500 liraya maaş zammı dışarıdan bakanlar için çok anlamlı görünmeyebilir. Ama bu kadar düşük zam için mücadele bile çetin bir kavganın sonucu olarak etkili bir hale gelebiliyor. İktidarın enflasyonla baş edememesi, belki de böyle bir niyetinin dahi olmaması, bugün direnerek kazanılan her ekonomik kazanımın bir ay geçmeden eriyeceği anlamına geliyor.
Ekmek kuyruklarında öfke var, elektrik faturalarına öfke var, elektrik doğalgaz zamlarına karşı bir çok şehirde öfkeli eylemler oluyor, bu öfke ve eylemlerin yayılacağını bekleyebiliriz.
Fakat, önümüzde bir seçim olacağından, sorunu parlamenter çözümlerde arayanlar için AKP’ye karşı başka bir koalisyonun acil bir ihtiyaç olduğunun propagandasını yapmak için uygun bir zeminin oluştuğu anlamına gelecek.
Mücadele eden işçiler, burjuva partilerinin koalisyonlarının işçilerden yana olacağının bir garantisi olmadığını hareket içinde daha net görecek. Aslolan işçi sınıfının mücadelesi. Haklar kazanılacaksa bu mücadelelerle kazanılacak. İçine girilmesi gereken alan bu mücadeleler alanıdır.
Balıkesir'in Bandırma ilçesinde kurulu bulunan Hicri Ercili asit tankı imalatı fabrikasında Türk Metal Sendikasına üye oldukları için işten atılan işçiler, fabrika önünde eyleme başladı. Düşük ücretlere karşı bir araya gelip sendikaya üye olan 72 işçiden 54'ü gece yarısı gönderilen SMS'le işten atıldı.
İşçiler, bir hafta önce sendikaya üye olduklarını, yeterli sayıya ulaşıp yetki alma aşamasına geldikten sonra işverenin durumu öğrendiğini ve gece yarısı gönderdiği bir mesajla 54 işçiyi Kod-19 ile isten çıkardığını açıkladı.
Sendika haklarının tanınması ve işe iade talebiyle sabah fabrika önünde buluşan işçiler direnişe başladı.
Aliağa Gemi Söküm İşçileri Dayanışma Ağı, işçilerin kazanım elde edene kadar mücadelelerine devam edeceklerinin kararını aldıklarını duyurdu.
Dayanışma Ağı tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
“Gemi Söküm tesislerinde, Cuma gününden itibaren başlattığımız grevimizi bugün de devam ettirdik. Her bir şantiyeden birer tane olmak üzere toplam 20 işçiden oluşan işçi temsilcilerimiz bir araya gelerek, mücadelemizi, kazanımla sonuçlandırana dek sürdürme kararı aldılar. Bununla birlikte mevcut taleplerimize yenilerini ekleyerek, talep listemizi güncelledik.
Aşağıdaki taleplerimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz.
Gemide çalışan kesimcinin 500 TL, saha işçisinin 450 TL, ara işçisinin 350 TL ve operatörün 450 TL yevmiye almasını istiyoruz.
Gemi Söküm işçiliği ağır ve tehlikeli sanayi iş kolu kapsamına alınsın.
Maaşlarımız bankalar üzerinden ödensin.
Hava muhalefeti nedeniyle yevmiyelerimiz kesilmesin.
Ücretlerine yapılan yüzde 8’lik zammı kabul etmeyerek direnişe geçen ve işlerine son verilen Migros Esenyurt depo işçileri mücadeleye devam ediyor. İşçiler, Migros patronu Tuncay Özilhan’ı, Beyoğlu’nda bulunan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) önünde protesto etti.
"Hırsız değiliz, yoksul işçileriz", "4 TL zam istedi, 257 işçi işten atıldı", "İşçiler açken Özilhan'a huzur yok" yazılı pankartların açıldığı açıklamada sık sık, “İşçiler açken Özilhan'a huzur yok" ve "Direnen işçiler yenilmezler" sloganları atıldı.
Burada açıklama yapan DGD-Sen Genel Başkanı Neslihan Acar, "Köle koşullarında yaşamayı hak etmiyoruz. İnsan onuruna yakışır ücret istiyoruz. Yaşamak istiyoruz. Yaşamak istiyoruz başka da bir şey istemiyoruz" dedi.
İstanbul Güngören’de boya ve kimyasal malzemeler kullanılarak dokuma malzemelerinin üretildiği iş yerinin bulunduğu 5 katlı binada yangın çıktı. Dumandan etkilenen işçilerden bazıları kurtarılmayı beklerken kendilerini beş katlı binadan aşağıya attı.
Asıl dehşet yangın söndürüldükten sonra ortaya çıktı. Valilik açıklamasına göre tedavi edilen bir işçi yangın söndürüldükten 2 saat sonra 18.30 sıralarında Merkez Karakolu'nda verdiği ifadede "Bazı çalışanların bina içerisindeki bir tuvalete girerek, yangından korunmak için kendilerini kilitlediklerini gördüğünü" söyledi. Bu bilgi doğrultusunda yeniden başlatılan arama çalışmalarında, 4 mülteci işçi kendilerini kilitledikleri tuvalette, dumandan zehirlenerek hayatlarını kaybetmiş halde bulundu. Valilik "Konuyla ilgili soruşturma başlatılmış olup, işyeri sahibi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştur" açıklaması yaptı.
Güngören Kaymakamlığı konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında iş yeri yetkililerinden 4 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
Göçmen işçilerin yaşamını yitirmesi protesto edildi
Güngören Demokrasi Platformu, yanarak ölen göçmen işçilerle ilgili protesto gösterisi düzenledi. Gösteride “Fıtrat değil cinayet”, “O kapı neden kilitliydi?”, “Mülteci işçiler köle değildir” dövizleri taşındı.
Platform adına yapılan basın açıklamasında, “Yanan işyerinden herkes çıkıp hayatını bir şekilde kurtarabilmişken bu arkadaşlarımız neden dışarı kaçmak yerine kendini tuvalete kilitlesin? Tuvalete sıkıştıkları ifade edilmiyor, “tuvalete kilitlediler” deniyor. Diyelim ki o bölgede sıkışıp kaldılar, kilitlemek neyin nesi. Bu senaryo bize inandırıcı gelmiyor. Mültecileri kayıtsız çalıştırmanın bu kadar yaygın olduğu ülkemizde hiç inandırıcı gelmiyor. Denetimlerde kayıtsız işçilerin bir yerlere kilitlendiğini çok iyi biliyoruz. Hele bir de bu işyerlerinin yüzde 54’ünün kaçak olduğu ve pek çoğunda yangın merdiveni olmadığı düşünüldüğünde yaşanan olayın bir kaza değil cinayet olma ihtimali güçlü görünüyor” denildi.
Şubat ayı başında yaygınlaşmaya başlayan insanca ücret talepli işçi eylemleri devam ediyor. Bazı fabrikalarda işçiler istedikleri ücretleri yaptıkları eylemler sonucu patronlara kabul ettiriyor.
Migros işçi düşmanlığı yapıyor, işçiler direniyor
İstanbul Esenyurt’ta bulunan Migros depoda sefalet zammına karşı eylem yapan ve işten atma saldırısı ile karşı karşıya kalan DGD-Sen üyesi işçilerin direnişi devam ediyor. “Taleplerimiz kabul edilene, işimiz geri verilene kadar direneceğiz” diyen işçilerin direnişi halaylarla ve sloganlarla sürüyor. İnşaat-İş Sendikası Maltepe, Kartal ve Cevizli Migros mağazalarında eylem yaparak Migros’u boykot çağrısı yaptı. “Bugün şantiyelerde değil DGD-Sen öncülüğünde Esenyurt Migros depoda direnen sınıf kardeşlerimiz için Migros’tayız” diyen İnşaat-İş üyeleri mağazalarda yaptıkları konuşmalarda Migros’un işçi düşmanlığını teşhir etti.
Anadolu Gemi Söküm'de işçiler iş bıraktı
İzmir Aliağa’da yer alan Anadolu Gemi Söküm (AGS) tesislerinde çalışan işçiler, ücretlerinin gelen yüksek zamlar karşısında eridiğini söyleyerek, bugün sabah işbaşı yapmadı. İş bırakma eylemlerini gün boyu yemekhanede sürdüren işçilere öğle yemeği çıkmasına rağmen yemek verilmedi. İşçiye verilmeyen yemeklerin ise döküldüğü belirlendi.
