Sibel Erduman

Sibel Erduman son yazıları

Sibel Erduman tüm yazıları

04.02.2015 - 01:47

Maymuncuk mu anahtar destesi mi?

Tarih içinde doğru yolu bulabilmek için birçok anahtara ihtiyaç vardır..bütün anahtarların yerine bir anahtar koymak, sözüm ona bütün kapıları açacak bir maymuncuk ortaya koymak akıllıca değildir.Amin Maalouf, Çivisi Çıkmış Dünya

Maalouf’dan bu alıntıyı Tanıl Bora bir yazısında "Sosyalizmi, diyalektiği bir maymuncuk değil de anahtarlık ya da anahtar destesi olarak görmek lazım" diye yazının çok yerinde kullanmış. "Kapitalizmin numarası da maymuncuğu her kapıya uydurmaktır; belki de bütün kapıları maymuncuğa uydurmaktır" demiş. Bora yazısında tabii ki kapitalizmin her yerde ve her daim duru bir kapitalizm olarak ilerlemediğini söyleyerek daha derinlere inmiş.

Ben de Maalouf’un bu benzetmesinin Türkiye solunun CHP ile ilişkisine cuk oturduğunu düşünüyorum. CHP’nin maymuncuk işlevi Türkiye solu için her daim durudur. Yani kapı da aynı maymuncuk da aynı onlar için, değişmiyor. Zaten mesele de açmak istedikleri kapının o kapı olması, yani Türkiye devletinin tüm yapı taşlarına sahip çıkan, bu taşların biraz yerinden oynamasıyla kâbus görenlerin kapısı. Nedir bu taşlar; Ermeni soykırımının inkârı ve Perinçek’in desteklenmesi boyutuna varacak kadar inkârı, Kürtçe'nin anadil olarak tanınmasına karşı olmak, Atatürk'ü koruma kanuna sonuna kadar sahip çıkmak, Dersim bombalamasında Atatürk’e hâlâ laf etmemek, tek dil tek bayrak demek. Bu paslanmış kapıya şimdi de HDP’yi katmaya çalışmak.

Ve bunu ne için yapmak? Birlik beraberlik için. Neye karşı bir birlik beraberlik? Tabii ki AKP’ye karşı. Yani bu düzenin, bu kanlı geçmişi olan devletin tüm geçmişini muhafaza etmekte en az AKP kadar muhafazakâr olan bir partiye, o partinin temsil ettiği tüm değerlere karşı mücadele eden bir halkın büyük çoğunluğunu temsil eden bu partiyi, ya kendilerinin ne kadar paslandığını gizlemek için aynı yere çağırıyorlar ya da bulundukları yer itibariyle ki bu yeri uzun eşek oyunundakine benzetiyorum. Oyunda bir yastık olur ve iki takım olur, bir takım eğilerek birbirlerinin bacak aralarına kafalarını koyarak bir set oluştururlar ve en baştaki kafasını yastık olan çocuğun karnına değdirir, böylece dengede kalırlar; diğer ekip de onların üstüne atlar ve alttakiler dayanabildiği sürece ve atlayanlar dengesini bozana kadar ekiplerin işlevi değişmez, buradan ufku görmek mümkün değildir ancak önündeki kişinin ayaklarını ve yeri görürsün. Böyle durduğun zaman sırtına atlayan düzeni taşır durursun ve belki bayrağını da üstüne atarsın ki alttaki durumunun abesliği gözükmesin. HDP bu araya girip uzun eşeği daha uzatmak istemiyor. Bu oyunda ne üste zıplayan ne de alta kalan olmak istiyor; gittikçe maddi eşitsizliklerin katlanarak büyüdüğü bu son 20-25 yılda en büyük insanlık sorunu olan yoksullukla boğuşmak isteyen -ki hem metropollerde hem Kürdistan’daki yoksullukla birebir yüzleşen bir halkın oyunu alan- bir parti olarak bunu yapmayacağını ve alternatif olarak neler yapabileceğini ifade ediyor. Bu parti içinde olmayıp sonuna kadar destekleyenlerin de yapması gereken, bu potansiyeli uzun eşek kuyruğuna katmak aynı maymuncuğu kullanmak değildir. Tam tersi anahtar destesini çoğaltmalarını sağlamaktır.

Sibel Erduman

[email protected]


Bültene kayıt ol