Belediyelerde sözleşmeler yeni arayışların habercisi mi?

Atışkan Alçı işçileri daha iyi ücret ve çalışma koşulları için grevde

Toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine Atışkan Alçı fabrikası işçileri greve çıktı. Eskişehir'de kurulu olan fabrikada Kristal-İş sendikası yetkili. Sendika işyeri temsilcisi, taleplerinin çok makul seviyelerde olduğunu ancak bu taleplerin karşılanmasına patronun yanaşmadığını belirtti.  5 yıldır Atışkan Alçı işçisi olan Ali ise asgari ücret düzeyinde olan ücretlerinin emeklerinin karşılığı olmadığını, sosyal haklarının olmadığını, çalışma koşullarının kötü olduğunu ve bu sebeple sendikalaştığını anlattı. Ali, sonuna kadar gideceklerini, birlik ve beraberliklerini tüm haklarını alana kadar koruyacaklarını belirtti. İşçilerden Ersin ise şunları anlattı: “Çoğu bölümlerde her zaman eksik elemanlarla çalışıyorduk. Gerek pandeminin getirdiği zorluklar, gerek ekonomik zorluklara rağmen biz işçiler olarak özveriyle çalıştık. Grev gününe kadar hepimiz alnımızın akıyla işimizi yaptık. Bunun karşılığında da afakî şeyler istemedik. Sadece ailemizle insanca yaşamak istedik. Çocuklarımıza güzel bir gelecek sağlamak istedik. Bu ağır ekonomik koşullar altında biraz daha insan onuruna yakışır şekilde yaşamak istedik.  Bizim istediğimiz ücretler halen açlık sınırının bile altında. Bu ücretlerle devam edilemeyeceği, bu çığın geleceği zaten belliydi. Biz asla vazgeçmeyeceğiz, kimse çözülme falan beklemesin. Kendileri bilirler, bundan sonra mühür de bizde, Süleyman da biziz.” Grevin beşinci gününde Ford Otosan ve Hisarlar fabrikasında çalışan işçiler, grevdeki işçilere dayanışma ziyaretinde bulundu. Ziyaret sırasında işçiler sık sık "Yaşasın sınıf dayanışması", "İş, ekmek yoksa barış da yok", "Direne direne kazanacağız" gibi sloganlar attı.

Hendek'teki iş cinayetinde yaşamını yitiren işçiler anıldı

Sakarya Hendek’te, Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda iki yıl önce, 3 Temmuz 2020’de meydana gelen patlamada yaşamını yitiren yedi işçi, bugün fabrika sahasında yakınları tarafından anıldı. Anmada önce, Gezi davasında tutuklanan avukat Can Atalay’ın cezaevinden gönderdiği mesajı okundu. Atalay avukat Elif Sıla Işık tarafından okunan mesajında şunları söyledi: “Kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin. Türkiye kapitalizminin en ucuz maliyet kalemi, işçi canı olmasın. Türkiye’de adaletin dili, ekmeğiyle geçinen insanın hakkı söz konusu olduğunda lal olmasın. Hendek’te göz göre göre ölüme gönderilen yedi işçi kardeşimizin adı; ailelerin adalet mücadelesi, memleketin geleceğine yazılıdır. Adalet istiyoruz. Sosyal adalet istiyoruz. Adalet için sosyal adalet.” Daha sonra, patlamada yakınlarını yitiren aileler konuşmalar yaptı. Patlamada ölen Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz şöyle konuştu: “Ben kısaca o güne götüreceğim sizi. O günden önce bu fabrikaya 2004-2005’te ruhsat verilmiş. Usulsüzce bir ruhsat verilmiş. Biz, bilirkişi raporlarından okuduk. Bu fabrika dört defa denetleniyor, senede. 15 yılı 4 ile çarptığım zaman, 60 denetleme eder. 60 kerede bir kere bu usulsüzlüğü görmeyen denetçiler, denetleme usule uygun yapılmıyor. İkincisi, sanıkların ifadelerinde var. “Ankara’dan gelecek denetçiler, bir hafta önce bizi arıyordu, İzmit’e araç gönderiyorduk, denetçileri getiriyorduk, yediriyorduk, içiriyorduk, gönderiyorduk.” İtiraf. Burası hiçbir şekilde denetlenmemiş. Avukat Gülşen Uzuner, şöyle konuştu: "Biz istiyoruz ki başka işçiler ölmesin. Çünkü biz sermayemizden hayatımızı kazanmıyoruz. Biz, bütün dünyayı kuran emekçileriz. Biz hayatımızı böyle kazanıyoruz ve biz fabrika köşelerinde ölmek istemiyoruz. Bir işkenceye dönüşen yargılama pratiklerinde biz bu canlarımızı daha fazla üzmek istemiyoruz. Türkiye’de haklı olmak yetmiyor kazanmaya, uğraşmak gerekiyor. Bütün acılarımız gömüp, onlarla uğraşarak, biz bunların hesabını soracağız demek gerekiyor. Bu katliamda kimin gram sorumlusu varsa biz sonuna kadar duracağız. Buradayız. Hiçbir yere gitmeyeceğiz.”