Gün boyu ücret artışı için Aliağa gemi söküm bölgesinde işbaşı yapmayan işletme sayısı 5 olurken, bunların üçü gemi sökümde büyük işletmelere sahip Temurtaş ailesine ait Işıksan, AGS ve Blade işletmeleri oldu. İşçiler, yevmiyenin 500 lira olması için direnişe geçerken, Demsaş firması da işçilere 375 lira ücret teklif etti. Gemi Söküm İşverenleri Derneğinde birleşen şirket sahiplerinin yevmiyeyi 500 lira yapan Kalkavan şirketine baskı yaptığı ve ücretleri düşürmeye çalıştığını söyleyen işçiler, gemi sökümde bütün işçilerin direnişe geçeceğini aktardı.
Durkar İplik işçileri düşük zamma karşı iş bıraktı
Gaziantep’te kurulu Durkar İplik işçileri, aylıklarının 5 bin 75 lira yatması üzerine 5 bin 500 lira talebiyle iş bıraktı. Dün halı bölümünün iş bıraktığı Durkar Halı’da bugün iplik bölümü işçileri iş bıraktı. Bugün 4-12 vardiyasına gelen işçiler işbaşı yapmadı. Gece vardiyası da mesai saati gelmeden 4-12 vardiyasının yanına gelerek eyleme katıldı.
BES İzmir Şubesi iş yerlerinde zamları protesto etti
Büro Emekçileri Sendikası (BES) İzmir Şubesi iş yerleri önünde elektrik zamlarına karşı eylem yapmaya devam ediyor. BES bugün de Şirinyer, Kadifekale, Taşıtlar Vergi Dairesi önünde faturaları yakarak tepki gösterdi. Zamların geri alınmalısını, zam yapan enerji şirketlerinin derhal kamulaştırılmasını talep etti.
Ücret artışı talep eden Darinda Çorap işçileri işten atıldı
Asgari ücretin altında kalan ücretlerine yüzde 70'lik zam talebiyle iş bırakan Darinda Çorap işçileri, patron tarafından Kod-49 ile işten atıldı. 9 işçinin işten çıkarıldığı Darinda Çorap önünde Deriteks ve Tekstil-İş Sendikası çağrısıyla yapılan ortak açıklamada "Atılan işçiler geri alınsın, talepler karşılansın" denildi. İstanbul Beylikdüzü'nde bulunan Darinda Çorap fabrikası işçileri, masa başında çalışan kadın işçiler için en az 6 bin TL, ütücü işçiler için ise en az 6 bin 500 TL ücret istiyor.
Bade İplik ve Halı işçileri iş bıraktı
Başpınar 2. OSB'de bulunan Bade İplik'te işçiler, patronun 5170 lira aylık teklifine karşı 5500 lira aylık artı 300 lira devam primi talebiyle, Bade Halı'da ise telciler en az 6500, halfeler en az 7500 lira aylık talebiyle iş bıraktı. Diğer fabrikalardan vardiyadan çıkan işçiler Bade önünde iş bırakan işçileri ziyaret etti.
İstanbul’da Öztaş Çorapta işçilerin 3 gündür süren mücadelesi kazanımla sonuçlandı.
9 Şubat'ta patronun düşük zam dayatmasına karşı iş bırakan ve sonrasında da Kod 49 ile işten çıkarılan Öztaş Çorap işçilerinin direnişi kazanımla sonuçlandı. Deriteks Sendikası yaptığı açıklamayla taleplerimiz yüzde 90 oranında karşılandı dedi.
Anlaşmaya göre ücretler 5400 liradan 6500 liraya yükseltilecek, atılan tüm işçiler şartsız iş başı yapacak, kayıp günlerde kesinti olmayacak. Eyleme katılan hiçbir işçi işten atılmayacak.
Kocaeli Gebze’de otomobil plastik aksamı üreten Farplas fabrikasında direnişe devam eden işçileri Antikapitalist Çalışanlar ziyaret etti. Sendikacılar ve işçiler mücadelelerini, patron ve devlet baskısını, taleplerini anlattı.
Hatırlanacağı gibi, Farplas işçileri Ocak ayının son haftasında işveren’in zammına itiraz ederek üretimi durdurmuştu. İşveren talepleri karşılamak üzere bir haftalık süre istemiş, kimsenin işten çıkarılmayacağı sözünü vermiş ve işçiler de üretime geri dönmüşlerdi. Bu sırada enerji kesintilerinden dolayı fabrika kısmi çalışmaya işçiler de idari izne çıkarıldı. İdari izinli oldukları sırada özellikle direnişte önde duran, işverenle görüşmeleri sürdüren yaklaşık 150 işçi işten çıkarıldı, bunu üzerine işçiler de fabrikayı işgal etti. Polis sabaha karşı fabrikaya girdi, direnen işçileri göz altına aldı. Atılan işçiler o günden beri fabrika önünde direnmeye devam ediyor.
