Eskişehir'de Kristal-İş’in örgütlü olduğu Atışkan Alçı fabrikasında yüzde 9'luk zam dayatmasına karşı başlayan grev 65. gününde. Sendikayla masaya oturmayan, işçilere tehdit ve hakaretlerde bulunan patron, bu sefer de işçileri tek tek arayarak grevi kırmaya çalışıyor.
Fabrikanın yüzde 97’sinin sendikalı olduğunu bildiren Kristal-İş sendikası temsilcisi şunları söylüyor:
Toplu İş Sözleşmesi sürecinde işverenle 3 oturum yaptık, ekonomik olarak anlaşamadık. İşverenin bize verdiği rakam, bu yılın başındaki saat ücretleri için yüzde 9 brüt oldu. Bizim ise en son söylediğimiz rakam yüzde 26 netti. 6’şar aylık enflasyon artışı istedik, anlaşamadık. Süreç devam ediyor. İşveren tarafında herhangi bir yaklaşım yok. Arkadaşlar ilk günkü gibi greve devam ediyor. Şu anda fabrikada üretim yok, stok da yok. Ama işverenin sendikayla oturup görüşme düşüncesi de yok. İşveren sendikayla vereceğim parayı gelin sendikasız vereyim tavrında, ama işçiler içeri sendikayla girmekte kararlı.
İşçilerin birçoğu 7-15 yıllık kıdemlere sahipken asgari ücret seviyesinde gelir elde ediyor.
Ne olmuştu
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 9 Aralık 2021’de sendikanın çoğunluğu sağladığını bildirdi. İşveren bu tespite itiraz etti, yetki tespitinin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Eskişehir 2. İş Mahkemesinde dava açtı. Eskişehir 2. İş Mahkemesi ilk duruşmada işverenin tüm taleplerini reddederek davayı sonlandırdı.
2022 yılının Şubat ayı başında sendikanın yetkisi kesinleşti ve 1 Şubat 2022 günü yetki belgesi sendikaya ulaştı. Akabinde işverene yapılan yasal çağrı sonrasında toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlatıldı. Görüşmelerde anlaşma sağlanamayınca, Atışkan Alçı’da 30 Haziran’da grev başladı.
Pulver Kimya’ya bağlı Conta Elastik’te çalışan 3 işçi Türk-İş’e bağlı Petrol-İş sendikasına üye oldukları gerekçesiyle Ağustos başında işten atılmıştı. İşçilerin direnişi 29. gününde devam ediyor. İşçilerin talebi, işten atılanların geri alınması ve sendikanın yetkisinin kabul edilmesi.
Pulver Kimya; 24 sene önce Kâğıthane’deki fabrikayı Gebze’ye taşıyarak işçilerin sendikal örgütlenmesinin dağıtılmasını sağlamıştı.
O günden beri işçilerin sendikaya girmesini engelleyen patron, bugün de sendika üyesi olan işçileri işten atmaya başladı.
İşten atılan işçileri, üyesi oldukları Petrol-iş Sendikası ile birlikte direnişe başladı. İşveren kararlı örgütlülük karşısında diğer sendikalı işçileri işten atmayacağı sözü verdi. Direniş 29. Gününde devam ederken işten atılan işçiler geri alınmayı talep ediyor.
Ne olmuştu
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Pulver Kimya'ya bağlı Conta Elastik'te Petrol-İş Sendikası için çalışma yürüten 3 işçi gerekli çoğunluk sağlandıktan sonra işten çıkarıldı. İşçiler, iş arkadaşlarının tekrar işe alınması için fabrika önünde direnişe başladı.
300 işçinin çalıştığı fabrikada Petrol-İş Sendikası’nın örgütlenip çoğunluğu sağlayarak Çalışma Bakanlığı'na yetki başvurusu yaptığı Pulver Kimya’ya bağlı, Conta Elastik işyerinde üç öncü işçinin işten çıkartılması protesto edildi.
İşçiler arkadaşları tekrar işe iade edilene kadar direneceklerini duyuran işçiler fabrika önünde basın açıklaması yaptı.
Son dönemde gelişen eylemlerden haberler.
Akkuyu'da inşaat işçileri iş bıraktı: İnsanca yaşamak istiyoruz!
Mersin Akkuyu Nükleer santral şantiyesinde Aydıner inşaat firmasında çalışan işçiler, ücretlere yeterli oranda zam yapılmadığı için iş bıraktı. İşçiler yüzde 45 zam isterken taşeron şirket yüzde 27 önerdi. Bunu kabul etmeyen işçiler üretimi durdurdu. İşverenin 400 işçiyi işten çıkarmasına rağmen direniş sürüyor.
