Özdeş Özbay

Özdeş Özbay son yazıları

Özdeş Özbay tüm yazıları

23.01.2015 - 00:59

AKP bloğu çatlarken

AKP birkaç yıldır kriz içerisinde. Son bir yıldır iktidar ve rant paylaşımındaki rekabet artık AKP içindeki farklı grupları bir birine düşürüyor.

AKP, 1990’larda devletin Kürdistan’da sürdürdüğü savaş politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan ekonomik krizlerin, şiddet olaylarının, yolsuzluğun ve istikrarsızlığın hâkim olduğu bir dönemin ardından ekonominin büyümeye başladığı, belediyeler üzerinden yoksullara sosyal yardımların yapıldığı, şiddetin göreceli olarak azalıp OHAL’in kaldırıldığı, ordu ve bürokrasinin meclis üzerindeki politik gücünün ciddi oranda geriletildiği bir süreç sayesinde oylarını arttırarak iktidarda kalabildi.

2010 referandumundan beri ise işler AKP için iyi gitmiyor. AKP’nin sağladığı ekonomik istikrar sermaye gruplarının çıkarına işledi. İşçilerin payına fazla bir ücret artırımı düşmediği gibi çalışma koşulları ve işçi güvenliği gibi konularda özelleştirmeler ve neoliberal politikalar nedeniyle gerileme bile oldu.

Referanduma kadar sürekli olarak ordudan darbe tehdidi algılıyor ve kitlesine de bunu anlatabiliyordu AKP. Ama referandum sonrasında generallerin sivil mahkemelerde yargılanması, 12 Eylül cuntasının ve 28 Şubatçıların yargılanması, HSYK’da ve Anayasa mahkemesinde yapılan düzenlemeler artık darbe tehdidi veya yargı müdahalesi üzerinden mağduru oynamasına engeldi.

Kendisine yeni düşmanlar ve darbeciler icat etti. Önce Geziciler, sonrasında da Cemaat. Kürt hareketinin elde ettiği seçim başarıları ve devleti müzakere masasına oturtması AKP’yi doğudan zaten sıkıştırıyordu. Ortadoğu’daki emperyalist politikaları da tutmadı. Batı bloğu ile arası açıldı. Yani eskiden Ortadoğu ve Batı ülkelerinden aldığı ekonomik ve politik destek ciddi hasar aldı. Ülkenin Batısında ise milyonlar Gezi sürecinde sokağa çıktı. Büyüyen ranttan pay alma kavgası kendi içinde kavgaya ve yolsuzluk operasyonlarına neden oldu. Soma, Ermenek ve inşaatlarda yaşanan iş cinayetleri bu kez kendi tabanındaki işçileri sokağa dökmeye başladı.

AKP bütün gücü ile bir kara propaganda mekanizması çalıştırarak kendisine karşı olan herkese darbeci deme başladı ama kendi içerisinde artan çatlakları artık herkes çok daha net görebiliyor. AKP’nin bu zamana kadar sürdürdüğü hegemonya kırılmaya, kurduğu tarihsel blok çatlamaya başladı. Ekonomik sorunlar şimdiden görülebiliyor, konut sektöründeki balonun patlaması ve etkili bir krize yol açması pekâlâ mümkün. Yolsuzluklara kendi tabanı bile inanıyor, maaşlar artmıyor, çalışma koşulları felaket ama henüz başka bir politik odak göremediği için destek vermeye devam ediyor insanlar.

En son dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesinin engellenmesi ise hem tabanda rahatsızlık yarattı hem de AKP milletvekilleri içerisindeki çatlağı büyüttü.

17 Aralık rüşvet operasyonundan sadece 10 gün sonra Erdoğan Bayraktar “soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapıldı... Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum.” Diyerek aslında her şeyi itiraf etmişti. Sonra özür diledi!

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın ise 22 Aralık'ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la görüşerek, “Gideceksek hep beraber gideriz. Peşimizden Bilal de gelir” dediği düştü basına. Bu nedenle komisyon oylamalarının ertelendiği yorumları yapıldı.

Birkaç gün önce yapılan meclis oylamasında ise AKP ciddi fire verdi. 40 civarı AKP milletvekilinin özellikle bakara makaracı Egemen Bağış’a ret oy vermemesi üzerine Şamil Tayyar “içimizdeki hainlerdir bunlar. Bu bir vicdan muhasebesi değil Recep Tayyip Erdoğan'a operasyondur” derken AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Tayyar’ın ve benzer bir açıklama yapan Mehmet Metiner’in açıklamaları için “Hadlerini aşmışlardır” ifadesini kullandı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de "Firelerin yolsuzlukla ilgisi yok. Tepki oylarıdır onlar. 700 bin liralık saate ve Bakara suresine tepki olaylarıdır" dedi.

Çatlayan AKP bloğundaki yarığı daha açmak ve AKP hegemonyasından sıyrılacak kitleleri ve elbette diğer partilerden kopacak işçi ve öğrencileri de bir sol alternatif etrafında toplamak önümüzdeki sürecin temel meselesi olacak. Bu çatlaklar, barış sürecinde bir türlü adım atmamasının neden olduğu sıkıntılar ve dünya ekonomisinin durumu yaklaşmakta olan ekonomik ve politik krizin habercisi. Bize düşen ise şimdiden yaklaşmakta olan krize karşı sol bir alternatif yaratarak hazırlanmak.

Özdeş Özbay

[email protected]


Bültene kayıt ol