Fabrikada örgütlü sendikalardan Limter İş Genel Başkanı Hakkı Demiral’ın yaptığı açıklamaya göre; fabrikada çalışan 1500 işçiden 900’ü sendika üyesi. Patron sendikalaşmayı engellemek için uzun zamandır uğraşıyor. Aynı makine başındaki işçilerin bile farklı işkollarına gösterilmeleri uyguladıkları bir yöntem. Farplas çatışı altında farklı taşeron firmalar var. DİSK’e bağlı Limter İş, Lastik İş ve Birleşik Metal İş sendikaları tüm bu taşeron firmalarda, iş kollarında çoğunluğu kazanıp Çalışma Bakanlığı’ndan çoğunluk tespiti aldıktan sonra patron bu taşeron firmalarla sözleşmesini fesh etti başka bir taşeron firma ile sözleşme yaptı, işçilerin işkollarında da değişiklik yaptı. İşverenin yasal sendika hakkını gasp ettiğine yönelik yasal süreç başlatılmış durumda. Hakkı Demiral, direnişle birlikte yasal sürecin de devam ettiğini, işverenin oyunlarına rağmen Farplas’a sendika gireceğini söylüyor.
Gücümüzün farkına vardık
Direnişteki işçilerden Furkan Sağlam da kazanana kadar mücadeleye devam edeceklerini söyleyerek, yaşananları ve süreci anlattı. “Yedi yıldır çalışıyorum. Bize yapılan zamlar ailemizi geçindirmiyor, ay sonunu getiremiyoruz. Çoğumuz ev kirası veriyor, faturaları ödeyemiyoruz. Patron ocak ayında asgari ücret üzerine 50-100 liralık bir artış yaptı. Bizler de üç fabrika bir araya gelerek üretimi durdurduk. Direnişimiz, birlik ve beraberliğimiz patronun paniklemesine yol açtı. Aramızda temsilciler seçtik, maaşlarımızda iyileştirme yapılmasına istedik. Patron taleplerimizi karşılamak üzere bir hafta zaman istedi. Yaşananlardan dolayı kimsenin işten atılmayacağı sözünü verdi. Aynı süreçte sendikaya üye olduk. 600 arkadaşımız, iş durdurma esnasında sendikaya üye oldu. Yıllardır isteklerde bulunuyorduk. Patron isteklerimizi karşılamıyor, kapıyı gösteriyordu. Sendikalı olup, örgütlenirsek kazanabileceğimizin farkına vardık. Bu sırada enerji kesintisinden dolayı firma kısmı olarak çalıştığı dönemde, işveren bunu kullanarak özellikle direnişte önde duran, taleplerimizi dile getiren arkadaşlarımızı idari izne çıkardı. Biz kendimizi idari izinli sanarken evlerimize iş akdimizin iptal edildiğine dair bildirimler geldi, 150 kişi işten çıkarıldık. Ve tekrar bir araya gelip fabrikanın önünde toplandık, verilen sözleri hatırlattık. Patron “sendikal üyeliğinize son verin, fabrikayı kapatır buraya sendika sokmayız” dedi. Sürekli çalışanlara mobing uyguladılar. Gece yarısı vardiyaya gelip, işverenle görüşüp, atılan işçilerin geri alınmasını istedik. Daha önce hiç tanımadığımız kişiler vardiyada makinaların başında işçilere baskı uyguluyordu. Görüşmeye gittiğimizde muhatap bulamadık. Atılan 150 kişiye karşılık 300 polis geldi. Üretim alanına müdahale edileceğini düşündük. Fabrika içinde engelli, hamile olan kadın arkadaşlarımız vardı. Kendimizi korumak için idari binanın çatı katına çıktık, sloganlarla direnişimizi sürdürdük. Gece 3 gibi işveren ve CEO geldi. Bizimle kısa bir görüşme yaptı ve işten atılanların geri alınacağını, eylemi sonlandırmamızı söyledi. Ama bu söylem bizim için çok tanıdıktı, daha önce verdiği sözleri tutmamıştı. Sendika temsilcilerimizle görüşmesi gerektiğini söyledik, bu görüşme olursa eylemi sonlandıracağımızı belirttik. İşveren sendika lafını duyar duymaz “o zaman siz görürsünüz” diyerek polisin müdahale edeceğini söyleyip çekip gitti. Sabah altıda da biber gazlı, plastik mermili çok sert polis müdahalesi oldu. Bu müdahaleyi durdurmak için kendimizi çatıdan aşağı sarkıttığımız da ise polisler, bizim hayatımızı hiçe sayarak, hiç kale almayarak işverenin tarafında yer alıp “isterseniz atın” dediler. Sabah 6’dan öğlen bire kadar gözaltında tutulduk. Gözaltından salındığımızdan beri de fabrika önünde eylemlerimize devam ediyoruz.