'TÜİK gerçekleri açıkla, ekmeğimizle oynama!"

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ankara'da TÜİK'i protesto etti.  Özveren Parkı'nda yapılan basın açıklamasını DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu okudu. DİSK'in açıklaması:

Milyonlarca işçi yine açlığa mahkum edildi

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 6 bin 391 TL’ye çıkmışken, Erdoğan yönetimi asgari ücreti net 5 bin 500 olarak belirledi. Yüzde 30 oranında artış, enflasyonun altında kaldı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçi tarafını temsil eden Türk-İş, asgari ücretin en az açlık sınırına çıkarılmasını talep ediyordu. Fakat patronları temsil eden TİSK'in ve onların çıkarlarını savunan iktidarın istediği oldu. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (Türk-İş), 2022 Haziran'ındaki açlık ve yoksulluk sınırı verileri, yüksek enflasyon karşısında düşük ücretlerin yarattığı sosyal yıkımı ortaya koymuştu. Türk-İş araştırmasına göre: Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı Haziran'da 6 bin 391 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 20 bin 818 TL’ye yükseldi. Mutfak enflasyonundaki artış aylık yüzde 6,2; son 12 aylık artış da yüzde 117,3 olarak gerçekleşti. Açlık sınırı asgari ücretin yüzde 50,3, yoksulluk sınırı ise asgari ücretin yüzde 389,5 oranında üzerinde yer alıyor. Yoksulluk sınırı ilk kez 20 bin TL’yi aşmış oldu. Gıda fiyatları ise haziranda yıllık yüzde 117,3 arttı. Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 8 bin 313 liraya çıktı. Yani 1 işçi 2 asgari ücret almalı.

Açlık sınırı 6 bin 391 TL, yoksulluk sınırı 20 bin 818 TL oldu

Yüksek enflasyon karşısında düşük ücret dayatması, milyonlarca emekçi için hayatı çekilmez hale getiriyor. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (Türk-İş), 2022 Haziran'ındaki açlık ve yoksulluk sınırı verileri, sermaye yanlısı politikaların yarattığı sosyal yıkımı ortaya koydu. Türk-İş araştırmasına göre: Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı Haziran'da 6 bin 391 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 20 bin 818 TL’ye yükseldi. Mutfak enflasyonundaki artış aylık yüzde 6,2; son 12 aylık artış da yüzde 117,3 olarak gerçekleşti. Açlık sınırı asgari ücretin yüzde 50,3, yoksulluk sınırı ise asgari ücretin yüzde 389,5 oranında üzerinde yer alıyor. Yoksulluk sınırı ilk kez 20 bin TL’yi aşmış oldu. Gıda fiyatları ise haziranda yıllık yüzde 117,3 arttı. Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 8 bin 313 liraya çıktı. Yani 1 işçi 2 asgari ücret almalı.

Eğitim Sen dava açtı

KESK'e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’ne dava açtı. Sendikanın duyurusu: 03.06.2022 tarih 31855 sayılı Resmi Gazate’de “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayımlanmıştır. 5649 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yapılmasına Dair Yönetmelik Anayasaya, yasalara, yargı kararlarına, yönetimin bütün işlem ve eylemlerinin genel amacını oluşturan kamu yararı ilkesine aykırı olduğu gibi, Yönetmeliğin yasal dayanağını oluşturan ve 07.04.2021 tarih ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’nun 12. maddesi Anayasaya ve Anayasanın 90. maddesi uyarınca yasalardan önce uygulanacak olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelere açıkça aykırılık oluşturduğundan yasa hükümlerinin somut norm denetimine tabi tutulması için yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verilmesi istemlerini içeren dava Sendikamız tarafından açılmıştır. “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yapılmasına Dair Yönetmelik”in; “Dayanak” başlıklı 3. maddesi, “Güvenlik Soruşturması” başlıklı 8. maddesinin (c) bendindeki “Terör örgütleri veya suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibat ve iltisak içinde olup olmadığının….” ibaresi, “Hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacaklar” başlıklı 9. maddesinin (ğ) bendindeki “Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışacak öğretmenler” ibaresi, “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapacak birimler” başlıklı 10. maddesi ile “Değerlendirme Komisyonu” başlıklı 12. maddesi dava konusu edilmiş, ayrıca Yönetmeliğin yasal dayanağını oluşturan ve 07.04.2021 tarih ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’nun 12. maddesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.  

Asgari ücret net 10 bin lira olmalı

Erdoğan yönetimi, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 29 Haziran Çarşamba günü toplanmasına karar verdi. Yılbaşında 4 bin 250 lira olarak belirlenen asgari ücretin alım gücü yarı yarıya eridi. Yılbaşındaki alım gücüne ulaşabilmesi için asgari ücretin en az 10 bin lira olması gerekiyor.  İktidar, şimdiye kadar sendikalardan ve siyasi partilerden gelen, “asgari ücret artırılsın” önerilerine kulaklarını tıkıyordu. Asgari ücretin artırılması için en son HDP’nin meclise verdiği önerge AKP-MHP oyları ile reddedildi.  İşçilerin tabandan gelen baskıları sonucu, sendikalar asgari ücretin artırılması için hükümete daha fazla baskı yapmaya başladı. Erdoğan yönetimi bu taleplere daha fazla direnemedi.  Komisyondan işçilerin lehine bir karar çıkması için, sendikaların asgari ücretin artırılması, en az 10 bin lira olması taleplerini ara vermeden seslendirmesi gerekiyor.

Halkın ekonomi yönetimine güveni azaldı

İktidara güvensizlik, doğrudan iktidar kontrolündeki TÜİK ve Merkez Bankası tarafından yapılan anketlere de yansıdı. Tüketici Güven Endeksi verileri, hesaplanmaya başlandığından bu yana tarihsel olarak en dip seviyeye indi. Haziran ayı endeksi Mayısa göre yüzde 6,2 azalarak 63,4’e inerken, gelecek 12 aya ilişkin maddi durum beklentisi yüzde 10 düşüşle 59,9 puana geriledi. Mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi de yüzde 8,1 gerileyerek 48,5 puandan 44,5 puana indi.

Smart Solar direnişinde kazanım var

Sendika temsilcisinin işten atılmasını protesto eden 300 işçi kendilerini fabrikaya kapatmıştı. İşçilerin kolektif direnişi sonucu atılan işçi geri alındı. Gebze'de kurulu güneş panelleri üreten fabrikada Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlenmesi, patronun baskısıyla karşılaşmıştı. Sendikanın işyeri temsilcisinin işten atılması, işçiler için bardağı taşıran son damla oldu. "Sadaka değil toplu sözleşme" sloganıyla iş bırakan Smart Solar çalışanları, atılan işçinin geri alınması talebiyle direnişe geçti.  İşçilerin üretimden gelen güçlerini kullanması hemen sonuç verdi. Atılan işçi geri alındı. Bu karar karşısındaq direniş sona erdi. Patron ise davalık olduğu sendikayı tanımayı hala reddediyor. Birleşik Metal-İş işçilerle bir toplantı düzenleyecek, bundan sonra fabrikada atılacak adımlara karar verilecek.

Geri 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 İleri

Bültene kayıt ol