Atilla Dirim

Atilla Dirim son yazıları

Atilla Dirim tüm yazıları

06.05.2015 - 06:31

İbret-i âlem olsun diye...

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın gündeme getirdiği 1 milyon liralık Mercedes marka makam aracını iade edeceğini açıkladı. Daha doğrusu, bunu açıklamak zorunda kaldı. Bunu yaparken araç talebinin kendilerinden geldiğini, daha önce - ne demekse - edep el vermediği için bunu dile getirmediğini, ancak eski aracın artık iş göremez durumda olduğunu belirtmiş.

Bir makam aracının artık iş göremez durumda olduğunu belirtmenin edeple ne ilgisi olduğunu anlamak mümkün değil. Devlet bizi bu hallere düşürdü, külüstür arabayla işe gidip gelmek zorunda kaldık, bunu dile getirmeye utandım, demek istiyor olmalı. Fakat devlete duyduğu derin saygı yine de yeni bir makam aracı talebinde bulunmasına engel olmamış ve yeni gelen lüks arabayı lütfen kabul etmiş.

HDP'nin konuyu gündeme taşımasından sonra, tam da seçim arifesinde, asgari ücretin devletin açıkladığı açlık sınırının çok altında olduğu bir ülkede bunun velinimetinin pek de hayrına bir durum olmadığını anlamış olmalı ki, aracı iade edeceğini belirtmiş. Bunu yaparken de "ibret-i âlem olsun" deyimini kullanmış. Oysa bu deyim bu şekilde kullanılmaz. İbret-i âlem, aslında savrulan tehdittir. İbret-i âlem olsun diye ayaklanan yoksulların yüzlercesinin kellesi uçurulur, kuyulara doldurulur. İbret-i âlem olsun diye, baskı altında tutulan halkların ileri gelenleri işkencelerle katledilir. İbret-i âlem olsun diye köyler, şehirler yakılıp yıkılır, haritadan silinir. Tarih, zalimlerin ibret-i âlem olsun diye yaptığı zulüm örnekleriyle doludur.

Yani, ibret-i âlem, insanlara örnek olsun diye yapılan bir şeydir, ancak olumlu anlamda değil. Diyanet İşleri başkanı, mensubu olduğu devlet mekanizmasının uygulamalarını hatırlıyor, o örneğe uygun olarak davranıyor olmalı.

Diyanet, devletin dine ve bununla birlikte toplumsal yaşama müdahale etmekte kullandığı bir kurum. Kaldırılması için sayısız neden alt alta sıralanabilir. Ama Diyanet, aynı zamanda patronların çıkarlarını korumaya yeminli bir kurum da. Malûm, AKP'nin 12 yıllık iktidarı boyunca uyguladığı neoliberal politikalar sonucunda 15.000 işçi öldü. Hatırlayacak olursak, kısa bir süre önce İstanbul Müftülüğü kentteki tüm camilerde okutulmak üzere hazırladığı cuma hutbesinde, iş cinayetlerini önlemek için alınacak tedbirlerde ölçülü olunması gerektiği savunmuş, “Bu husustaki aşırılık Yüce Allah’a güveni sarsan bir davranış haline dönüşür” demişti.

İşçi düşmanı bu kurum, işçilerin yaşamına patronların lehine daha fazla müdahale etmemelidir. İşçiler, Allah'la olan ilişkilerini düzenlemek için bir otoriteye ihtiyaç duymazlar. İşçilerin inanç özgürlüğü için, inanç adına sömürülmemesi için Diyanet kurumu bir an önce kapatılmalıdır.

Atilla Dirim

[email protected]


Bültene kayıt ol