Direnişin talepleri
Taleplerimiz şunlar: Sendikal hakkımızın tanınması, işten atılan işçilerin tekrar işe geri alınmaları. Bu taleplerimiz karşılanana kadar direnişimizi, mücadelemizi sürdüreceğiz. Şuna da inanıyoruz içeride çalışan arkadaşlarımız ne kadar baskı altında olursa olsunlar bizi destekliyorlar, yine bir olacağız, birlik olacağız. İşçi sınıfı olarak biz binler, milyonlarız bir avuç patrona teslim olmayacağız. Kazanacağımıza inanıyoruz, kazanana kadar da mücadele edeceğiz.
Aile değiliz
Birleşik Metal İş Sendikası üyesiyim. İşveren sırf sendika girmesin diye benimle birlikte aynı makine başında çalışan iş arkadaşımı bile farklı iş kolunda gösteriyor. İçeride şu anda üretim devam ediyor. Çalışan arkadaşların üzerlerinde büyük bir baskı var. Servislerde, işe giriş çıkışlarda bile görüntüleri alınıyor, bize selam verenler idari izne çıkarılıyorlar. Kitlesel gösteriler, basın açıklamaları ile direnişimize devam edeceğiz. İçerde çalışan arkadaşlarımızı ikna etmeye çalışıyoruz. İçerdeki arkadaşlarımız direnişi destekleyip, üretimi durdurduklarında daha hızlı kazanacağımıza inanıyoruz. Çoğunluğu sağlayıp, taleplerimiz karşılanana kadar üretimi durdurmayı hedefliyoruz. Patron bu arada sendika girmesin diye maaşlarda ve sosyal haklarda iyileştirmelerde bulundu. Ama biz bu iyileştirmenin kalıcı olmadığının biliyoruz. Örneğin 350 lira erzak parası alıyorduk. Direnişten sonra patron 500 lira net erzak parası vereceğini açıkladı ama 360 lira erzak parası vermiş. İşten çıkarılanların arasında kadın işçilerin sayısı daha fazla. 10-15 yıldır çalışan arkadaşlarımız işten atıldı. İşveren bizi Kod 49’dan yani “Hırsızlık ve yüz kızartıcı”dan attı, kıdem tazminatlarımızı gasp ettiği gibi işsizlik ücreti de alamıyoruz. Bizler daha düne kadar Farplas bünyesi altında çalışırken en gözde elemanlardık, 15 yıllık en tecrübeli elemanlardık. Bir anda kapı dışarı edildik. Günde 12 saat, çoluğumuzu çoğumuzu ihmal ederek çalıştık. İşveren bize “biz bir aileyiz” diyordu. Aile değilmişiz, buna da öğrenmiş olduk.
İnsanca yaşayacak ücret talebi ile başlayan işçi eylemleri devam ediyor. Pek çok fabrikada ve kentte eylemler yapıldı.
Rad Çuval'da işçiler iş bıraktı
Gaziantep'te bulunan Rad Çuval fabrikasında işçiler gece saatlerinde iş bıraktı. Vardiya değişim saatinde bir araya gelen işçiler işi durdu. Patronun 5400 TL ücret açıklamasına karşı işçilerin talebi 6200 TL.
Elyaf İplik işçileri: Geçimimizi sağlayacak ücret istiyoruz
Başpınar OSB’de bulunan Elyaf İplik Fabrikası’nda patron 4 bin 970 artı devam primi teklifine karşı işçilerin en düşük 5 bin 750 lira net maaş talebiyle başlattığı eylemleri sürüyor. Fabrika önündeki işçiler, patronun kendilerine yeni teklifle geldiğini ancak işçilerin kabul etmediklerini, talepleri karşılanana kadar beklemeye devam edeceklerini söyledi.