İşten çıkarılan BAT işçileri direnişe geçti
Samsun’da İngiliz şirket British American Tobacco’ya (BAT) bağlı sigara fabrikasında, 9 işçi yöneticilerin sözlü bildirimiyle işten çıkarıldı. İşten çıkarılan işçiler işe iade talebiyle direniş başlattı. Tekgıda-İş üyesi işçilere işten çıkarılma gerekçelerinin performans yetersizliği olduğu söylenirken, yazılı bir tebligatta bulunulmadı.
Eğitim Sen sokağa çıktı: Öğretmen Meslek Kanunu iptal edilsin
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Öğretmen Meslek Kanunu’nun iptal edilmesi talebiyle basın açıklamaları yaptı. Öğretmenler 81 ilde öğretmen meslek kanunu adı altındaki uzmanlık yasasına karşı sokaklara çıktı. Eylemlere Antikapitalist Çalışanlar katılım sağladı.
ETF Tekstil işçisi direndikçe öğrendi
İstanbul Tuzla’da üretim yapan ETF Tekstil fabrikasının kapatılması kararı sonrası, kıdem tazminatları ve ikramiyelerini alamayan işçiler, 45 gündür fabrika önünde ödenmeyen hakları için mücadele ediyor. İşçiler hakları için verdiği mücadeleyi sürdürürken, fabrika önünde bekleyen işçilere polis sürekli müdahale ediyor.
Tazminatsız işten atılan İBB işçileri direniyor
Haksız yere, tazminatsız işten atılan İBB işçileri Saraçhane’de basın açıklaması yaptı. Eyleme KESK İstanbul Şubeleri, İHD ve siyasi partiler destek verdi. DSİP üyeleri de eyleme katıldı. İBB işçilerinin direnişi 46 günü geride bıraktı, işçiler Saraçhane İBB önünde süresiz oturma eylemlerini sürdürüyorlar. İBB işçilerinin talepleri şunlar: Güvenlik soruşturması nedeniyle atılan işçiler geri alınsın, çalışanlar üzerindeki baskılara son verilsin ve Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu özür dilesin.
Merkez Bankası, geçen hafta ekonomide işler yolundaymış, enflasyon artmıyormuş gibi, faiz oranını yüzde 13’e indirdi. Oysa bütün dünyada yükselen enflasyonlara karşı Merkez Bankaları faiz artırımlarına devam ediyorlar.
AKP iktidarının akıl dışı bir şekilde ekonomide faiz indirimine devam etmesi, TL’nin sürekli değer kaybetmesine yol açıyor. Her geçen gün değer kaybeden Türk Lirası, dolar karşısında 18,3 liraya kadar geriledi.
TL’ye değer kaybettiren ekonomi politikalarının elbette en büyük mağduru işçiler ve emekçiler. Enflasyon yoluyla yoksullar daha yoksul, zenginler daha zengin oluyorlar.
Son bir yılda, TL’deki değer kaybının sonucu hayat 3-4 kat pahalılaştı, ama ücretlere gelen zamlar en fazla 2 kat oldu. Pek çok işletmede son bir yılda ücretlere yapılan zam oranı yüzde 50’yi bile bulmadı. Emekçiler son bir yılda net olarak yoksullaştı, alım güçleri en az yüzde 50 azaldı.
Bugün asgari ücret 5 bin 500 lira. Türk-İş’in açıkladığı açlık sınırı 7 bin 500 lira. Yani asgari ücret açlık sınırının epeyce altında.
Enflasyon işçi sınıfı ve yoksullara saldırıdır. Yılda dört kere gerçek enflasyon oranında ve açlık sınırının üstünde kalmayı garanti edecek biçimde ücretlere zam yapılmalıdır.
Ücretlere gerçek enflasyon seviyesinde zam yapılması talebi, en önemli emekçi talebidir. Sendikalar, işçi örgütleri bu talep için acilen sokaklara çıkmalıdır.
İngiltere’de bir aydan uzun zamandır sürmekte olan grevlerle büyüyen sınıf mücadelesi dalgası daha da genişlemeye devam ediyor.
Demiryolları ve iletişim işçilerinin on binlerle başlattığı grevlere katılan işçi sayısı, posta çalışanlarının da ülke genelinde iş bırakmasıyla yüz binleri geçti.
Enflasyonun iki haneli rakamlara ulaştığı ülkede hayat pahalılığı karşısında eriyen işçi ücretlerinin iyileştirilmesi talebiyle başlayan grevlere Üniversite ve Kolej Çalışanları Sendikası UCU, İletişim İşçileri Sendikası CWU ve Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası RMT’nin yanı sıra 48 sendikayı temsil eden Sendikalar Kongresi (TUC) de destek veriyor.
RMT’ye (Demiryolu, Denizcilik ve Taşımacılık Sendikası) bağlı 40 bin demiryolu işçisinin öncülük ettiği büyük grevde işçiler bu mücadeleyi tüm işçi sınıfı adına verdikleri mesajını iletiyorlardı ki o mesaj yerine ulaşmış görünüyor.
Geçtiğimiz günlerde Londra’da, sendika liderleri ve aktivistlerin öncülük ettiği yeni bir hareket başlatıldı.
Reel ücret artışı, yükselen enerji faturalarına bir yanıt olarak kamulaştırma, gıda bankalarına duyulan ihtiyacın sona erdirilmesi, hızla yükselen kiralara karşı önlem alınması ve zenginlerin vergilendirilmesi taleplerinin dile getirildiği “Artık yeter” (Enough is Enough) kampanyası sokaktaki mücadeleyi büyütmek amacıyla tüm emekçilere yeni bir çağrıda bulundu.
Londra’da 1500’den fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirilen kampanya tanıtımına gösterilen yoğun ilgi, grevlerin tazelediği umudun bu mücadeleyi giderek büyütebileceğini gösteriyordu.
“Artık Yeter” kampanyasının öncelikli hedefi, İngiltere genelinde daha fazla şube açarak kitlesel eylemler ve mitingler örgütlemek. Ülkenin her yerinde toplu eylemler gerçekleştirmek istediklerini ileten kampanya sözcüleri Sosyalist İşçi’ye yaptıkları açıklamada, “Bu, birlik içinde olmamız gereken bir sınıf mücadelesidir,” diyordu.
“Öfkeyi eyleme dönüştürme zamanı” sloganları eşliğinde gerçekleştirilen toplantıda, bu mücadelenin yalnızca işçi ücretleri ve çalışma koşullarını değil, aynı zamanda tüm toplumun haklarını savunma mücadelesi olduğu vurgulandı, taleplerin sokakta dile getirileceği müjdelendi. Kampanya sözcüleri, yükselen enerji fiyatlarına ve iklim krizinin çözümüne yönelik adımların hala atılmamış olmasına duyulan öfkeyi de sokağa taşıyacaklarını iletirken, enerji şirketlerine karşı eylemler örgütleneceği de belirtildi.
Greve giden tüm işçilere destek veren “Artık Yeter”, bu mücadelede sonuna kadar gitmeye, bu gidişatı değiştirmeye kararlı.
Özel öğretim kurumlarında çalışan meslektaşlarının ekonomik ve özlük haklarının iyileştirilmesini talep eden öğretmenler, Ankara'da toplandı. Müzik ve sinevizyon gösterimi ile başlayan etkinlik, sendikası yöneticilerinin konuşması ile devam etti. Toplantıya DSİP üyeleri ve Antikapitalist Çalışanlar da katıldı.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Sekreteri Hüseyin Aksoy, üye sayılarının 4 bine dayandığını, faaliyet gösterdikleri il sayısının 60’ın üzerinde olduğunu söyledi. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın köklü eğitim mücadelesinde yeni bir filiz olduğunu söyleyen Aksoy, şöyle devam etti:
“Bizler yola çıkarken ilk olarak öğretmeniz dedik. Biz kurumlarda eksik, atanamamış, yetersiz yaftası aldık. Bizim mücadelemiz bunu değiştirmekle başladı. Bakanlık özel kurumlarda kaç eğitimcinin çalıştığından bihaber. Bir dershanede öğretmenin 60 saat derse girdiğinden bihaber. Bakanlık ücretli öğretmenlerin neye maruz kaldığından, kaç parayla çalıştığından bihaber.”
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Örgütlenme Sekreteri Ozan Fındık, bugüne kadar gerçekleştirdikleri kazanımları anlattı. Fındık, “Hepimiz çalıştığımız kurumlarda çeşitli sorunlar yaşadık. Sendikamız yoktu. Patron baskısı ve sömürüye karşı dağınıktık. Bu çaresizlik ve yalnızlık duygusu bu sendikayı kurmamıza neden oldu. Bu yozlaşmış sistemin içinde öğretmenler eziliyor. Pratik, fiili ve meşru mücadele hattı yaratmak zorundayız. Biz efendi istemiyoruz ama efendi de olmak istemiyoruz. Biz ancak çocuklarımızın önünde eğiliriz” dedi.
