Mersin Akkuyu Nükleer santral şantiyesinde Aydıner inşaat firmasında çalışan işçiler, ücretlere yeterli oranda zam yapılmadığı için iş bıraktı.
İşçiler yüzde 45 zam isterken taşeron şirketin patronu yüzde 27 önerdi. Bunu kabul etmeyen işçiler üretimi durdurdu.
Samsun’da İngiliz şirket British American Tobacco’ya (BAT) bağlı sigara fabrikasında, 9 işçi yöneticilerin sözlü bildirimiyle işten çıkarıldı. İşten çıkarılan işçiler işe iade talebiyle direniş başlattı.
Tekgıda-İş üyesi işçilere işten çıkarılma gerekçelerinin performans yetersizliği olduğu söylenirken, yazılı bir tebligatta bulunulmadı. İşçiler, işten çıkarıldıklarına ilişkin yasal evrakların hukuka uygun haliyle kendilerine teslim edilene kadar fabrikayı terk etmeyeceklerini duyururken, asıl gerekçenin çalışma koşullarının düzeltilmesi ve maaşlara zam yapılması konusundaki talepleriyle ilgili olduğunu ifade etti. Çoğunluğu aynı şirkette uzun yıllardır çalışan işçiler, işe iade talepleriyle başlattıkları direnişi kazanım sağlayana kadar sürdüreceklerini, geri adım atmayacaklarını belirtti.
Direnen işçiler adına açıklama yapan Murat Sözen, “Aramızda 10 yıldır, 15 yıldır bu fabrikaya emek veren, ter döken arkadaşlarımız var. Ben 14 yılımı verdim. Burada mesai arkadaşlarımızla kardeşleştik, aile gibi olduk. Birlikte ter döktük, birlikte emek verdik. Son 5 senedir, performans sistemi denilen ve sadece işçileri baskı altına almaya yarayan bir uygulamayla karşı karşıyaydık. Biz buna karşı haklarımızı savunduğumuz bir birliktelik yarattık ve gayet samimi bir biçimde idari kadroya taleplerimizi ilettik. İşimizi aksatmadık, çalışmayı zora sokacak hiçbir şey yapmadık. Tek istediğimiz daha insani çalışma koşulları ve yaşayabileceğimiz, nefes alabileceğimiz bir maaştı. Bize çok görüldü ve hukuksuzca işten çıkarıldık. Üyesi olduğumuz sendika da yaşadıklarımıza karşı sessiz kalmayı tercih etti. Bizim tek derdimiz çocuklarımızın geleceğini korumak. Evimize boynumuz dik, alın terimizle ekmek götürebilmek. İşimize iade edilmek istiyoruz. Hakkımız olanı istiyoruz” dedi.
TEKEL’e bağlı Ballıca Sigara fabrikası 2011 yılında özelleştirilerek İngiliz şirket British American Tobacco’ya devredilmiş, 120 işçi işten atılmıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gerçekleştireceği Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin yeni hizmet binasının açılışı öncesi belediye işçileri, 'ek zam' eylemi yaptı.
Belediyenin çeşitli birimlerinde çalışan DİSK üyesi yaklaşık 600 işçi daha önce düşük ücret nedeniyle 2 kez eylem yapıp, ek zam talebinde bulunmuştu. Ek zam taleplerinden sonuç alamayan işçiler, Kılıçdaroğlu'nun açılışını yapacağı belediyenin yeni hizmet binası yakınlarında bir kez daha toplandı.
DİSK Tekirdağ Şube Sekreteri Burak Ersin, tüm üyeler için ek zam talebinde bulunduklarını söyledi. Ersin, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi işçileri olarak asgari ücret seviyesindeki ücretlerle artık geçinemediklerini ifade ederek, "Bu hayat pahalılığı karşısında eriyip giden alım gücünün telafisini istiyoruz. Bu amaçla Türkiye'de sağduyu sahibi pek çok Belediye Başkanının yaptığı gibi sizden ek protokolle ara zam istiyoruz" diye konuştu.
Emeklerinin hakkını istediklerini vurgulayan Ersin, şunları kaydetti:
"Buradan Belediye Başkanımız Kadir Albayrak'a bir kez daha sesleniyoruz; bizlere gerçekçi, samimi ve günün şartlarına uygun bir ek zam teklifinizi derhal yapınız. Aksi halde bizlerin sesini duymaz, haklı feryadımıza kulaklarınızı tıkamaya devam ederseniz bu eylemlerimiz artarak devam edecektir. Önümüzdeki süreçte üyelerimizle birlikte alacağımız kararları kamuoyuyla paylaşacağız."
Ek zam talebini yineleyen işçiler, belediye binasına doğru yürüyüşe geçti. Polis kontrol noktasından geçirildikten sonra açılışın yapılacağı alanın arka bölümüne alınan işçiler, “geçinemiyoruz” dediler.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Öğretmen Meslek Kanunu’nun iptal edilmesi talebiyle basın açıklamaları yaptı. Öğretmenler 81 ilde öğretmen meslek kanunu adı altındaki uzmanlık yasasına karşı sokaklara çıktı.
İstanbul’da Kadıköy Süreyya Operası önünde yapılan basın açıklamasını, Eğitim-sen 3 no.lu şubeden Ayfer Koçak okudu. Koçak konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Öğretmen meslek kanunu adı altında öğretmen düşmanlığı karşımıza çıktı. 4 yıl önce getirdiler. Öğretmenler birbiriyle kavga etmez, yarışmaz dedik. Verdiğimiz mücadeleyle geri adım attırdık. Ama performans adı altında aynı politikaları uyguladılar. Bize 2 yıldır öğretmen meslek kanunu adı altında performans dayatılıyor.
Ücretli öğretmenler çok zor durumda
Barınma sorunumuz, ücretli öğretmenlik sorunumuz var. Ücretli öğretmenler, asgari ücretin altında ücretlerle çalıştırılıyorlar, ortalama 3500 TL alıyorlar. Öğretmen meslek kanunu, bize kariyer basamakları getirirken, bize değer verdiklerini iddia ettiler. Ama biz bunun öğretmenlere karşı olduğunu söyledik.
Eğitim bakanı “çıktıyla değil öğretmen ile uğraşacağız” dedi. “Başarısızlıkta öğretmenin de payına odaklanacağız” dedi. Öğretmenlerin alanlarındaki uzmanlığını tartışan bu zihniyet, benzer şeyleri sağlıkta yaşatıyor. Performans sistemi, sağlıkta şiddeti artırıyor. Artan şiddet nedeni ile sağlıkçılara güvenlikçi politikalar öneriliyor.
Benzer süreçler eğitim de de yaşanacaktır. Bu politika öğrenci ve öğretmenleri karşı karşıya getirir. Bugün sağlık çalışanlarına yapılan saldırılar, yarın öğretmenlere yapılacaktır. Öğretmenlerin uzmanlığı 3 kişilik komisyonun eline bırakılamaz. Bizim böyle bir gündemimiz yok.”
Ayfer Koçak, yasaya karşı tüm eğitim çalışanlarını yan yana mücadeleye çağırdı.
Basın açıklamasında “Kariyer değil, insanca yaşam istiyoruz”, “AKP elini öğretmenden çek” sloganları atıldı. “Öğretmen meslek kanunu iptal edilsin. Ücretli öğretmenlik, kölelik sistemidir. Barınma sorunumuz giderilsin. Atanamayan 600 bin öğretmen atansın. İnsanca ücret verilsin. Eşit işe eşit ücret” talepleri dile getirildi.
Basın açıklamasına Antikapitalist Çalışanlar da katılım sağladı.
ÖMK'ya, eşitsizliğe, hukuksuzluğa, yok sayılmaya karşı Eğitim Sen Şubeleri 18 Ağustos'ta alanlarda olacak.
“Tüm eğitim ve bilim emekçilerini, sesimizi birlikte çoğaltmak için bir olmaya, bir arada olmaya çağırıyoruz!”
Taşeron Belediye İşçileri Birliği (T.A.B.İ.B.) İstanbul Beşiktaş'ta eylem yaparak yaşadıkları büyük sorunları ve taleplerini duyurdu.
İşçiler, kadrolu çalışma, insanca ücret ve haklarını isteyen pankartlar, dövizler açtı. Sadece belediyelerin tutumunu ve CHP'nin bir kurultayda karar aldığı politikasına rağmen yapılan işçi karşıtı uygulamaları değil, kendilerini savunmayan sendikaları da eleştirdiler.
Eylemde "Birleşen işçiler yenilmez", "Direne direne kazanacağız" ve "Kahrolsun sendika ağaları" sloganları atıldı. DSİP üyeleri de eyleme katılarak işçilere destek verdi.
T.A.B.İ.B. açıklamasının tam metni:
T.A.B.İ.B. nedir, biz kimiz?
Taşeron Belediye İşçileri Birliği, belediye şirket işçilerinin tabandan doğan öz örgütlenmesidir. Sendikası veya siyasi kimliği fark etmeksizin Türkiye’nin dört bir yanındaki belediyelerde çalışan belediye işçilerinin deneyimlerini paylaştığı ortak bir zemindir. Lideri yoktur, herkes eşit söz hakkına sahiptir. Bizi ortaklaştıran, işçi sınıfı olmamız, ücret karşılığında kamuda hizmet üreten insanlar olmamızdır.