Melike Tekstil işçileri yeniden iş bıraktı
Gaziantep'te Melike Tekstil işçileri patronun açıkladığı yeni zam teklifini kabul etmeyerek yeniden iş bıraktı. İşçiler geçtiğimiz hafta 5200 TL’lik teklifi kabul etmeyerek iş bırakmıştı. Patron eylemlerin ardından zam teklifini güncelleyeceklerini söyleyerek zaman istemişti. Bugün işçilere yapılan açıklamada 5600+300 lira devam primi verileceği söylendi. İşçiler taleplerinin 6000 TL net maaş olduğunu belirterek iş bıraktı. İki vardiyanın bekleyişi sürüyor.
Profilsan’da 9 işçinin işten atılması üzerine eylem başladı
Bursa’da kurulu Profilsan fabrikası patronu, sendikaya üye olan 9 işçiyi işten çıkardı. Bunun üzerine atılan işçiler ve üyesi oldukları Türk Metal Sendikası şube yöneticileri fabrika önüne çadır kurarak eyleme başladı. Fabrikada çoğunluğu sağlayarak yetkiyi aldıklarını söyleyen Türk Metal Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Mustafa Tüfekçi, “Yetki belgesi henüz işverene ulaşmadı. Biz 9 arkadaşımızın işe alınmasını talep ettik. Arkadaşlarımız işe iade edildiğinde her türlü uzlaşmaya hazırız” dedi.
Fast food işçileri ücretlerinin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini istedi
DİSK’e bağlı Gıda-İş ve Dev Turizm İş sendikaları yaptıkları eylemle TAB Gıda bünyesinde çalışan fast food işçilerinin ücretlerinin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini istedi.
Ata Holdinge bağlı TAB Gıda bünyesindeki Burger King, Popeyes, Sbarro, Arby’s, Usta Pideci ve Usta Dönerci işçilerinin ağır çalışma koşullarına ve sendikalaşmalarının önündeki engellere karşı şirketin İstanbul’daki genel merkezi önünde eylem yapan Gıda-İş ve Dev Turizm İş, fast food işçilerinin sendikalaşmasını engelleyen tutumdan vazgeçilmesini istedi.
Fast food işçileri ve sendikalar aynı gün İzmir’de de Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. “Fastfood çalışanları insanca ücret, insanca çalışmak, insanca yaşamak istiyor” yazılı pankartın açıldığı açıklamada sık sık, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Fastfood işçisi yalnız değildir”, “İnsanca bir ücret istiyoruz” sloganları atıldı.
Kıraç Metal işçileri, işten atılmaları engelledi
Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu Kıraç Metal’de işten atmalara karşı iş durduran ve arkadaşlarının işten atılmasını engelleyen işçiler birlik duygularının tazelendiğini ifade etti. Eskişehir’deki Kıraç Metal’de işten atmaların başlaması üzerine işçiler üretimi durdurdu. Patronla yapılan görüşmelerin ardından hiçbir işçinin isteği olmadan işten çıkartılmayacağı ve 400 TL ek zam sözü verildi. İşçiler “Eylem ani gelişti ve sendika da eyleme ön ayak olunca bir günde patrona geri adım attırdık” dedi.
Genel-İş pek çok ilde zamlara karşı eylem yaptı
Genel-İş Şubeleri İzmir, Adana, Dersim gibi pek çok ilde zamlara karşı açıklama düzenledi. İzmir’de, Konak Pier'den Konak SGK önüne yürüyen işçiler sık sık, “Hükümet istifa”, “Genel grev genel direniş”, “Şalter inecek bu iş bitecek” sloganları attı. DİSK Genel İş Adana Şubesi, tüm belediye işçilerine ek zam ve ücretlerinde iyileştirme, belediye şirket işçilerine kadro ve ilave tediye talepleri ile basın açıklaması yaptı. Genel-İş Dersim Şubesi, Belediye Binası önünde tüm belediye işçilerine ek zam ve ücret iyileştirmesi, taşerondan şirket işçiliğine geçen işçilere uygulanan ayrımcılığa son verilmesi ve zorunlu emekliliğin kaldırılması istemiyle basın açıklaması yaptı.
Adapak bardak işçileri, patronun asgari ücret teklifine karşı iş bıraktı
Gaziantep'te kurulu Adapak bardak fabrikasında işçiler, patronun asgari ücret teklifine karşı 5500 lira net ücret talebiyle iş bıraktı. Adapak karton bardak fabrikasında, patronunun primler dahil 4800 lira aylık teklif etmesi üzerine üç vardiyanın tamamı iş bıraktı. 100 kişilik fabrikada şu an üretim durmuş durumda. işçiler, 5500 lira net aylık artı 300 lira devam primi istediklerini söyledi.