Ozan Tekin

Ozan Tekin son yazıları

Ozan Tekin tüm yazıları

25.09.2021 - 17:13

İklim için kiminle birlikte?

Cuma günü bir kez daha uluslararası hareketin bir parçası olarak sokaklardaydık. Gençlerin iklim grevine genç, yaşlı destek verdik. İklim krizinde durumun ne kadar acil olduğuna dair taleplerimizi haykırdık.

Hem Kadıköy’deki basın açıklaması hem de Gazhane’deki konser oldukça coşkulu ve renkliydi. COP26’yı hedef alan eylem ve etkinliklerimizi sürdüreceğiz.

24 Eylül grevinin FFF tarafından belirlenen uluslararası sloganı “Uproot the system” idi. Bu Türkçeye “Sistemi kökünden değiştir” veya “Sistemin kökünü kazı” olarak çevrilebilir. Türkiye’de de eylem için hazırlıklar başladığında bu sloganın kullanılması düşünülüyordu. Sonradan bir şekilde bu değiştirilmiş ve “İklim için birlikte” denilmiş.

İlk olarak söylememiz gerekir ki, iklim hareketinde radikallikten taviz veren yaklaşımlar bundan sonra fazlaca yer bulamayacak gibi gözüküyor. Hareketin ilham kaynağı ve fiili önderi Greta Thunberg dün meydanlara çıkıp “Artık her zamankinden açık görülüyor ki, hiçbir parti gerekene yakın bir şeyler yapmıyor. Tabii ki oy vereceksiniz, ancak oy vermenin tek başına yeterli olmadığını unutmayın. Sokaklara çıkmaya devam etmeliyiz” dedi. 2018 IPCC raporunun yarattığı öfkenin ürünü olan bir diğer oluşum, Yokoluş İsyanı, artık İngiltere’de doğrudan şirketleri hedef alan eylemler yapıyor. Sıradan insanların karbon ayak izi ölçümleri, bireysel çözümler, patronlarla işbirliği, plastik veya nükleerle çözüm arama… Artık bunun gibi safsatalar geride kaldı. Sorunun sistemle ilgili olduğunu ve sistemin değiştirilmesi gerektiğini söyleyenleri radikal bulanlar, iklim hareketinin içinde küçücük bir azınlık olarak kalmak üzere. Yeterince vakit kaybettik. Ve bunu radikal olduğumuz için değil, yeterince radikal olamadığımız için kaybettik!

İyi Parti mi?

İkinci vurgulamak istediğim nokta ise “İklim için birlikte” sloganının kimlerle birlikteliği temsil ettiği sorusu. Gazhane’deki açık mikrofonda, Antikapitalist Öğrenciler’den yoldaşlarımız Suda ve Tibet’in ateşli, sistemi hedef alan konuşmalarının ardından sahneye İyi Parti’den İstanbul Belediye Meclisi üyesi Taylan Yıldız çıktı.

İklim hareketinin “siyasetler üstü” olduğunu söyleyenlerin genelde sağ siyasetlere eklemlenmesine alışığız. Fakat gerçekten de, İyi Parti’nin iklim hareketiyle, FFF’çi gençlerle, bizim düzenlediğimiz protesto gösterisiyle nasıl bir ilgisi var?

İyi Parti iklimi düşünen, bunun için kaygılanan, mücadele eden bir parti mi? Kendilerinin parti programının MADEN ve ENERJİ bölümlerinden aynen kopyalıyorum:

  • Ülkemizin demir madeni havzalarında yüksek kaliteli çelik üreten demir çelik fabrikaları ile kömür madeni havzalarında enerji üretimi sağlayan termik santralleri kurulacaktır.
  • Stratejik maden kaynakları için özel düzenlemeler getirilecektir. Dünya genelinde en büyük rezerve sahip olduğumuz bor madeni ve türevlerinin uluslararası pazardan yeterli pay alması sağlanacaktır.
  • Kapatılan MTA Bölge Müdürlükleri yeniden açılıp dünyada gelişen maden arama ve tarama teknikleri ile donatılacak, tespiti yapılmamış veya yapılamamış maden rezervleri tespit edilerek ülkenin hizmetine sunulacaktır.
  • Kömür kaynaklarımızın tespiti çalışmalarına devam edilecek, kömürün elektrik enerjisi üretiminde kullanılması hususunda uygun teknolojik çözümler sunulması şartı aranacaktır.
  • Elektrik, doğalgaz ve petrol iletim hatları, ülkenin önemli alt yapı projeleri kapsamında, efektif bir şekilde, liyakat sahibi kadrolar tarafından işletilecektir.
  • Bütün ilçelerimize ısınmada kullanılmak üzere doğal gaz ulaştırılacaktır.
  • Akaryakıt kaçakçılığı ile etkin bir şekilde mücadele edilecek ve bu yolla elde edilecek gelir, akaryakıt tüketim vergisi oranlarının azaltılmasında kullanılacak, böylelikle tüketicilerin daha ucuza akaryakıt tüketmeleri sağlanacaktır.

Görüldüğü gibi, İyi Parti iktidara geldiği takdirde mevcut enerji politikalarını değiştirmek gibi bir perspektife sahip değil. Onları aynen, iklim krizini yaratan ve gezegenin geleceğini tehdit eden bir tarzda, ancak AKP-MHP koalisyonundan daha iyi yürüteceğini iddia ediyor. Partinin enerji ve maden politikalarının, “Kömür, petrol, doğalgaz… Yerin altında bırak!” diyenlerle hiçbir alakası yok.

İyi Parti’nin göçmenlere, Kürtlere düşmanlığını, savaş politikalarına destek vermesini, ırkçılığını bir kenara bıraksak dahi, iklim için bir araya gelen yüzlerce gencin karşısında Taylan Yıldız’ı konuşturmanın anlamsızlığı açıkça ortada. Yıldız iklim için çok endişeliyse üyesi olduğu partinin politikalarını değiştirmekle başlayabilir.

Sistemi kökten değiştirelim

İklim için endişe eden herkes, bu “ılımlılık” vadeden, en zengin şirketlerle görüşmeyi öneren (ve hatta zaman zaman onları etkinliklerine çağıran), CHP-İyi Parti gibi güçlerle dost olmaya çalışan deliliği Türkiye’de de marjinal bir konuma düşürmeyi başarmalı.

İklimci gençler Greta’nın, küresel FFF’in radikalliğine sahip olmalı, “İleride işe gireceksiniz, ‘sistemi kökünden değiştir’ demeyin” diyenlere kulak asmamalı. Kendi deneyimimden yola çıkarsam, 10 senedir iş dünyasındayım, hiçbir siyasi görüşümü saklamadım, kapitalist sistemin işçilerin kitlesel eylemliliğiyle yıkılmasını ve adil-özgür yeni bir dünya kurmasını savunuyorum. Elbette egemen sınıflar radikal söylemlerden hoşlanmazlar. Ancak egemenlerin bu gaddarlığını kendi siyasi ajandasına kalkan yapmak isteyen ağabeyler ve ablalar artık gençlerin yakasından düşmeli.

COP26’ya giden süreçte, 24 Eylül’ün coşkusunu hafızamızda tutmalı, eksiklerinden ders çıkarmalıyız. Hareketin kitleselleşmesi, karar alıcıların üzerinde basınç oluşturması ancak böyle mümkün olabilir. “İklimi değil sistemi değiştir” diyenlerin sesi her zaman gür çıkacak ve baskın olacak.

Ozan Tekin


Bültene kayıt ol