Sebep, sendika ve siyasi partilerin suskunluğu
Türkiye’de milyonlarca insanın sorunu olan taşeron işçilik kamu hizmetinde de yıllardır kanayan bir yara. 2017’de TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK’in de katılımıyla CHP Emek Büroları tarafından düzenlenen Taşeron İşçilik Çalıştayı’nda taşeronluğun çalışma yaşamını kuralsızlaştıran modern bir kölelik düzeni olduğu kabul edilmişti. Bu süre zarfında taşeron işçiler olarak örgütlenmemiz ve Toplu İş Sözleşmesi yapmamızın yolu açılmış olsa da kadrolu işçilerin yararlandığı haklardan hâlâ yararlanamıyoruz.
Biz, 2018 yılında çıkan ve taşeronluğu bitireceğini vaat eden 696 sayılı KHK ile belediye işçi kadrolarına geçirilmeyi beklerken belediye şirketlerine geçirilen ve geçiş sırasında kazanılmış haklarının da gasp edilmesiyle ağır mağduriyet yaşamış yüz binlerce işçiyiz. Hiçbir sendika, hiçbir siyasi parti işçinin derdini dert edinmediği, derdimize merhem olmadığı için kendi sesimizi kendimiz duyurmak amacıyla örgütlendik.
İtirazımız ayrımcılığa, sömürüye ve bunlar üzerinden gemisini yürütenlere
Bugün belediyelerde çok az sayıda işçi kadro sahibiyken yüz binlercemiz yine taşeron olarak, yani kadrosuz çalışmaya mahkûm edildik. Çoğu zaman daha ağır işler yaptığımız halde çok daha az kazanıyor, aynı haklardan yararlanamıyoruz. Bunun adı, işçiyi bölmektir. Birleşik bir emek cephesi olarak bizim buna itirazımız var.
Şahsi çıkarlarını işçi sınıfının çıkarlarına üstün tutan ve çürümüş koltuklarında işçi aidatlarıyla semiren fakat greve çıktığımızda grev fonu yok demekten utanmayan, işçinin üç katı maaş alan sendikacılara itirazımız var. Kendi teşkilatı, kendi partisinin şube yönetimini ele geçirip kendi küçük iktidar alanını kurmaktan başka vizyonu olmayan, o küçücük iktidarı korumak için de aslan kesilen, ses çıkarıp itiraz eden temsilcileri tasfiye edip yerine kayyım atamaktan çekinmeyen sendika yöneticilerine boyun eğmeyi reddediyoruz.
Talebimiz insanca yaşama ve çalışma koşulları
T.A.B.İ.B. olarak biz, çoğulcu bir işçi demokrasisinden yanayız. Seçimden seçime oy kullanmak değil, işyeri komiteleri vasıtasıyla tüm aşamalarda eşit söz ve karar hakkına sahip olmak istiyoruz. Kapitalizm-patriyarka ittifakından, her alanda ayrımcılıktan beslenen emek sömürüsüne tahammülümüz kalmadı. Köhne sendika tüzüklerini değiştireceğiz. Kapalı kapılar ardında, işçinin onay vermediği toplu iş sözleşmeleri imzalanmasına izin vermeyeceğiz. Toplu iş sözleşmesi müzakerelerinin herkese açık yapılmasını ve canlı yayınlanmasını istiyoruz. İşçi sınıfından saklayacak bir şeyi olan kimse o masaya oturmayacak. Sendikaların itibarını lekeleyen, eleştiri hakkını kullanan işçiler değil, şeffaflıktan uzak sendikaların, işçisi hesap sorduğunda hesap verememesidir.
Kimse hesap vermediği, veremediği için bu ekonomik krizin faturasını biz ödemeyeceğiz. Her geçen gün ağırlaşan yoksulluk, dayatılan adaletsiz istihdam koşullarını daha da net ortaya çıkardı. Bıçak kemiğe dayandı. Geçinemiyoruz ve tahammülümüz kalmadı.
Kamuda çalışan taşeron işçiler işçi olarak kadrolu istihdam edilmeli, bu uygulama özel sektöre de emsal teşkil etmelidir. Kamu hizmeti piyasanın işleyişine terk edilemez. Taleplerimiz net. İnsanca yaşama ve çalışma koşullarına sahip olmak istiyoruz ve bunu ayrımsız, kayıtsız, şartsız her işçi için istiyoruz. Haftalık 40 saat çalışma, 52 günlük tediye, 6 ayda bir güncellenecek gerçek enflasyon oranında zam, zorunlu emekliliğin kaldırılması, gerçek kadrolu istihdam ve tüm sendikalarda gerçek temsil, eşit temsil haklarımızı talep ediyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında kamu hizmeti üreten yüz binlerce işçinin sözüdür bu!