Özel sektör öğretmenleri TMMOB’da yaptığı açıklamanın ardından Milli Eğitim Bakanlığı’na yürümek istedi. TMMOB Eğitim ve Kültür Merkezi’nin önünde konuşlanan polis öğretmenlerin yürümesini engelledi. Öğretmenler sloganlar eşliğinde polisin tutumuna tepki gösterdi. Öğretmenlerin yürümek için yola çıktığı sırada polis biber gazıyla saldırdı, 6 kişiyi gözaltına aldı.
DİSK-AR 16 ay önce CİMER aracılığıyla 2015-2020 yılları arasında tüm işten çıkış kodlarının ay bazında cinsiyete göre dağılımına ilişkin verileri SGK’dan talep etmişti. SGK, bu talebin özel bir çalışma gerektirdiği ve “ticari sırrı” açığa çıkartmak anlamına geleceği gerekçesiyle reddetmişti.
DİSK-AR bunun üzerine Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itiraz etti ve kurulun da talebi reddetmesi üzerine SGK aleyhinde idare mahkemesinde dava açtı.
DİSK’in konuya ilişkin basın açıklamasında gelişmeler şöyle özetleniyor:
“Ankara 18. İdare Mahkemesi 10 Haziran 2022 tarih, 2021/1753 esas ve 2022/919 nolu kararı ile DİSK'in bilgi edinme talebinin SGK tarafından reddinin hukuksuz olduğuna ve dava konusu işlemin iptaline karar verdi. SGK bu yargı kararı üzerine bilgi edinme talebimizi 16 ay sonra 18 Ağustos 2022 tarihinde, karşıladı ve söz konusu verileri DİSK'e gönderdi. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarını şeffaf olmaya ve kamusal bilgi taleplerini yerine getirmeye çağırıyoruz. SGK'nın hukuksuz ret kararına ilişkin yargı kararının bütün kamu kurumlarına örnek olmasını diliyoruz.”
DİSK Basın Dairesi bir başka bilgi edinme hakkı ihlalini daha duyurdu. Talep, “TÜİK tarafından açıklanmasından vazgeçilen enflasyona esas madde fiyat listesinin açıklanması.” Fakat TÜİK elbette bu reddetti.
Bu redde karşı itiraz süreci devam ediyor.
Açlık sınırı, dört kişilik bir işçi ailesinin yeterli derecede beslenmesi için gereken para miktarı. Ağustos ayında açlık sınırı asgari ücreti 1.390 TL aştı. Bütün ücretler eriyor.
Türk-İş sendikasının her ay piyasa fiyatlarını ölçerek yaptığı araştırmaya göre Ağustos 2022'de açlık sınırı yani gıda masrafı 6 bin 890 TL oldu. Normalde yazın gıda fiyatlarının düşmesi beklenirken yüksek enflasyon ortamında artış devam etti.
Kira, faturalar ve diğer masrafların katıldığı yoksulluk sınırı ise 22 bin 442 TL oldu! Çok büyük çoğunluk böyle bir aylık gelire sahip değil. Asgari ücret net 5 bin 500 iken ortalama ücretler 10 bin seviyesini aşmıyor.
Açlık sınırı dört kişilik bir işçi ailesinin yeterli derecede beslenmesi gereken para. Ağustos ayında açlık sınırı asgari ücreti 1.390 TL aştı.
Türk-İş sendikasının her ay piyasa fiyatlarını ölçerek yaptığı araştırmaya göre Ağustos 2022'de açlık sınırı yani gıda masrafı 6 bin 890 TL oldu. Normalde yazın gıda fiyatlarının düşmesi beklenirken yüksek enflasyon ortamında artış devam etti.
Gelecek yıl geçerli olacak asgari ücret Aralık ayında yapılan pazarlıklar sonucu belirlenecek. Asgari ücretliler o zamana dek nasıl geçinecek? Türk-İş araştırmaları tüm ücretlere her ay en az enflasyon oranında zam yapılması gerektiğini ortaya koyuyor. İngiltere'de ve dünyanın birçok yerinde işçiler birleşiyor ve bu talebi kazanmak için mücadele ediyor.
Onlarca kişinin çalışırken öldüğü Akkuyu Nükleer Santral Şantiyesi'nde yüzde 35 ücret zammı için grev yapan 400 işçi işten çıkarıldı. Giriş kartları iptal edilirken, şantiye girişi jandarma tarafından tutuldu.
İşçiler taşeron şirket Aydıner inşaat bünyesinde çalışıyordu.