Özdeş Özbay

Özdeş Özbay son yazıları

Özdeş Özbay tüm yazıları

01.02.2017 - 06:50

Referandumda nasıl bir “Hayır” kampanyası?

Nisan ayında halk referandumuna sunulacak fiili Başkanlık sistemi 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşadığımız en keskin viraj olacak.

Uzun süredir moralsiz ve yorgun olan toplumsal muhalefet güçleri, yavaş yavaş referandum ile birlikte kımıldanmaya başladı ancak yeni bir yenilgi yaşanırsa muhtemelen son iki yıldan çok daha derin bir sessizliğe gömüleceklerdir. Tabii bu durum örgütlü sol muhalefet için geçerli; yoksa geçen hafta grev hakları yasaklanmasına rağmen üretimi durdurarak haklarını kazanan metal işçileri gibi mücadeleleri görmeye devam edeceğiz.

Önümüzdeki referandum aslında AKP’nin iktidar olduğu dönem boyunca yaşayacağı en zor sandık mücadelesi olacak, çünkü halkın referandumlardaki davranışları seçimlerdeki ile paralellik göstermezler. Zaten bu nedenle referandumlarda ortaya çıkan yüzdeler siyasi partilerin aldığı seçim oranlarından oldukça farklıdır.

AKP bu kez zorda çünkü AKP’ye oy versin veya vermesin mutsuzluk topluma oldukça hâkim bir duygu. Seçimler sırasında AKP’yi yenebilmek için bir alternatif göstermek gerekiyordu ancak var olan tek gerçekçi alternatif HDP idi. O da iktidara değil muhalefete alternatif olabiliyordu. HDP’nin hiç değilse barajı aşarsa AKP’yi frenleyebileceğini anlatabiliyorduk en fazla ama bir iktidar alternatifi sunamıyorduk. Bu nedenle de AKP seçmeni özellikle 1 Kasım seçimlerinde ilk kez yıllardır CHP’ye oy veren kesimlerdekine benzer bir şekilde “her şeye rağmen AKP” diyerek oy verdi. Yani gelişmelerden mutsuz olmasına rağmen alternatifi olmadığı için ve gerçekten bir kaos ortamından korktuğu için yeniden AKP’ye yönelmişti. Oysa referandum bir seçim değil ve bu referandum aslında AKP’ye alternatif bir parti görmese bile gelişmelerden (AKP’nin sürdürmekte olduğu politikalardan) hoşnutsuz olan kitlelerin bu hoşnutsuzluğu hükümete gösterebilmesi için bir fırsat.

AKP yönetiminin ilan ettiği Evet kampanyasına bakılırsa halka maddeleri anlatmak yerine, ekonomideki ve güvenlik konularındaki kötü gidişatın ana nedeni olarak devletin iki başlı, hatta Erdoğan’ın başdanışmanı Mehmet Uçum’un söylemine bakacak olursak her devlet kurumu içerisindeki iktidarlar nedeniyle çok başlı olması anlatılacak. Oysa bu doğru değil. Var olan ekonomik ve politik istikrarsızlığın nedeni Türkiye’nin hem içeride hem Suriye ve Irak’ta savaşmakta olan bir devlet olması. Referandumdan evet çıkarsa bu durum değişmeyecek, aksine devlet açıkça “güçlenerek” daha sert bir savaşa sürüklenecek. Bu da daha çok askerin ve muhtemelen sivilin öleceği ve ekonominin daha da kötüye gideceği anlamına geliyor. Oysa hayır çıkarsa toplumsal desteğini kaybetmek üzere olduğunu görecek hükümet ve sürdürmekte olduğu politikaları yeniden gözden geçirmek durumunda kalacak. Tabii bu otomatik olarak savaş politikalarının terk edileceği anlamına gelmese de sorgulanacağı anlamına geliyor.

Bu referandumda AKP tabanındaki seçmene tam da anlatılması gerekeninin bu olduğunu düşünüyorum. Evet çıkarsa AKP bunu şu anki politikalarına verilen bir güvenoyu olarak ilan edecektir. Hayır çıktığında ise iktidar değişmeyecek, Erdoğan devrilmeyecek ama sürdürmekte olduğu politikalardan mutsuz olan bir çoğunluk olduğunu görecektir. Bu nedenle referandumda kazanmak oldukça yüksek bir ihtimal, yeter ki AKP’nin yıllardır başarı ile uyguladığı kutuplaştırıcı kampanyalara savrulmayalım.

Hayır kampanyasının dilini ülkenin içerisinde bulunduğu durumdan mutsuz olan ve henüz referandumda ne diyeceğine karar vermemiş olan kesimlere (ki bu kesim büyük oranda AKP seçmeni) seslenecek şekilde kurmak gerekiyor. “Hayır! Daha iyisini hak ediyoruz” demek, “Hayır! Durumumuzdan memnun değiliz”, “Hayır! Sorunlarımıza gerçek çözümler istiyoruz” demek gerekiyor.

Özdeş Özbay

[email protected]

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol