Belediyelerde sözleşmeler yeni arayışların habercisi mi?

İşten atılan İBB çalışanları mücadelede

Aralarında KHK ile görevden alınan akademisyenlerin de bulunduğu İBB çalışanları CHP’nin de AKP gibi kendilerini damgalayarak işten attığını söyledi. Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediye binası önünde toplanan İBB çalışanlarına sendikalar ve siyasi partiler destek verdi. Saraçhane parkındaki basın açıklamasını Fatma Gül Eryıldız Şenyılmaz okudu.  Haksız bir biçimde işten atıldıklarını anlatan Şenyılmaz, “Yakın zamanda güvenlik soruşturmaları bahane edilerek pek çok İBB çalışanı yasal hakları da gasp edilerek işten çıkarıldı. İçişleri Bakanının spekülatif açıklamalarıyla başlayan cadı avı, masumiyet karinesi gibi hukukun en temel ilkelerinin çiğnendiği korkunç bir boyut kazandı,” dedi.

PTT taşeron işçileri iş durdurdu

PTT işçileri, düşük maaşı taahhüt eden sözleşmeye imza atmaya mecbur bırakıldıkları ve mobbing uygulandığı gerekçesiyle toplu halde iş bırakma eylemi başlattı.  Başta İstanbul, Bursa, Kocaeli, Elazığ, Tunceli, Batman ve Çanakkale olmak üzere birçok ilde iş bırakan işçiler, sözleşme kendi talepleri doğrultusunda yapılana kadar eylemlerini sürdüreceğini açıkladı. PTT A.Ş. bünyesinde toplama ve dağıtım şirketinde çalışan, birçok özel firmaya bağlı 14 bin taşeron işçisi yeni sözleşme döneminde PTT ve taşeron firmaların gönderdiği sözleşmede haklarının geriye götürüldüğünü belirtti. Enflasyon karşısında geçinemeyecek duruma gelen işçiler, düşük maaşı taahhüt eden sözleşmeyi imzalamayı reddederek iş durdurma eylemine başladı. Başta İstanbul, Bursa, Kocaeli, Elazığ, Tunceli, Batman ve Çanakkale olmak üzere birçok ilde iş bırakan binlerce işçi, sözleşme kendi talepleri doğrultusunda yapılana kadar eylemlerini sürdüreceğini açıkladı. Çalışanların üye olduğu PTT-Sen, TÜİK enflasyonunun Haziranda yüzde 79 olarak açıklanmasına rağmen, işçilere verilecek zammın yüzde 30-40 olmasına tepki gösterdi. Ücretlerin, asgari ücretin en fazla yüzde 10 üstüne çıkacak olması işçilerin de tepkisini çekti. Geçmiş sözleşme dönemlerinde işçi ücretleri asgari ücretin en az yüzde 30-40 üzerinde belirlenmekteydi.

İBB'nin işten attığı işçiler süresiz oturma eylemine başladı

İşten atılan İBB çalışanları Saraçhane'de eylem yaptı. Aralarında KHK ile görevden alınan akademisyenlerin de bulunduğu İBB çalışanları CHP'nin de AKP gibi kendilerini damgalayarak işten attığını söyledi.

