Can Irmak Özinanır

Can Irmak Özinanır son yazıları

Can Irmak Özinanır tüm yazıları

31.01.2017 - 07:46

‘Ölümcül alametler’i kovmak

Yeni başkan Donald Trump’ın göreve başlamasının ardından ABD’de başını kadınların çektiği devasa eylemlerin başlaması, bir süredir kıpırdayamaz, nefes alamaz hâlde görünen sol için umut verici oldu.

Arap devrimleri, Occupy (işgal et) eylemleri, İspanya ve Yunanistan’da daha sonra sol reformist alternatiflere dönüşecek olan kitle hareketleri ile kendini gösteren sol dalga özellikle 2016 yılında hızlı bir erime içine girerken, aşırı sağ kapitalizmin krizine ve kemer sıkma politikalarına duyulan tepkiyi ırkçılık temelinde örgütlemeyi başararak hızla yükselmeye başladı. Arap devrimleri darbe ve iç savaş gibi korkunç meydan okumalarla karşı karşıya kaldılar. 2017 yılına böyle bir ortamda girdik. Ancak umutsuzluk, toparlanmayı sağlamıyor, şimdi bir önceki sol dalganın yükselişinden ve geri çekilişinden dersler çıkarmanın ve Trump’a karşı yeniden sokağa çıkan hareketin geri çekilmemesi için ne yapacağımızı konuşmanın zamanı.

Mesele sadece ABD’yi ilgilendiriyor gibi görülebilir oysa öyle değil. Trump, dünyada yükselen sağ için bir simge, adeta bu ırkçı, cinsiyetçi, otoriter, pervasız ve popülist sağın karikatürleştirilmiş bir modelini sunuyor. Dolayısıyla ABD’deki eylemlerin başka yerlerdeki eylemleri kışkırtması beklenebilir bir sonuç. Ancak sadece Trump karşıtı eylemlere bakmak çözüm değil, asıl olan Trump’ı da, Türkiye’deki anayasa değişikliğini de, dünyadaki sağ yükselişi de kapitalizmin krizi ile bağlayabilen bir stratejiyi hayata geçirmek.

Gazetemiz yayına hazırlanırken 126’ıncı doğum gününü kutladığımız İtalyan Marksist Antonio Gramsci, liderlerinden biri olduğu büyük bir devrimci işçi hareketinin geri çekilişi karşısında faşizmle tanışmış ve cezaevinde hem yenilginin sebepleri, hem de sosyalistlerin nasıl olup da başka bir dünya yaratacağı üzerinde düşünmüştü. Gramsci’ye göre egemen sınıf konsensüsü kaybettiğinde, liderlik vasfına sahip olmaz; artık sadece tahakküme sahiptir ancak geniş kitleleri yönlendirebilme yeteneğine sahip değildir. Eski fikirler sarsılırken, yenileri kitleleri kavrayamaz : “Kriz, tam olarak eskinin ölmekte olduğu ve yeninin doğamadığı olgusundan meydana gelir. Bu fetret devrinde çok çeşitli ölümcül alametler belirir”.

Bu ‘ölümcül alametler’den günümüzde sıkça görüyoruz. Yükselen ırkçılık, artan otoriterizm, kemer sıkma politikaları ve derinleşen kriz. Gramsci, krize hazır olmamanın ezilenler açısından felaket anlamına gelebileceğini bizzat deneyimlemişti. Karşısında önerisi burjuva toplumunu kuşatan kurumlar yerine ezilenlerin kendi kurumlarını ve pratiklerini yaratmasını sağlayacak yaygın, uzun vadeli bir faaliyetti. Kapitalizmin krizi başladığından beri bir sola bir sağa vuran sarkacı, solda sabit tutmak böyle bir faaliyeti önümüze koymakla, en önemlisi ise antikapitalist bir stratejiyi günün koşullarına ve farklı ülkelerdeki özel koşullara göre oluşturabilmekle mümkün. Tüm dünyada ırkçılık ve otoriterizm ile kapitalist krizin, Türkiye’deki anayasa referandumu ile metal sektöründe yasaklanan grevin, barış hareketinin bağlarını kuran sabırlı ama hantal olmayan bir mücadele hattına ihtiyacımız var. Trump karşıtı gösteriler, Türkiye’de uzun süredir ilk defa bir grev yasağının işçiler tarafından tanınmaması bize gidilebilecek bir yol olduğunu yeniden gösterdi, ‘ölümcül alametleri’i kovmak ırkçılığı ve otoriterizmi geriletmek için antikapitalist bir stratejiyi kolektif bir şekilde yeniden düşünmeliyiz.

Can Irmak Özinanır

[email protected]

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol