Özdeş Özbay

Özdeş Özbay son yazıları

Özdeş Özbay tüm yazıları

04.10.2019 - 09:53

Hamidiye su şirketi kapatılmalıdır: Musluklardan içilebilir su istiyoruz

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir su şirketi olan Hamidiye A.Ş. birkaç gündür yaygın bir şekilde tartışılıyor. Hamidiye suları aslında 1898’de II. Abdülhamit tarafından kuzey ormanlarından İstanbul’a isale hatları ve çeşmelerle su getirilmesi projesidir ve adını da buradan alır. 1979 yılında ise bu bölgenin temiz suları İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Hamidiye A.Ş. adıyla kurulan şirket aracılığıyla ambalajlanıp satılmaya başlanır. 

AKP döneminde bu şirket ihya edildi. Bugün musluklardan su içilemeyen İstanbul’un temiz suları 30 ülkeye ihraç ediliyor. Milyonlarca kentli içilebilir nitelikte suya ulaşamazken, bu şirket büyük kârlar elde ediyor.*

Oysa bu sistem kabul edilebilir değil. Çünkü ambalajlı su aslında bir özelleştirmedir, yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olan su en temel insan hakkı olması gerekirken metalaştırılmaktadır ve ekolojik bir felakete yol açmaktadır. Ayrıca ambalajlı su, musluk suyuna göre 500 kat daha pahalıdır dolayısıyla da bu bir sınıf meselesidir. Ambalajlı su şirketleri güvenilmezdir ve sık sık skandallara konu olurlar.**

Oysa musluklarımızdan içilebilir temizlikte ve lezzette su akıtılması, kamu yatırımları ile pekala sağlanabilir. Bu yöntem, hem kat be kat ucuz hem de ekolojiktir.

Ancak ilginç bir şekilde Türkiye’deki siyasi kamplaşma bir kez daha kendini solda tanımlayanları yanlış bir politik hatta sürüklüyor. Son birkaç gündür İBB’nin İmamoğlu’na geçmesi nedeniyle Hamidiye A.Ş. ile anlaşması olan kamu kurumları ve şirketlerinin sözleşmeleri iptal ettikleri yer alıyor medyada. Buna karşı ise “sol” kamuoyunda belediyeye sahip çıkmak adına Hamidiye şirketinin sattığı suları alma konusunda bir kampanya başladı.

Bu kampanya baştan sona yanlış bir kampanya. İmamoğlu mademki kendini solda tanımlıyor ve yeni bir belediyecilikten söz ediyor, öyleyse elinde muhteşem bir fırsat var! 

İBB su hakkını tanıdığını ilan edebilir. Bunun gereği olarak musluklardan içilebilir nitelikte su akması için gereken altyapı çalışmalarını başlatabilir. En temel insan ihtiyaçlarına yetecek miktarda suyu tamamen bir insan hakkı olarak ücretsiz olarak verebilir. 

Suyun kullanım önceliklerini katılımcı süreçlerle belirleyerek havza bazlı, bütüncül bir su politikası hayata geçirebilir.

Ayrıca İstanbul genelinde başlatacağı seferberlikle yağmur suyu hasatı yapılması, kamu binalarında gri su denilen az kirli suların arıtılarak tekrar kullanımı gibi suyu tasarruflu olarak kullanan yöntemlere geçebilir.

İstanbul’un yollarını asfalt ve beton yerine suyu emerek toprağa bırakan malzemelerle kaplayabilir.

İstanbul’un sularının Hamidiye ve diğer şirketler tarafından şişelenmesini yasaklayarak bu temiz suları hem doğayla buluşturabilir hem de barajlarda musluk suyu ihtiyacı için kullanılmasını sağlayabilir. Tabi bu şirketlerde çalışan işçiler de yukarıdaki yeni istihdam alanlarında yeni işlere kaydırılabilir.

Bunun örnekleri dünyada yok mu? Tabi ki var. Hatta 1980’lerde küresel neoliberal bir saldırı olan suyun özelleştirilmesine karşı suyu bir insan hakkı olarak tanıyan ve yeniden kamusallaştıran belediyelerin ortak bir ağı bile var; Mavi Topluluklar.

Bugüne kadar Mavi Topluluklar’a Kanada’dan 20 şehrin yanı sıra İsviçre’den St. Gallen ve Bern; Fransa’dan Paris, ABD’den Northampton, Yunanistan’dan Selanik ve Almanya’dan Berlin belediyeleri üyeler. İBB bu ağa katılabilir.

Ancak bu politik bir tercihtir. Su şirketlerini karşısına almayı ve ekolojik ve kamusal olanı savunmayı gerektirir. Kârı değil yaşamı savunmayı gerektirir. 

Solun yapması gereken ise Hamidiye şirketini ve ambalajlı suyu savunmak değil İBB’nin su hakkını tanıması ve Mavi Topluluklara katılmasını talep etmektir.

* Bu konuda Su Hakkı Kampanyası yayınlarına bakabilirsiniz: https://www.suhakki.org/2011/10/ambalajli-ozellestirme/ ve bir rapor: https://www.suhakki.org/2016/01/rapor-suyumuzdan-para-kazaniyorlar/

** https://www.suhakki.org/2013/01/ambalajli-suda-skandallar-bitmiyor/

Özdeş Özbay

[email protected]

 


Bültene kayıt ol