Sınıf mücadelesinde yeni bir dönem başlıyor: İngiltere'de on binler grevde

Ve on binler, yüz binlere dönüşmek üzere... İngiltere’nin dört bir yanında on binlerce demiryolu işçisi greve gitti. İletişim İşçileri Sendikası'nda (CWU) örgütlü telekom işçileri bir ulusal greve hazırlanılırken başlayan demiryolları grevine şimdi telekom ve sağlık işçileri de destek veriyor. Büyüyen sınıf mücadelesi dalgasının başlangıcına işaret eden geçen ayki üç günlük grevin ardından gerçekleşen büyük greve sendika aktivistleri de katıldı. Sınıf mücadelesinde önemli bir değişim yaşanıyor. Sayılarının 80 binden fazla olduğu bildirilen demiryolu ve telekom işçilerine, 115 bin kişilik Royal Mail işçileri de katılmayı planlıyor. Ve itfaiyeciler de kendilerine önerilen düşük zam oranlarını kabul etmeyip mücadeleye hazır olduklarını bildirdiler. Tüm gözler işçilerde Demiryolu sistemini felç etmeleri beklendiği için şimdi tüm gözler greve giden işçilerde. Hayat pahalılığı karşısında giderek eriyen işçi ücretleri ve haksız işten çıkarmalara karşı direnen işçiler "Artık yoksul olmayı reddediyoruz" pankartları taşıyor.. RMT’ye (Demiryolu, Denizcilik ve Taşımacılık Sendikası) bağlı 40 bin demiryolu işçisinin öncülük ettiği büyük grevde işçiler bu mücadeleyi tüm işçi sınıfı adına verdiklerini, kazanımlarıyla herkesi cesaretlendireceklerini ifade ediyor. RMT genel sekreteri Mick Lynch, işçilerin “iyi bir ücret artışı, iş güvenliği ve düzgün çalışma koşulları için her zamankinden daha kararlı” olduğunu söyledi. RMT Doğu Londra başkanı Wale Agunbiade ise önceki grevlerin işçilerin güvenini artırdığını belirtti; “Artık herkes bir sendikaya bağlı olmak gerektiğine emin oldu. Ve üye sayımız artıp duruyor.” İşçiler, Network Rail patronlarının 13 Temmuz'da yaptıkları, Ocak ayına kadar geriye dönük yüzde 4 ve gelecek yıl için de yüzde 2 olarak belirlenen artışı kabul etmedi. Güney Londra'daki Waterloo istasyonundan bir demiryolu grevcisi, Socialist Worker'a şunları aktardı; “Bütçeleri var var ama hissedarlara gidiyor, işçilere değil. Buna rağmen daha fazla sorumluluk üstlenmemizi ve daha çok çalışmamızı istiyorlar. Şimdi bir de bilet gişelerini kapatacakları için bazı üyelerimiz işlerini kaybedecek.” Londra'nın merkezindeki King's Cross istasyonundan grevci George ise "Her işçi, şu anda yapmakta olduğumuz şeyin, örgütlü olsaydı işyerlerinde yapabilecekleri bir şey olduğunu kavramaya başladı,” dedi. Sendika temsilcileri, sokakta mücadelenin büyümesinden iyice korkmaya başlayan British Telekom (BT) yöneticilerinin her işçiyi tek tek arayıp grev yapmayı planlayıp planlamadıklarını sorduğunu bildiriyor. Fakat işçiler korkmuyor, bilakis bu gözdağı verme çabalarına, mücadeleyi daha da büyütmeye niyetli olduklarını göstererek yanıt veriyor.  

Soma’da işçilerin özelleştirme karşıtı direnişi sürüyor

Soma’da Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) bağlı Soma Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ) bünyesindeki Eynez açık ocağının bir bölümünün Yeni Anadolu şirketine devrine karşı işçilerin direnişi devam ediyor. Ocak bölgesinde nöbet eylemi, Kırkağaç girişinde ise çadır nöbeti yapılıyor. Soma maden işçilerinin özelleştirmeye karşı süren direnişlerine destekler de artıyor. Dün KESK’e bağlı Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası  (ESM) Soma Şubesi yöneticileri Soma maden işçilerini Kırkağaç’taki girişindeki çadır nöbet alanına destek ziyaretinde bulundu. Ziyarette ESM Merkez Yürütme Kurulunun yaptığı açıklama okundu. Açıklamada, “Bunun adı özelleştirme değil özelleştirme adı altında yapılan yağma ve talandır. Soma’da rödevans usulü çalışma yöntemi ile yeraltı üretiminden tamamen çekilen TKİ, elinde kalan ve üretime hazır milyonlarca ton rezerv bulunan açık ocakları da özel sektörün kullanımına açmak istemektedir” denildi. Başta enerji olmak üzere yapılan tüm özelleştirmelerin işsizliği, yoksulluğu daha da arttırdığını belirtilen açıklamada, Soma’daki gibi bir benzeri özelleştirmenin de Kütahya-Seyitömer’de yaşandığı hatırlatıldı. ESM, “Kamu tarafından işletilen sahalarda yaratılan istihdam, iş güvencesi ve güvenli çalışma ortamının devam ettirilmesi gerekmektedir. Özelleştirmenin ağır ve acı sonuçlarını yaşadığımız iş kazalarında defalarca gördük. Soma açık ocağında çalışan, özelleştirmeye karşı direnişe geçen maden işçilerinin onurlu direnişini selamlıyoruz. Enerji en temel insani hakların başında gelmektedir. Ülkede yaşanan ağır enflasyon ve hayat pahalılığı enerji maliyetlerini kat be kat arttırmıştır. Ucuz, güvenilebilir ve temiz enerji için tüm özelleştirme politikalarından vazgeçilmeli, şirketlere peşkeş çekilen kömür ocakları, termik santraller, elektrik dağıtım kurumları acilen kamulaştırılmalıdır. Özelleştirme adı altında yapılan yağma ve talan politikasına son verilsin” ifadelerine yer verdi. Ayrıca Soma sanayi esnafı da işçileri ziyaret ederek haklı mücadelelerinin sonuna kadar yanlarında olduklarını özelleştirmenin sadece işçileri değil tüm Soma halkını etkileyeceğini belirtti.  

Diyanet'ten 'hayat pahalılığı' fetvası: Fiyatları tayin eden Allah'tır

TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı yüzde 80’e, gerçek enflasyon yüzde 180’e dayanırken, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” fetvası yayınladı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini konulardaki en yüksek karar ve danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun, fiyat artışlarının yaşandığı süreçte, “Ticarette kâr haddi var mı?” sorusuna verdiği yanıtta “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” hadisine işaret etmesi dikkati çekti. Din İşleri Yüksek Kurulu 20 Temmuz’da paylaştığı fetvada “İslam dininin, alım satım akitlerinde kesin bir kâr haddi koymadığı, bunu piyasa şartlarına bıraktığı” belirtildi. Diyanet her konuda iktidarın payandası oluyor Diyanet’in açıklaması, siyasi iktidarın kötü ekonomi yönetimini gizlemeyi amaçlıyor. İktidar, uyguladığı ekonomi politikaları ile sürekli fakirlerden alıp zenginlere veriyor. Fiyatlar sürekli artarken ücretlerdeki artışın çok cüzi kalması bunu gösteriyor. Bugün gerçek enflasyon yıllık yüzde 180, ücretlerde son bir yıldaki ortalama artış yüzde 40 civarında. Son bir yılda, her bir işçinin, memurun cebinden en az 30 bin lira alındı ve zenginlere verildi. Diyanet tüm bu olumsuzluklara dini bir kılıf bulmaya çalışıyor. Hiçbir din, devlet eliyle yoksulun parasının zengine aktarılmasını makul gösteremez. Diyanet, bundan önce yayınladığı çeşitli ayrımcı, bölücü fetvalarına bir yenisini eklemiş oldu. Diyanet’in kapatılması gerekir.

Dokuz yılda en az 556, AKP’li yıllarda en az 811 çocuk çalışırken hayatını kaybetti

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre, her ay 5-6 çocuk çalışırken ölüyor.

Soma maden işçilerinin özelleştirmeye karşı direnişi devam ediyor

Soma’da Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) bağlı Soma Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ) bünyesindeki Eynez açık ocağının bir bölümünün özel şirkete (Yeni Anadolu) devrine karşı işçiler direnişe devam ediyor. Kırkağaç’ta çadır, sahada nöbet Ankara’ya yürüyüş yapmak isteyen işçiler 2 gündür jandarma tarafından Kırkağaç’ta bekletiliyor. Yolları jandarma tarafından kesilen işçiler özelleştirme iptal edilene kadar burada çadır kurdular. Kırkağaç’ta çadır nöbetini sürdüren işçiler, Yeni Anadolu şirketinin maden sahasına makina ve kamyon çıkarma ihtimaline karşı sahada nöbet usulü eylemlerini de sürdürüyor. Mücadelelerinde kararlı olduklarını belirten işçiler Twitter’da da "#somadaözelleştirmeyehayır" etiketiyle direnişlerine destek bekliyor. İşçiler, “Hükümetin uyguladığı haksız politikalara karşı buradayız. Biz 17 yıllık emeğimizin karşılığını almak üzereyken, siz almayın dediler. İşimiz hakkımız olanı almak, işimizin devamını sağlamak. Bizim derdimiz bu” diye konuşuyorlar. Maden-İş Soma Şube Başkan Yardımcısı Selçuk Metin “Elimizde kalan, kaliteli kömür yatakları bakımından bir Eynez yer üstü ocağımız var. 17 yıldır üstünü açıp şu an ilk 6 ay içinde bile 1 milyon 400 bin ton kömür verdiğimiz sahamız. Bir kısmı üstü açık olduğu halde birilerine peşkeş çekilmeye çalışılıyor. Biz buna karşı çıkıyoruz. Ekmeğimize, geleceğimize sahip çıkıyoruz” dedi. 

Koç Üniversitesi işçileri: Haklarımızı istediğimiz için baskı gördük

Bayram ikramiyesi ve sosyal haklar talebiyle topladıkları imzalar sonrası görev yerleri değiştirilen Koç Üniversitesi işçileri, eylemlerini sürdürüyor.

Geri 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 İleri

Bültene kayıt ol