İstanbul Ataşehir'de Halkbank Plazası'nı inşa eden ana şirket, işçilerine ücretlerini ödemiyor ve haklarını vermiyor. Bu durumu Emlak Konut GYO önünde protesto eden İnşaat-İş sendikası üyeleri zor kullanılarak gözaltına alındı.
YDA Group bağlı Finans Merkezi Şantiyesi’nde çalışan işçiler ihbar ve kıdem tazminatları, 45 saat üzeri mesaileri ve hafta ile bayram tatilleri için direnişe geçmişti.
E-5 yolu üzerinde bulunan şirkete “Gemileri yaktık geri dönüş yok” sloganıyla yürüyen işçiler, taleplerini almak için binaya girmeye çalıştılar. Fakat özel güvenlik tarafından darp edildiler.
Mücadele Emlak Konut önüne taşındı. Burada barışçıl bir şekilde seslerini duyurmak isteyen işçiler polisin engellemesiyle karşılaştı.
Bir işçi barışçıl eylemlerinin anayasal bir hak olduğunu vurgulayarak valilik ve kaymakamlığın yasadışı davrandığını, polisin 'dağılın' talebine uymayacaklarını belirtti. Diğer bir işçi ise şunları söyledi: "Ülkenin her yerinde işçi direnişleri var. Çalışma Bakanlığı, iktidar, valilik, kaymakamlık işçilerin haklarının gasp edildiğini görmüyor. Gasp edilen haklarını isteyen işçilere saldırıyor. Korkmuyoruz, geri gitmiyoruz vazgeçmiyoruz."
Kol kola giren işçiler "İnşaat işçisi köle değildir" diyerek oturma eylemine geçti. Polis ise eylem yapan 10 işçiyi yaka paça gözaltına aldı.
Müdahale sırasında gazeteci Zeynep Kuray da gözaltına alındı. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kuray'ın gözaltına alınmasını protesto ederek derhal serbest bırakılmasını istedi.
Haksız yere işten atılan İBB işçileri Saraçhane’de basın açıklaması yaptı. Eyleme KESK İstanbul Şubeleri, İHD ve siyasi partiler destek verdi. DSİP üyeleri de eyleme katıldı.
İBB işçileri direnişi 24 günü geride bıraktı, Saraçhane İBB önünde süresiz oturma eylemlerini sürdürüyorlar.
İBB işçilerinin talepleri şunlar: Güvenlik soruşturması nedeniyle atılan işçiler geri alınsın, çalışanlar üzerindeki baskılara son verilsin ve Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu özür dilesin.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Haziran ayı işsizlik verilerini açıkladı. TÜİK’e göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre 136 bin kişi azalarak 3,6 milyon kişi oldu.
İşsizlik oranı 0,3 puanlık azalış ile yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,5 iken kadınlarda yüzde 13,8 olarak tahmin edildi.
Geniş tanımlı işsiz sayısı 7,6 milyon
İş bulma umudu olmadığı için iş aramayan, ancak iş olsa çalışabileceklerin dahil olduğu geniş tanımlı işsiz sayısı 7,6 milyon oldu. Geniş tanımlı işsizlerin toplam işgücüne oranı ise yüzde 20,4.
İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı, TÜİK rakamından fazla
TÜİK’in verilerini İŞKUR yalanladı. TÜİK’e göre kayıtlı işsiz sayısı Haziran ayında bir önceki aya göre 136 bin kişi azalarak 3 milyon 541 bin kişi oldu. İŞKUR’a göre aynı dönemde kayıtlı işsiz sayısı bir ayda 31 bin kişi artarak 3 milyon 568 bin kişi oldu. İŞKUR verilerine göre son bir yılda kayıtlı işsiz sayısındaki artış 616 bin.
İstihdam bir miktar düştü
İstihdam edilenlerin sayısı 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre 46 bin kişi azalarak 30,9 milyon kişi, istihdam oranı ise 0,1 puanlık azalış ile yüzde 47,8 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,3 iken kadınlarda yüzde 30,6 olarak gerçekleşti.
İşgücü 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre 182 bin kişi azalarak 34,4 milyon kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puanlık azalış ile yüzde 53,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,3, kadınlarda ise yüzde 35,5 oldu.
Her 5 gençten birisi işsiz
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre değişim göstermeyerek yüzde 20,4 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 16,3, kadınlarda ise yüzde 27,9 olarak tahmin edildi.
İstihdam edilenlerin haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre 0,6 saat artarak 44,5 saat olarak gerçekleşti.